Başbakan Tayyip Erdoğan, Mardin'de Midyat ve Kızıltepe'den teröre "dur" çağrısı yaptı. Midyat'taki toplu açılış töreninde "Türkiye'ye sesleniyorum, hep birlikte teröre dur diyeceğiz. Hep birlikte silahlar sussun, fikirler konuşsun, siyaset konuşsun diyeceğiz" çağrısı yapan Erdoğan, şu mesajları verdi:
Kimki kendi ırkının, kavminin, kendi kabilesinin diğerlerinden üstün olduğunu iddia ediyorsa o kişi şeytanın izindedir. Biz, Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde tek milletiz, bu millet kavramının içinde Türk'ü var, Kürt'ü var, Arap'ı var, Laz'ı var, Çerkez'i var. Etnik milliyetçiliği kim yaparsa yapsın o sapkınlığın içindedir, fesat içindedir, fitne peşindedir. Yine bir, diri olacak, bu topraklar üzerinde iri ve güçlü olacağız.
Ayrımcılığa, bölgesel, etnik ve dinsel milliyetçiliğe karşıyız. Bunun için de bir sürecin içindeyiz. Bu süreç bir çözüm sürecidir. Bu süreçte kimse bizim karşımıza Kürtlükle çıkmasın, kimse bizim karşımıza Türklükle de çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği, ayaklarının altına almış bir iktidarız. Kuru milliyetçilik yok. Bizim milliyetçilik anlayışımızda insan severlik, fakirin, fukaranın, garip gurebanın yanında yer almak var.
Hep beraber teröre karşı çok mücadele vereceğiz. İnanıyorum ki Midyatlı kardeşim cesur, cesaret sahibi. Birileri 'kepenkleri indirin' dediği zaman o kepenklerini indirmeyecek. 'Kusura bakmayın bizim gönül kapılarımızı, gönül kepenklerimizi kimse indiremeyecek' diyecek. Dikkat edin, terör örgütü özellikle son zamanlarda eğitim kurumlarını hedef alıyor. Çünkü bu bölgenin insanının okumasını, yoksulluktan, işsizlikten kurtulmasını istemiyorlar. Kanlarını akıttıkları, ölmeye ve öldürmeye programladıkları gençlerin tükenmesini istemiyorlar.
Bizler aynı toprakların, aynı tarihin, aynı medeniyet evlatlarıyız. Bizi bölmeye çalışanlar başka hesap içindedir. Husumet, nefret, öfke, şiddet sadece bizim ortak düşmanlarımızı sevindirir. Türkiye'nin tamamında çok büyük bir umut atmosferi oluştu. Sizler umudu haykırırken, Rize'de de aynı umut haykırılıyor. Sizler burada ne kadar umutluysanız, İstanbul da o kadar umutlu, Ankara'da o kadar umutlu. Bu umudu heba etmeyelim. Bu süreci heba etmek isteyenlere fırsat tanımayalım. Düşmanı değil, artık anneleri, artık babaları, artık kadınları sevindirelim.
İşte bugün Midyat'tan Türkiye'ye sesleniyorum, buna hep birlikte dur diyeceğiz. Dur. Hep birlikte silahlar sussun, fikirler konuşsun, siyaset konuşsun diyeceğiz. Biz, Milli Birlik ve Kardeşlik Projemizde silahların artık gömülmesi, kendi iradesi ile hareket edebilen siyasete fırsat tanınması için bir çözüm süreci başlattık. Allah'ın izniyle bu meseleyi çözeceğiz ve çözüyoruz.
İPE UN SERİYORLAR
Bugün önümüzde duran sorunların çözümü yeni imtiyazlar üretmekten geçmiyor. Tam tersine haklar ve özgürlükler herkes için hayata geçirildiğinde sorunlar gerçek anlamda ve kalıcı şekilde çözülmüş olacak. Yeni anayasayı, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni bunun için önemsiyoruz. Yeni anayasayı isteyen biziz. Diğerleri istiyor mu? Hayır. Onlar ipe un seriyor. CHP diyor ki 'Bunun sınırı olmaz ne zaman biterse.' MHP, '23 Nisan güzel bir gün. 23 Nisan'a kadar bitirelim' diyor. 'Eyvallah' diyoruz, 23 Nisan fazla uzun bir süre değil. Ama BDP'ye bakıyorsun o da aynen CHP gibi konuşuyor, 'Süresi olmaz, ne zaman biterse' diyor. Böyle sulandırma olmaz. Eğer bir işi yapacaksan bunun başlangıcıyla bitişi belli olur.
Biz samimi olduğumuzu daha başta gösterdik. Biz 325 milletvekiliyle Anayasa Uzlaşma Komitesi'nde üç kişiyle temsil ediliyoruz. Bizim dışımızdaki üç partinin 215 milletvekili var, 9 üyeyle temsil ediliyor. Biz burada 'Yeter ki üzüm yiyelim' dedik. Şimdi Meclis Başkanımız Mart sonu bitirelim diyor. Biz de ona göre çalışacağız.