Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Adli Tıp Kurumu raporunda Turgut Özal'ın ölümünün hemen sonrasında gerekli otopsi işleminin ve ölü üzerinden derhal alınması gerekli kan, idrar ve doku örnekleri gibi materyallerin alınarak incelemelerinin yapılmamış olması nedeniyle kesin ölüm sebebinin saptanamadığının bildirildiğini ve soruşturmaya devam edileceğini açıkladı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın naaşında yapılan inceleme sonrasında Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporla ilgili değerlendirmesini tamamladı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan yazılı açıklamada 18 Eylül 2012 tarihinde Adli Tıp Kurumu Başkanlığına, soruşturma sırasında elde edilen tıbbi doküman, belgeler ile diğer delillerin bir örneği ve 2 Ekim 2012 tarihindeki fethi kabir neticesi yapılacak olan otopsi işleminden elde edilen deliller dikkate alınarak kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için müzekkere yazıldığı bildirildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 1. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen ve Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderilen 05/12/2012 tarih 4416-C karar nolu 382 sayfadan ibaret raporun sonuç bölümünde özetle; Türkiye Cumhuriyet 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın
1 - Travmatik bir tesir ile öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı,
2 - 17/04/1993 öncesine ait tıbbi belgelerde akut veya kronik toksik madde maruziyetine bağlı klinik ve laboratuar bulgusunun tanımlanmadığı,
3 - Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yapılan muayene ve yeniden canlandırma işlemleri sonucunda düzenlenen tıbbi belgelerinde zehirlenme lehine değerlendirilebilecek patogonomik (zehirlenmeye spesifik) klinik ve laboratuar bulgusu tespit edilemediği,
4 - Radyoaktif madde maruziyeti ile öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı,
5 - Anıt mezarda yapılan fethi kabir işlemi sırasında mezar ve mezar çevresinden, otopsiden elde edilen örneklerin yapılan analiz ve bulgularının incelenmesinde, otopsi örneklerinde saptanan DDE düzeylerinin, Türkiye'de normal popülasyonda 1976-1996 yıllarında saptanan adipoz (yağ) doku düzeyleri ve çeşitli ülkelerdeki normal popülasyon sonuçları ile literatürde yer alan postmortem (ölüm sonrası) doku düzeyleri ile uyum gösterdiği, DDE (DDT'nin metoboliti olan) maruziyeti ile öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı,
6 - Otopsi örneklerinde saptanan ağır metal (kadmiyum dahil) düzeylerinin Türkiye'de normal popülasyonda saptanan doku düzeyleri ve çeşitli ülkelerdeki normal popülasyon sonuçları ile literatürde yer alan postmortem (ölüm sonrası) doku düzeyleri ile uyum gösterdiği, bu nedenle ağır metal (kadmiyum dahil) maruziyeti ile öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı,
7- Tüm tıbbi belgeler ve incelemeler ışığında, Türkiye Cumhuriyetinin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın 05/02/1993 tarihinde The Methodist hastanesinde yapılan muayene ve tetkiklerin değerlendirmesinde kardiyolojik risk profilinin düşük olduğu ancak ani kardiyak ölümün hiçbir zaman dışlanamayacağı, tıbbi antesedani ve ölüm olayının meydana gelişi ile ilgili anlatımlar öncelikle ani kardiyak bir ölümü düşündürmekte ise de, ölüm sonrası otopsi işlemi uygulanmamış ve iç organlarda vücut sıvılarında gerekli makroskobik, mikroskobik, mikrobiyolojik, serolojik, toksikolojik incelemeler yapılmamış olduğundan mevcut bilgi ve bulgular ile kesin ölüm sebebinin tespit edilemediğinin oy birliği ile mütalaa edildiği bildirilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere Adli Tıp Kurumu raporunda ölümün hemen sonrasında gerekli otopsi işleminin ve ölü üzerinden derhal alınması gerekli kan, idrar ve doku örnekleri gibi materyallerin alınarak incelemelerinin yapılmamış olması nedeni ile kesin ölüm sebebinin saptanamadığının bildirilmiş olması nedeni ile, Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından dosyada mevcut Adli Tıp Kurumu raporu, diğer bulgu ve deliller ışığında soruşturmaya devam edilerek muktezaya bağlanacağı, kamuoyunun bilgisine saygı ile sunulur."