Erdoğan, gezide kendisine Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik'in eşlik edeceğini söyledi.
Seyahatine Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in davetine icabetle Azerbaycan'dan başladıklarını ifade eden Erdoğan, ''Bilindiği üzere Türkiye-Azerbaycan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin birinci toplantısını 25 Ekim 2011'de Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev kardeşim ile birlikte İzmir'de düzenlemiştik. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki Yüksek Düzeyli Stratejik toplantının ikincisini ise Azerbaycan'a yapacağımız bu ziyaret sırasında gerçekleştireceğiz. Şunu önemle belirtmek isterim. Türkiye ile Azerbaycan kardeş iki millettir. İki dost ülkedir. Ülkelerimiz arasında düzenlenen Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi de aramızdaki ortak kültür, dil ve tarih bağlarından güç alan işbirliğimiz stratejik bir boyuta ağırlıklı olarak enerji alanında ulaşmıştır, ulaşmaya da devam etmektedir'' diye konuştu.
Erdoğan, Azerbaycan'ın 21 yıl önce kurulduğundan bu yana sürekli gelişme ve büyüme içinde olduğunu kaydederek, ''Bizler de Türkiye olarak bu süreçte Azerbaycan'a desteğimizi hiç bir zaman esirgemedik. Bugün dost ve kardeş Azerbaycan'ı bir kez daha ziyaret edecek olmanın mutluluğunu birlikte yaşıyoruz'' dedi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile ikili ve heyetler arası görüşmeler gerçekleştireceğinin altını çizen Erdoğan, ilişkileri ve kapsamlı işbirliğinin tüm boyutları ile ele alınacağını, bölgesel ve küresel gelişmeler hakkında da etraflıca görüş alışverişinde bulunacaklarını bildirdi.
Erdoğan, Gebele şehrindeki toplantının ardından ziyaretin ikinci gününde Cumhurbaşkanı Aliyev ile birlikte tarihi Şeki ve Zagatala şehirlerini de görme imkanı bulacağını dile getirerek, bundan da ayrıca memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Ukrayna ziyareti
Azerbaycan ziyaretinin ardından Ukrayna'ya geçeceğine işaret eden Erdoğan, ''Ukrayna ilişkilerimizin geliştirilmesine öncelik verdiğimiz ülkeler arasında yer alıyor. Son 10 yıl içerisinde bunu çok açık ve net gördük. Bu uygulamamızın da neticelerini her geçen gün arttığının görerek alıyoruz. Nitekim geçtiğimiz bu süre içerisinde ilişkilerimiz her alanda artıyor. 2011 yılı sonu itibari ile Ukrayna ile olan ikili ticaret hacmimiz 6,5 milyar dolar seviyesine çıkmıştır. Hedefimiz bu rakamı 2015 sonu itibari ile 20 milyar dolara, 2020 yılı itibarı ile de 40 milyar dolar seviyesine yükseltmektir'' dedi.
Erdoğan, iki ülke halkları arasındaki temasların artmasına özellikle yatırımlar bazında ağırlık verdiklerine dikkati çekerek, ''Bu bağlamda 1 Ağustos tarihi itibarı ile iki ülke arasında vize muafiyeti anlaşmasının yürürlüğe girmiş olması önemli bir gelişmedir. İnsani ilişkilerin yanı sıra iki ülke arasındaki üst düzey temaslara da önem atfediyoruz'' ifadesini kullandı.
Ukrayna ile geçen sene tesis edilen Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey temaslarının en üst düzey ve en kapsamlı zemini oluşturduğunu söyleyen Erdoğan, konseyin ikinci toplantısını 13 Eylül Perşembe günü Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç ve iki ülkeden ilgili bakanların katılımı ile düzenleneceğini belirtti. Erdoğan, Cuma günü de Yalta'da olacaklarını ve Devlet Başkanı Yanukoviç'in açılışını yapacağı Yalta Avrupa Stratejisi 9. Yıllık Toplantısı'nda onur konuşmacısı olarak bulunacağını söyledi.
Erdoğan, köklü tarihi ve kültürel bağların bulunduğu Kırım Özerk Cumhuriyeti'nde Kırım Özerk Cumhuriyeti Başbakanı Anatoli Mogilov ve Kırım-Tatar Milli Meclisi yetkilileri ile bir araya gelmeyi öngördüğünü kaydetti.
Türkiye, Bosna Hersek'in yanında olmayı sürdürecek
Erdoğan, Ukrayna ziyaretinin ardından Bosna-Hersek'e geçeceğini ve İsabey İshakoviç Ödül Komitesi'nin bu yıl şahsına tevdi etmeyi uygun gördüğü ödülü alacağını dile getirerek, ''Saraybosna'da Bosna Hersek yetkilileri ile ikili, bölgesel ve uluslararası alanda yaşanan gelişmeleri değerlendirme imkanı bulacağım. Orada Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı İzzetbegoviç, konseyin diğer üyeleri ve Başbakan Bevanda ile biraraya geleceğim. Amacımız Bosna Hersek ile her alanda mükemmel seyreden ilişkilerimizi daha da geliştirmektir. Ziyaretim vesilesi ile Saraybosna Üniversitesi'nde de bir konuşma yapacağım'' diye konuştu.
Erdoğan, Bosna Hersek halkına da ''Bosna Hersek Türkiye'nin ve Türk halkının gönlünde çok müstesna bir yere sahip. Türkiye bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da dost ve kardeş Bosna Hersek'in yanında olmayı sürdürecektir'' mesajını verdi.
30 Eylül AK Parti Kongresi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Kabinelerin değişimi, yenilenmesi, bunlar kongrelerle paralel giden işler değildir. Yani kongrelerin dışında da kabinelerde değişiklik yapılabilir. Ama şu anda bizim yol haritamızın içinde böyle bir şey söz konusu değil. Şimdi tamamen odaklandığımız 30 Eylül'deki inşallah ustalık döneminin güçlü bir siyasi yapılanmasını sağlamaktır'' dedi.
Erdoğan, Azerbaycan'a hareketinden önce düzenlediği basın toplantısında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Erdoğan, ''Lübnan'da El Mikdat ailesinin elindeki dört rehine operasyonla kurtarıldı. Ancak Türk işadamı Aydın Tufan Tekin'e dair bir bilgi yok. Bu konuda size ulaşan bir bilgi var mı?'' sorusu üzerine, kendilerine işadamı Tekin'le ilgili şu ana kadar ulaşan bir bilgi olmadığını söyledi. Bu konudaki gelişmeleri Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla takip ettiklerini belirten Başbakan Erdoğan, ''Lübnan Başbakanı olmak üzere diğer yetkililerle irtibat halindeyiz. Konunun takipçisiyiz. Temennimiz odur en kısa zamanda Tufan kardeşimizin ülkemize teslim edilmesidir. Çünkü ortada herhangi bir şey olmadığı halde. Bunu adeta rehine olayına dönüştürmek çok çok ciddi bir yanlış. Lübnan-Türkiye ilişkilerinde böyle bir şey yokken böyle bir tavrın içerisine böyle bir aşiretin girmesi bir diğer yanlış'' dedi.
Tarık Haşimi
Başbakan Erdoğan, ''Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Haşimi hakkında idam kararı verildi. Tarık Haşimi, Türk yetkililer izin verdiği sürece Türkiye'de kalmak istediğini söyledi. Irak'tan bir iade talebi olursa Türkiye'nin buna ilişkin talebi ne olur?'' sorusuna, ''Sayın Haşimi ile bizim dostluğumuz kardeşliğimiz bugünkü olaylar neticesinde başlamış değil. Biz Irak siyasetinde özellikle ikili ilişkilerimizin yoğun olduğu son 10 yıl içerisinde Sayın Haşimi'nin konumunu, yerini davranış biçimlerini iyi bilen ülke ve iyi bilen siyasetçileriz. Yani hakkında ileri sürülen böyle bir idama neden olabilecek bir şey asla söz konusu değildir. Kaldı ki Tarık Haşimi ailesinin birçok ferdini maalesef Irak'ta kaybetmiş bir insandır. Kendisinin bu tür eylemler içerisinde yer alması gibi bir şey de kesinlikle söz konusu değildir. Bizden talep, böyle bir şey söz konusu olduğunda da çok açık net söylüyorum. Biz Sayın Haşimi'yi burada kalmayı arzu ettiği sürece ülkemizde tutarız ve teslim de etmeyiz. Bunu da bu kadar açık söylüyorum'' yanıtını verdi.
Kabine revizyonu
Erdoğan, ''30 Eylül'de partinizin kongresi var. Kongrenin ardından kabinede revizyon yapılacağı yönünde yorumlar, beklentiler var. Kabinede revizyon yapacak mısınız kongrenin ardından?'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Tabii bunlar hep rutin sorulardır. Şimdi kabinelerin değişimi, yenilenmesi, bunlar kongrelerle paralel giden işler değildir. Yani kongrelerin dışında da kabinelerde değişiklik yapılabilir. Ama şu anda bizim yol haritamızın içinde böyle bir şey söz konusu değil. Şimdi tamamen odaklandığımız 30 Eylül'deki inşallah ustalık döneminin güçlü bir siyasi yapılanmasını sağlamaktır.
Gördüğünüz gibi partimize olan katılımlar gerek Türk siyasetinin içinde bulunmuş arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin katılımı var, bunun dışında birçok Türkiye'deki ilçe, belde belediyelerinden talepler var ve bunların katılımı yapılıyor. Şu an itibarıyla da yine aynı şekilde 30 Eylül'e kadar bu tür katılımlar devam edecektir. Bu katılımlarla birlikte de inşallah ayın 30'unda Ankara Arena'da Türk siyasetinde her yönüyle örnek bir kongreyi ortaya koymayı hedefliyoruz. Bunun içinde şu anda bütün altyapı hazırlıklarını yapıyoruz.
Yalnız, bu kongremiz bizim için milat değildir, onu söyleyeyim. Bizim miladımız 14 Ağustos 2001'dir. Orada başladı bu süreç. Şimdi güncelleme var ve bu güncelleme ile birlikte de daha da güçlenerek devam eden bir süreç vardır. Bu siyasi reformların yanında ekonomik alanda neler yapacağız, dış politikada neler olacak, ülkemizde terörle mücadelede ne gibi adımlar attık, bunları konuşacağız. Gerek bölgesel, gerek uluslararası bazdaki gelişmeleri nasıl daha ince dokuyacağız, bunu da dış politika başlığı altında inşallah işleme fırsatı bulacağız''