Merak saikiyle ele alınan bomba
- Afyon'la ilgili Sayın Kılıçdaroğlu'nun eleştirileri kapsamında size bir ön rapor geldi mi?
Bu olayla ilgili şahit olarak dinlenebilecek insan yok. Şahitlerin hepsi şehit. Genelkurmay Başkanımız bana anlattı. Merak saikiyle ele alınan bir el bombasının patlaması ihtimali üzerinde duruyorlar.
- Kılıçdaroğlu, yüzde 99.5 sabotaj iddiasında ısrarlı...
Çok ciddi sululuk, gayri ciddilik. Ana muhalefetin liderisiniz. Silahlı Kuvvetlerimizin İkinci Başkanı kendisini arıyor. "Size bu bilgiyi veren kim?" diyor? "Ben böyle bir açıklama yapmadım" diyor. "Yapmadıysanız, kamuoyu ile paylaşın" diyor. İkili görüşmede kendisi savunamaz. Zannedersiniz ki, iyi bir insan. Ama arkasını dönünce her türlü yalanı, yanlışı yapar. 'En üst düzey general kim?' Açıklayamazsan müfterisin.
- Genelkurmay Başkanı "Her şey ortada" dedi...
Pek ironiyi seven bir insan değildir. Bu olayın içinde ne var ne yok görmezden gelen bir ifade değildir. Sadece durum tespitidir.
-Bakan Eroğlu, "Hindistan ve Pakistan'da da oluyor" dedi. Ne düşündünüz?
Hindistan, Pakistan benzetmesi eksik, yanlış olabilir. Ama en ileri ülkede ABD'de yok mu? Bunlar yaşanır. "Kaza" demeseydi daha isabetli olurdu. Yanlıştır. Vali de iki büyük yanlış yaptı. Fotoğraf karelerini bir de internet sitesine koymuş. Sonra da 'reklam için' dedi. Alaturka bir davranış oldu.
- Suriye'de düşen uçakla ilgili paylaşacaklarınız neler? Beşir Atalay bey, uçağımızın füzeyle vurulduğunu açıkladı.
Eskişehir'deki rapor da tamamlansın, kamuoyuyla paylayacağız. Beşir Bey'in sözleri kesin, nihai rapor değil.
Askerin karşısında el pençe divandılar
(Necdet Özel'le ilgili yorumlar için)
Bazı köşe yazarlarının yazılarına baktığımızda hükümete yalakalıktan, kabiliyetinin olmadığından bahsediyorlar. Bunlar gayri ciddi yaklaşım tarzları. 10 yıllık Başbakanlık dönemimde biz hiçbir atamada kalkıp da 'Şunu atlayalım da başkasını getirelim' demedik. Işık Paşa istifa etmeseydi Necdet Paşa burada olmayacaktı. 10 yıl önce kolaysa bir köşe yazarı çıksa böyle bir yazı yazsaydı. Şimdi yazıyor. Şimdiye kadar kalkıp askere zerre kadar eleştiri yapamayanlar, el pençe divan duranlar niye başladılar? Bu noktada elimizde çok dosya var. Emir alanları filan iyi biliyoruz. Falan kişiden talimat alıp başlık atanları biliyoruz. Ama bu dosyaları açmak istemiyoruz.
- Referandumdan sonrasına askerin intibak sorunu mu oldu?
Sivillerin intibakı zor oldu.
- Necdet Özel Paşa ile TSK'da yeni bir dönem mi başlayacak? Zincirin bu ilk halkasını mı koparmak istiyorlar?
Biz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yönetiyoruz. Şu anda söyleyebileceklerim var, söyleyemeyeceklerim var. Her şeyi, her zaman, her yerde söyleyemeyiz. Bunları ileride kaleme alacağız. Bunlar niye yaşandı? Balyoz'da CD'leri filan biliyorsunuz. Acaba Cumhuriyet yürüyüşleri niye yapıldı? Buralardan çıkan karanlık tablolar var. Ama söyleyemem.
- Kamuoyunun bildiğinden daha karanlık tablolar mı var?
Var tabii. Ama bildiğimi söyleyemem. Araplar sırrı şöyle tarif ederler. 'İki dudağın arasından çıktı mı esiri olursun.' Bizim de bazı sırlarımız var. Fatih, 'Sakalım bilse sakalımı keserim' demişti.
Partinin iskeleti bozulmaz
- 30 Eylül'de Kongre var. Kabineyle ilgili beklentiler de var. Partide yönetim anlamında ne gibi revizyonlar olacak?
Takımın iskeletini bozmayacağım. Bazıları her şeyi birbirine karıştırıyor. Partimizin MKYK'sında ve il yönetiminde 3 dönem uygulaması yoktur. Bazıları 'yeni milat' diyor. Milat durumu söz konusu değil. Birinci 11 yılı bitirdik. Buna, ikinci 11 yılın güncellenmiş manifestosu ya da yeni yol haritası diyebilirsiniz.
- 2011'de milletvekillerinin yüzde 69'unu değiştirdiniz. Parti yönetiminde aynı oranda değişiklik yapacak mısınız?
Burada durum farklı. Oturmuş bir yönetim ekibimiz var. Çoğu işlevlerini yerine getiriyor. Tabii hücre tazelenmesi çok yerinde olur.
- AK Parti'nin yüksek halk desteğiyle şımardığı iddialarına ne diyorsunuz?
Bizim halktan aldığımız desteği şımarma olarak gösteriyorlar. Hayır. Biz aldığımız kültür itibariyle mütevazıyız. Ama yeri gelince kükremesini de biliriz.
Kitleye dayanan cumhurbaşkanı
- Başkanlık sistemi tartışması açıldı ama arkası gelmedi...
Ben daha önce Özal'ın, Demirel'in dile getirdiği tezleri tekrar gündeme getirdim. Ama Tayyip Erdoğan getirince kıyamet koptu. 'Ülke elden gidiyor' diye yansıtmaya kalktılar. 'Başkanlık sistemi, yarı başkanlık sistemi, partili cumhurbaşkanı ne getirir, ne götürür, bunu tartışalım' dedim. Koskoca parti lideri bile 'Parlamento ortadan kalkacak' diyebiliyor. Vatandaş da bilmiyor. Çift parlamentosuyla koskoca ABD var... Tamamıyla ABD'deki başkanlık sistemi de olsun demiyorum. Bizim sistemimizden oraya monte edeceğimiz şeyler de olabilir. Yarı başkanlık sisteminden aktaracağımız yönler de olabilir. Ya da partili Cumhurbaşkanı. Bir cumhurbaşkanının sırtını dayadığı bir partisi ya da ona gönül verenlerin olduğu organize kitle yoksa, zayıf kalır, sembolik olur. Seçim geliyor. Halkın oylarıyla gelecek bir cumhurbaşkanı olacak, bunun adını koymak lazım. Padişahlık olacakmış. Padişahlıkla bunun bir ilgisi yok.
Başörtüsü serbestisi geri çekilmedi
- Yeni Anayasa'da AK Partininkamuda başörtüsü serbestisi getirecek öneriyi geri çektiği haberleri yapıldı. Geri mi çektiniz?
(Soruyu soran kadın gazeteciye) Sen inandın mı? Böyle bir şey söz konu olmaz. Teklifi geri çekmemiz söz konusu değil. Sadece anlaşılamayan maddenin ertelenmesi var. 'Anlaşılan maddeyi görüşelim, anlaşılamayan maddeleri ele alırız' yaklaşımı söz konusu. Ama çalışma iyi gitmiyor. 4 parti bu işi yılsonuna kadar bitirmeli. Yoksa, yeterli çoğunluğu sağlayan partiler biraraya gelip, anayasayı yapmalı...