Elazığ Havalimanı yeni terminal binası ve Fırat Üniversitesi'ndeki bazı hizmet binalarının da aralarında bulunduğu pek çok açılış gerçekleştiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bölge halkını PKK'ya karşı durmaya çağırarak "Terörü kardeşlik ruhuyla, dayanışma halinde aşacağız" dedi. Erdoğan konuşmasında özetle şunları söyledi:
ÖLÜM VAAT EDİYORLAR
Terör başta olmak üzere kronik sorunları kardeşlik ruhuyla, dayanışma halinde aşacağız. Bize husumet besleyen her çevrenin kullandığı bu kuklayı bertaraf etmek için çok boyutlu ve kararlı bir mücadele yürütüyoruz.
Terör örgütünün topu bir tek şehidimizin tırnağı etmez. Kimse bugün destek bulduğu mihraklara güvenip bu millete efelik taslamaya kalkmasın. Ne o maşalara ne de o maşaları kullananlara bu milletin boyun eğmeyeceğini bu kararlı duruşuyla bu aziz millet açıkça göstermiştir.
Ne halkımız bu örgütün provokasyonlarına gelmiştir ne de kırsalda bir karış toprak üzerinde hakimiyet kurabilmişlerdir. Bunlar dezenformasyondur. Terörün, şiddetin, silahın devri kapanmıştır.
Türkiye, demokrasi ve özgürlükler konusunda 10 yıl, 30 yıl, 50 yıl öncesinin karanlık dönemlerini geride bırakmıştır. Sorunlar birbir çözüm yoluna konuldu. Bunların vaat ettiği ölümdür, kandır, bunalımdır, çiledir.
(Iğdır'da öğretmenlerin yöre halkınca PKK'dan kurtarılmas) Kürt kardeşlerimin bizim yanımızda olması çağrısını yaptım. Ve 6 öğretmenimiz kaçırılırken karşılarına dikildi halkımız ve öğretmenlerimizi bunların elinden aldı. İşte devlet millet kaynaşması bu.
Terör örgütünün eylemlerine dest e k veren ülkeler de bu silahın bir gün kendilerine döneceğini unutmamalıdır. Terör örgütünü şımartan gafiller bizden bu gayrimeşruluğa müsamaha göstermemizi beklemesinler.
SİLAHLA TALEP OLMAZ
Silahla kanla hiçbir makul, kabul edilebilir talep olmaz. Terör örgütü bunun farkında olduğu için bizim terörü, demokrasi ve siyaset yolu ile çözme çabalarımızı boşa çıkarmanın gayreti içinde.
Teröristlerle kucaklaşanlarla konuşacak hiçbir şeyimiz yok. Demokratik ortamda her şeyi çok açık herkesle konuşuyoruz ve asla kapımız o insanlara kapalı değildir. Yeter ki terörle irtibatını kessin.
Elinde silahı olan karşısında sadece benim güvenlik güçlerimi bulur, bulacaktır.
Bölücü terör örgütünün parlamentodaki uzantısı, söz sahibi de, yetki sahibi de değildir. Onlar sadece maşadırlar. Bugüne kadar bu konuda bir iyi niyet, bir irade görmedim. Terörle kalkınma, gelişme bir arada olmaz.
(Er ve erbaşların oy kullanması) Subay, astsubay, uzman er ve erbaş kullanıyor da bunlar politize olmuyor da niye er ve erbaş politize olsun. Genç, kışlada da olsa siyasi bakışını sandığa yansıtacak olursa bu ülke çok daha güçlü olacaktır.
AVRUPA'DA NASILSA TÜRKİYE'DE DE O
Başbakan
Erdoğan, demokrasi sınırını da şöyle çizdi:
Gitsinler herhangi bir Avrupa ülkesinde o ülkenin toprak bütünlüğüne yönelik aykırı bir çıkış yapsınlar, kendilerini nasıl hemen ya cezaevinde ya sınır dışında buluyorlar. Ama konu Türkiye olunca içeride de dışarıda da herkes sınırsız demokrasi, sınırsız özgürlük aşkına tutuluyor. Yok öyle yağma. İleri demokrasiye 'evet' ama sınırsız demokrasiye 'hayır'. Özgürlük sınırsız değildir.
Özgürlük bir başkasının özgürlük sınırına kadardır. Türkiye'nin toprak bütünlüğü, milli birliği hiçbir ülkeninkinden daha değersiz değildir. Benim vatandaşımın kanı hiçbir ülkenin insanından daha değersiz değildir.