Başbakan Tayyip Erdoğan, "Belgeler elimizde" dedi, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na seslenerek "Size Esad'la görüşmenizde elçilik edenler, ne yazık ki Reyhanlı olayının planlayıcıları" diye ekledi. AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Erdoğan şu mesajları verdi:
Aradan 53 yıl geçmiş olmasına rağmen, 27 Mayıs'taki o müdahaleci ruh, o tek tipçi, dayatmacı zihniyet, bugün dahi varlık gösterebiliyor. CHP, 53 yıl önce 27 Mayıs'a nasıl çanak tuttuysa bugün de zaman zaman müdahalelere çanak tuttu. Anıtkabir'e bile 'Ordu göreve' pankartlarıyla, akıl almaz bir şekilde ve izanlarını kaybederek yürüdüler.
KILIÇDAROĞLU CAHİL
Obama ve diğer yetkililerle görüşme yaptık. Ana muhalefetin Genel Başkanı gerçekten siyasetin cahilidir. Diyor ki 'Yanında Dışişleri Bakanı Müsteşarı yok', sen, ne kadar zavallısın. 3'e 3 toplantı yapıyoruz. Obama'nın yanında kendi Dışişleri Bakanı ve Güvenlik Konseyi'nde üst düzey bir yöneticisi var. Benim de yanımda karşıtı olarak Dışişleri Bakanım ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarım var. Sen, ne biçim siyaset yapıyorsun, sen nasıl siyasetçi olacaksın, sen ne cahilsin.
Biz böyle bir aceminin CHP'nin genel başkanlık koltuğunda oturmasını her zaman büyük bir talih olarak görüyoruz. Ama iş öyle bir hale geldi ki bu zat sadece CHP'ye değil artık Türkiye'ye de zarar vermeye başladı. Anamuhalefet partisinin Avrupa Parlamentosu'nda düştüğü içler acısı durum, CHP'ye gönül verenler kadar bu ülkenin vatandaşları olarak bizi de üzdü.
CHP Genel Başkanı'nın düştüğü durum o kadar acıklı ki Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı bile bu ithamlara, bu hakaretlere tahammül edemiyor ve kendisini geri çeviriyor, randevu vermiyor. Yurt dışına gidip kendi ülkesinin başbakanı için 'katil' sıfatını kullanan birine nerede olursa olsun 'zavallı' gözüyle bakılır. Bu zavallıyı son derece haklı olarak odalarının kapısından da geri çevirdiler.
Çıkıyor son derece ahlaksızca 'Esed ile Erdoğan arasında ton farkı var' diyor ama CHP'lilerin milletimizle çektirdiklerinden çok daha fazla Esad ile çekilmiş hatıra fotoğrafları var. Reyhanlı'daki olayların içerisine karışanların bunları alıp Esad'a götürdüklerine dair belgeler artık elimizde. Size elçilik edenler ne yazık ki Reyhanlı olayının planlayıcıları, bu işin içinde olanlar. Utanmadan sıkılmadan ahlaksızca ve terbiyesizce bizi Esad ile kıyaslıyor. Üstelik bunu da Avrupa Parlamentosunda yapıyor. Ortaya çıkan manzara utanç verici bir manzaradır.
Suriye'de kanlı saldırılar başladığı andan itibaren "Kurda merhamet kuzuya zulümdür" sözünü defalarca anımsattık. CHP Genel Başkanı Suriye'deki halkın meşru taleplerini 'terör' olarak nitelendirerek; sığınmacılara karşı kışkırtmalar yaparak kurda merhamet etmiş, zalim Esad'a destek çıkmıştır. CHP'nin tavrı asla tarafsızlık değildir. CHP aleni şekilde zalim bir diktatörün tarafını tutmuştur.
SEÇİM STARTI
Erdoğan konuşmasında 2014 yılında gerçekleşecek 2 seçim ve bir olası refarandum için start verdi. Erdoğan "Bugünden itibaren iki ana gündem maddeniz var. Birincisi seçim. İkincisi çözüm. İkisine de büyük ağırlık vererek yönelmenizi istiyorum"dedi. Bugüne kadar elde edilen başarıların rehavete neden olmamasını isteyen Erdoğan seçimlere çok sıkı çalışılması gerektiğini belirtirken de "Sandığa sahip çıkın"diye konuştu. Yaklaşık 5 saat süren toplantıda Erdoğan, il başkanlarını, kadın ve gençlik kolları başkanlarını da dinledi. Erdoğan'ın "Yalnız benim anlatmamla olmaz. Siz de süreci, hedeflerimizi ve yaptıklarımızı anlatın"'dediği kaydedildi.
'ALKOLÜ YASAKLAMIYORUZ'
Başbakan Tayyip Erdoğan, önceki gece kavgalarla TBMM'den geçen alkol yasasını da "Kafası kıyak gençlik istemiyoruz" sözleriyle savundu. Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Aman Yarabbim neler söylüyorlar neler: 'Siz Türkiye'de alkolü yasaklıyorsunuz.' Alkolü yasaklamıyoruz. Anayasa'nın 58. maddesinin gereğini yapıyoruz ve bunu yaparken de diyoruz ki camilere, eğitim, öğretim kurumlarına 100 metre mesafede olması gerekir ve bunun reklamı, tanıtımı, yazılı, görsel işte sosyal medya yani her türlü internet medyasında reklamını yasaklıyoruz. Bir devlet gençliğini, insanını tabii ki kötü alışkanlıklardan koruyacak. Yani biz bunu teşvik mi edelim. Bu yapılan iş ilk defa Türkiye'de yapılmıyor. Bu, dünyanın neresine gidersen git Amerikası'nda da Batı'sında da bütün bu uygulamalar var.
Bir CHP milletvekili 'Bunlar Tekirdağ'ın ismini de unutturmak istiyorlar' dedi. Yani böyle yanlış bir yaklaşım olur mu? Bu tür milletvekillerinden hakikaten CHP'yi Allah korusun.
Afedersiniz, ufacık çocukların şaribül leyli ven Nehar olmasını istemiyoruz. Yani gece gündüz içen, gece gündüz böyle sekr halinde kafa kıyak dolaşan, böyle bir nesil istemiyoruz. Uyanık, diri, bilgiyle mücehhez olacak, böyle bir nesil istiyoruz.