Çin Komünist Partisi'nin davetlisi olarak Pekin-Şangay-Urumçi'yi kapsayan bir haftalık Çin gezisine çıkan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Milletvekilleri, basın mensupları ve işadamlarından oluşan heyetle Pekin'e gelen Kılıçdaroğlu, CHP olarak İmralı ile başlayan yeni sürece katkı vermek istediklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Sizden 3 kişi, bizden 3 kişi, neyi çözecek?" diye sorduğu Başbakan Tayyip Erdoğan'a, "Toplumsal uzlaşma bu sorunun çözümünde kilit sözcüktür" mesajı gönderdi. CHP lideri, sorulara şu yanıtları verdi:
İNFAZ OLDUĞU BELLİ
Paris'teki suikast İmralı sürecini sabotaj gibi yorumlandı.
Olay kamuoyuna yansıdıktan sonra dikkatle izliyor, aydınlığa kavuşturulmasını bekliyoruz. Bu konuda asıl görev Fransız Hükümeti'ne düşmekte. Olayın olduğu yeri, Fransız istihbaratının sürekli gözetim altında tutuğu biliniyor. Bir infaz olduğu belli. Hangi gerekçeyle bu infaz yapıldı, ortaya çıkması gerekiyor.
Sürece yine de destek vermek gerekiyor değil mi?
Elbette. Bu süreç kendi içinde gelişmeli. 'Bir yerde infaz oldu, süreç aksadı' diye bakmak doğru değil. Hükümetin kararlılığı varsa süreç kendi içinde yürümeli.
Hükümete kredi açma sözünüz Başbakanla aranızda polemik yarattı.
Sayın Başbakanın tavrı bende şaşkınlık yarattı. Türkiye'nin en temel sorununu çözme konusunda muhalefet partisinin olaya olumlu yaklaşımına olumsuz tepki vermek, sorunu çözmemek gibi bir iradeyi dolaylı yoldan ortaya koymak anlamına geliyor. 30 yıldır bir sorun çözülemiyorsa herkesin sorumluluk üstlenmesi gerekiyor. CHP olarak bu sorunun çözülmesine katkı vermek istiyoruz.
İMRALI TRAFİĞİNDE YOKUZ
- BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, 'İmralı görüşme trafiği CHP'ye kapalı olmamalı' dedi...
CHP olarak o sürecin içinde olmak istemeyiz. O süreç bizim dışımızda. AK Parti'den de 'İlla gelin, bize bilgi verin' diye bir talebimiz yok. Eğer CHP'den çözüm için katkı bekliyorsanız ana muhalefet partisine gelin bilgi verin. Bize bilgi vermeleri de şart değil, parlamentoya da bilgi verebilirler. Benim gördüğüm, hükümetin toplumsal uzlaşma aramaya niyetinin olmadığı şeklinde.
Umutlu musunuz?
Bu sorunu çözeceğiz herhalde bir gün. Ama yakın bir tarihte olacağına ihtimal vermiyorum. Çünkü hükümetin bu konuda bir stratejisi yok.
CHP neye, ne kadar kredi açıyor?
Hükümet, 'Sorunu çözeceğim' diyor. Eğer sorunu çözecekse bundan memnunluk duyarız. Hükümete kredi açarken 4 koşul ileri sürdük. Millete hesabını veremeyeceğin angajmana girmeyeceksin. Samimi olacaksın. Kişisel beklentin olmayacak. Ana muhalefete veya parlamentoya bilgi vereceksin. İçeriği belli olmayan görüşmeler hakkında, ' Her konuda destek vereceğiz' dememiz doğru değil.
Başbakan ve çevresi 'CHP'ye güvenmiyoruz. İki üç ay süre istediler aradan 7 ay geçti hala bir adım atmadılar' diyor.
Başbakanın toplumsal uzlaşmanın farklı bir şey olduğunu öğrenmesi lazım. Toplumsal uzlaşma oy çokluğu ile bir sorunun çözülmesi demek değildir. AKP ve CHP'nin oyu yüzde 75. Hayır. Demokrasi de bu değil. Sizden 3 kişi, bizden 3 kişi geldik yan yana. Neyi çözeceğiz? Toplumsal uzlaşma bu sorunun çözümünde kilit sözcüktür.
2009 süreci ile bugünkünün farkı ne?..
Birisi gizli yapılıyordu, şimdi açık açık yapılıyor.
Başbakan, Fransa Cumhurbaşkanı'na 'Teröristlerle ne görüşüyorsun?' dedi...
Aziz Nesin olsaydı ona çok güzel bir yanıt verirdi. 'Niye onlarla konuştun?' diyorsunuz. Ağzınızdan çıkanı düşünerek konuşacaksınız. 'Siz ne görüşüyorsunuz?' diye sorarlarsa ne yanıt vereceksiniz Sayın Recep Tayyip Erdoğan?