Temel hakların ihlali açısından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) listesinde ön sırada yer alan, en çok başvuru ve en fazla ihlal kararı verilen ülkeler içinde ise birincilik yarışında Rusya ile adeta yarışan Türkiye sicilini temizlemek için harekete geçti. Makul süreyi aşan yargılamalar Türkiye açısından büyük bir sorun haline gelince son iki yılda yargının yükünün azalması ve işleyişin hızlanması için 4 yargı paketi yürürlüğe girdi. Ancak düzelemelere rağmen yargılamaların uzaması üzerine vatandaşlar AİHM'ye gitti.
16 BİN DAVA AÇILDI
AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ihlal edildiği gerekçesiyle açılan davalarda Türkiye aleyhine çok sayıda karar verdi. Geçen yıl sonu itibariyle açılan dava sayısı 16 bini buldu. Bunlardan 3 bin 800'ü uzun yargılama süreleri ile ilgiliydi. AİHM, iç hukuk yolunun kullanılmasını istedi. Bu kapsamda 9 Ocak'ta kabul edilen bir yasa kapsamında, Adalet ve Maliye bakanlıkları tarafından atanan 5 kişiden oluşan Ankara Komisyonu kuruldu. AİHM de 23 Eylül 2012'ye kadar olan davalar ile ilgili komisyonuna başvurulması yönünde karar aldı.
BİN 200 BAŞVURU
Komisyon, ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve kovuşturmalar ile özel hukuk ve idare hukuku kapsamındaki yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı, mahkeme kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasıyla AİHM'ye yapılan başvuruları kabul etmeye başladı. Bu kapsamdaki başvurular için 20 Ağustos'a kadar süre tanındı. Komisyon başvuruları değerlendirip tazminat ödenmesi ile ilgili bir karar vermeye başladı. Bu ayın ilk haftasına kadar komisyona bin 200 başvuru geldi. Bunlardan 52'si ile ilgili karar verilerek karşılıklı helalleşildi. Başvuruların büyük çoğunluğunda evrak eksikliği bulunduğu için yerel mahkemeler ile Doküman Yönetim Sistemi (DYS) üzerinden yazışmalar yapıldığı, eksiklikler giderilince hızlı bir şekilde karar verileceği bildirildi.
5 BİN 700 DOSYA
Komisyonun, 3 bin 800'ü uzun yargılama, bin 900'ü icra edilmemesi nedeniyle AİHM'ye yapılan yaklaşık 5 bin 700 adet başvuruyu iç hukukta tazminat ödenerek çözüme kavuşturması amaçlanıyor. Bu da AİHM'ye yapılan başvuruların üçte birlik bölümünün karara bağlanması ve Türkiye'nin rahatlaması anlamına geliyor.