Başbakan Tayyip Erdoğan, İmralı görüşmeleri ile başlayan çözüm süreciyle ilgili kararlı konuşarak, "Biz çözüm için her yola başvururuz. Baldıran zehrini içmekse, biz o baldıran zehrini içeriz, yeter ki bu ülkeye huzur gelsin" dedi.
AK Parti'nin TBMM konuşan Erdoğan şu mesajları verdi:
BALDIRAN ZEHİRİ İÇERİM: Bugün çözüm süreci içinde BDP'li milletvekillerine İmralı'ya gitmelerine Adalet Bakanlığımız eğer izin veriyorsa bunun tek nedeni 'Acaba bu yolda bir adım atılabilir mi'? MHP bunu da istismar ediyor. Biz çözüm için her yola başvururuz. Kayseri'de ifade ettim, baldıran zehri içmekse, biz o baldıran zehrini de içeriz yeter ki bu ülkeye huzur gelsin, refah gelsin.
ZORA TALİBİZ: Milletimiz bize güvensin, biz bu ülkede etnik yapılar üzerinden herhangi bir ayrıma müsaade etmeyecek tek partiyiz. Türk benim ne kadar kardeşimse Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abhaz, Roman, Pomak da benim o kadar kardeşimdir. Çünkü biz yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz. Kanın durması için hiç bir sorumluluk almayan bu fırsatçıların tezgahına da asla gelmeyin. Savaş kolay, barış ise zordur. Biz zora talibiz.
NİYET HAYIR, AKIBET DE HAYIR OLACAK: Bu süreçte ne acıdır ki siyasi partilerden, medyadan, sanatçılardan, bu ülkenin aydınlarından yeterli desteği alamadık ama almayı bekliyoruz. Milliyetçilik kavramı kardeşlerin birbirine doğrulttuğu silah haline getiriliyorsa, buna hiç kimse sesini çıkarmıyorsa, bundan hiç kimsenin şikayet etme hakkı da olmaz. Ama milletimizin bizimle birlikte olduğunu biliyoruz. Çünkü niyet hayırdır, inşallah akıbet de hayır olacaktır.
O VEKİLİ AL TUNCELİ'YE GİT: Benim 'Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız' sözlerim üzerine CHP Genel Başkanı, 'Bu sözleri Rize'de söyleyemezsin' dedi. Kendi içinde bu tür haddini bilmez, kendini bilmez, ceddini bilmez tipleri barındıran bir Genel Başkan'dan bir şey olmaz... Eğer cesareti varsa o İzmir milletvekilini yanına alsın gitsin o düşünceleri Tunceli'de, kendi memleketinde dile getirsin. Biz Mardin'de söylediğimizi İstanbul'da, Ankara'da söylüyoruz. Yakında Rize'ye gideceğim, iyi takip etsin beni Rize'de de söyleyeceğim.
SEVSİNLER SENİ: Buyur Tunceli'ye git, televizyon programında söylediğin millet tanımını Tunceli'ye yap, seni o zaman görelim. 'Milliyetçilik ve ulusalcılık aynı şeylerdir' diyor. Biri eski dildeymiş biri yeni dildeymiş... Sevsinler seni.
UZUN İNCE BİR YOLDA GİYORUZ: Hala Sivas'ın ötesine gidemiyorlar. Çünkü gitmek gönül işi, yürek işi... Varsa bu gönlün, yüreğin gidersin, yoksa gidemezsin. Ama biz gideriz. Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece ve gideceğiz gündüz gece.
KAN YÜZLERİNE BULAŞACAK: CHP, MHP, BDP bugüne kadar kanın durması için inisiyatif almadılar, sorumluluk üstlenmediler. Eğer bundan sonra da sorumluluktan kaçarlarsa, her damla akan kan onların eline, yüzüne bulaşacaktır. Ama biz onların bu duruşlarına rağmen kanı durdurmak için çırpınacağız. Onlar 'şehit cenazesi gelsin istismar edelim' diye ellerini ovuştururken, biz tek bir gencimizin dahi burnu kanamasın diye çırpınmaya devam edeceğiz.
ATATÜRK DE BUNALMIŞ: Gazi Mustafa Kemal, 'Burada maksud olan ve Meclisi alinizi teşkil eden zevat yalnız Türk değildir, yalnız Çerkez değildir, yalnız Kürt değildir, yalnız Laz değildir. Fakat hepsinden mürekkep anasır-ı İslamiye'dir. Samimi bir mecmuadır' diyor. Demek ki o da bunalmış.
CHP VE MHP MİLLİYETÇİLİĞİ: Biz CHP gibi ayrımcı bir milliyetçilik tanımını, bu milletin tarihine haksızlık olarak görürüz. Biz MHP gibi öfke ve nefretin, bölme ve parçalamanın diline mahkum olmuş bir milliyetçiliği asla kapımızdan içeri sokmayız. Ziya Gökalp, Mehmet Akif, Nazım Hikmet, Necip Fazıl, Erol Güngör, Mümtaz Turhan... Hangi mütefekkire bakarsanız, millet kavramının böyle kucaklayıcı anlamda kullanıldığını görürsünüz