Hollanda'nın Rotterdam şehrinde yaşayan 74 yaşındaki İnci Yaşar Seven, 1985'de İstanbul Ataşehir'de babası Emin Razi Didinen'den kalan 502 metrekarelik arsanın vergisini ödemek istediği için vergi dairesini aradığında büyük bir sürprizle karşılaştı. Doğma büyüme İstanbul Göztepe'li olan baba Didinen'in 1978'de ölümüyle birlikte tek varis olarak arsa 7 yıl sonra kızı Seven'in üzerine geçti. Ataşehir Küçükbakkalköy'deki yaklaşık 2 milyon lira değerindeki arsanın vergisi için aradığı vergi dairesi görevlileri, 'Sahibi ölmüş. Arsa da el değiştirmiş' cevabını alınca soluğu konsoloslukta aldı. Ataşehir Tapu Müdürlüğü'nü aradığında kendisine, 'Yaşam belgesi al' dediler. Tüm belgeleri alıp Türkiye'ye geldiğinde daha büyük bir sorun bekliyordu Seven'i. Çünkü Türkiye'de yasalara göre ölmüş, ölüm belgesi alınmış ve nüfustan düşülmüştü. Konsolosluktan alınan belgeler, müracaatlar, savcılığa suç duyuruları yapıldı. Şimdi Seven, hem arsasını geri almak içinhem de yaşadığını ispat için mücadele ediyor.
'VALLAHİ YAŞIYORUM'
SABAH'ın önceki gün, "Siz ölmüşsünüz arsanız da satılmış" başlığıyla gündeme getirdiği olayın ardından İnci Yaşar Seven Rotterdam'dan arayarak yaşadığını ve büyük bir dolandırıcılık olayıyla karşı karşıya olduğunu söyledi. Yaşlı kadın telefonda, "Evladım benim yaşadığım mağduriyeti yazmışsınız. Ben o 'öldü' denilen kadınım" diyerek şunları anlattı: "İki kızım bir oğlum var. 1955'te Almanya'ya çalışmak için gittim.6 yıl çalıştıktan sonra Hollanda'ya geldim. Yaklaşık 50 yıldır da buradayım. Eşim vefat etti. Şimdi oğlumla birlikte yaşıyorum. Bir kızım Türkiye'de diğeri ise burada evliler. Her yıl arsanın vergisini banka aracılığıyla ödüyordum. Bu yıl da ödemek için aradığımda böyle bir sürprizle karşılaştım. Üstüne üstlük bir de Türkiye'deki makamlara 'sağ' olduğumu ispat etmek için mücadele ediyorum. İnşallah adalet yerini bulur."
'14 YIL ÖNCE ÇANTAMIZ ÇALINDI'
Seven sözlerini şöyle sürdürdü: "1999'da küçük kızımın düğünü için İstanbul'a gelmiştik. Orada oğlum Ali'nin çantasını çaldılar. Sanırım burada kimlik bilgilerini elde etmişler. Düzce Devlet Hastanesi'nden 'öldü' diye rapor almışlar. Hayatım boyunca Düzce'ye gitmedim. Durumu oğluma anlattığımda o da inanamadı. Babamdan kalan tek mülk orası. Soruşturma sonunda herşey ortaya çıkacak. Tapuya şerh konuldu..."
'ANNEN YAŞIYOR MU' SORGUSU
Evlendikten sonra Muğla Fethiye'ye yerleşen İnci Yaşar Seven'in kızı Serpil Güraslan, "Olayı annem bana haber verdi. Büyük bir şaşkınlık içerisindeyiz. Karakola çağırdılar beni. Bana, 'Annen yaşıyor mu' diye sordular. Bende yaşadığını söyledim. Bu konu hepimizi çok üzdü. Annem yıllarca arsanın vergisini ödüyor. İnanamadık olanlara. Dolandırıcılığı kimin yaptığı ortaya çıkınca gerekli yasal girişimlerimizi yapacağız" diye konuştu.
İSPAT İÇİN DAVA AÇILMALI
Avukat Gökçen Bilge Özdemir olayı şöyle değerlendirdi: "Kayıtların düzeltilmesi için nüfusa dava açılması lazım. Hukukta buna, 'Çekişmesiz davalar' diyoruz. Çünkü karşı tarafta devlet var. Doğum belgesi, yurt dışına giriş çıkışlar ve Hollanda'da yaşadığını gösteren evraklar toplanmalı. Mezarlıklar Müdürlüğü'nden, 'Böyle bir cenaze defnedilmemiştir' belgesi de dosyaya konulmalı. Türkiye'de mezarı olmadığı ispatlanır. Bu sürecin sonunda Seven'in yaşadığı tekrar kayda geçirilir..."