Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, düşürülen uçağın test ve eğitim uçuşu yaptığını belirterek, "Böyle bir uçuştan bir tehdit algılaması çıkarmak ya art niyet taşır ya da amatörce bir yaklaşım taşır" dedi.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, TRT'de katıldığı canlı yayında, Türk savaş uçağının düşürülmesine ilişkin açıklamalar yaptı. Düşürülen uçağın pilotlarının Türk gemileri ve helikopterleri tarafından arandığını kaydeden Davutoğlu, pilotların ailelerine sabır ve metanet diledi.
Arama kurtarma faaliyetlerinin Suriye ile ortaklaşa yapıldığının söylenemeyeceğini belirten Davutoğlu, Suriye karasuları içinde olduğu için çalışmaları bu ülkeyle koordineli yürüttüklerini söyledi.
Bütün yetkililerin, olayın en başından itibaren son derece soğuk kanlı bir şekilde süreci yönetmeye çalıştığını ifade eden Davutoğlu, uçakla saat 11.58'de temasın kaybedilmesinden bir müddet sonra kendilerinin haberdar edildiklerini ve Suriye tarafıyla temasa geçildiğini kaydetti.
Suriye tarafından da uçağın düşürüldüğünün teyit edilmesinin ardından bugüne kadar sistematik adımlarla kriz yönetimi yaptıklarını belirten Davutoğlu, olayın mahiyetinin anlaşılmasının ardından uçakla Türkiye'ye dönmekte olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı bilgilendirdiğini ifade etti.
Ankara'da yaptıkları toplantılarla olayın net olarak mahiyetini ortaya çıkardıklarını ifade eden Davutoğlu, "Biz fevri adım atmayız. Herhangi bir yanlış bilgiye dayalı bir eylem içinde olmayız. Önce bütün doneleri toplarız, ne olduğunu tespit ederiz sonra da adımlarımızı kararlı bir şekilde atarız" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın bugün muhalefeti bilgilendireceğini kaydeden Davutoğlu, "Ayrıca bugün, ilgili bütün ülkeler, bölge ülkelerinin tümü, NATO üyeleri, bütün BM Güvenlik Konseyi üyeleri tek tek elimizdeki veriler ışığında bilgilendirilecek" diye konuştu.
Dün gece 10'u dışişleri bakanı 15 muhatapla görüştüğünü vurgulayan Davutoğlu, bugün uluslararası kamuoyunu ve iç kamuoyunu bilgilendireceklerini belirterek, "Dolayısıyla bizim ulaştığımız resim, uluslararası ve ulusal kamuoyu tarafından görülecek" dedi.
Uçağın görev tanımı
Davutoğlu, uçağın görev tanımına ilişkin de bilgiler vererek, Doğu Akdeniz'deki son durumlar da göz önünde bulundurularak ulusal radar sisteminin test edilmesi amaçlı test ve eğitim uçuşu olduğunu ifade etti.
Uçağın, Suriye'nin şu anda yaşadığı krizle ilgili herhangi bir görev tanımı olmadığını kaydeden Davutoğlu, bütün sahil ve hava sahasında ulusal güvenliği ilgilendiren çalışmalarla ilgili sürekli uçuşlar yapıldığını ifade ederek, "Kesinlikle Suriye ile ilgili ne özel ne gizli herhangi bir misyonu yoktur" diye konuştu.
Davutoğlu şunları söyledi:
"Uçağımız solo, yani tek başına uçuş yapmaktadır. Eğer başka bir gündem olmuş olsa, hiçbir ülke uçağını böyle riskli bir misyon için tek başına bir göreve göndermez. Bu tamamıyla test uçuşudur, eğitim uçuşudur. Dolayısıyla sürekli yapıldığı için ve risk unsuru gözetilmediğinden bu uçuş tamamıyla o mantık içinde tanzim edilmiştir. Yoksa hiçbir göreve hiçbir zaman tek başına bir uçak gönderilmez. İki, uçağımız silahsızdır. Yani yine riskli bir göreve gönderilen uçak, herhalde silah donatımından arındırılmış bir şekilde gönderilmez. Ancak Test ve eğitim uçuşu yapan uçaklar bu şekilde giderler ve taraflar bunu bilir."
Uçağın açık kimlikle uçtuğunu ve kimliğini gizlemediğini belirten Davutoğlu, "Böyle bir uçuştan bir tehdit algılaması çıkarmak ya art niyet taşır ya da amatörce bir yaklaşım taşır" diye konuştu.
Bu uçuşların ilk defa yapılmadığını anlatan Davutoğlu, "Çünkü bu kadar gerilimli bir ortamda bulunduğunuzda, Doğu Akdeniz'de bu kadar uzun sahili olan bir ülkenin her an kendi sahilini ve kendi topraklarını koruma kapasitesini kendisinin test etmesi ve sürekli bu eğitimin içinde olması lazım. Zihnimizde bizim bu konuda net bir tablo vardır. Uçağımızla ilgili tereddüt doğuracak herhangi bir durum, bir algı oluşturacak şey söz konusu değildir" dedi.
Uçağın güzergahının İskenderun Körfezi üzerinden Akdeniz'in belli derinliğine kadar gidip dönme şeklinde planlandığını ve radar testi nedeniyle alçak uçuş yaptığını anlatan Davutoğlu, "Uçağımız uluslararası hava sahasında vurulmuştur, Suriye sınırına 13 deniz mili uzaklıkta" diye konuştu.
Radar görüntüleri ve veriler ışığında uçağın vurulduktan sonra, pilotun kontrolü ortadan kalktığı için düzensiz hareketlerle Suriye karasularına düştüğünü kaydeden Davutoğlu, "Yani vurulduğu andan sonra Suriye karasularına düşer" dedi.
Hava sahası ihlali iddiası
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, uçağın Suriye hava sahasına girdiği iddialarına ilişkin soru üzerine de şöyle konuştu:
"Uçak ilk misyonu yapıp Türkiye'ye dönerken kısa süreli olarak bir Suriye hava sahasına girmesi söz konusu, ama bu vurma olayı ile alakalı değil. Hava şartlarına ve bazen teknik sebeplere dayalı olarak kısa süreli ihlaller, her zaman karşılaşılabilen olaylardır. Türkiye hava sahasında da başka ülkelerde de bu sık karşılaşılan bir olaydır. Bu olaydan yaklaşık 15 dakika önce böyle bir ihlal söz konusu. Ama bu ihlal esnasında Suriye tarafından verilmiş bir mesaj ya da uyarı yine yok. Aksine bizim merkezi radarımızdan uçağımıza giden bir uyarıyla 'yanlış rotaya girdin', orada çünkü topoğrafya birbirine çok benzediği için Türk hava sahasına gireceğim derken kısa süreli bir ihlal yaşanıyor. Bizim radarımızın uyarısı üzerine pilotlarımız süratle Suriye hava sahasından çıkıp orayı terk ediyorlar. Bu vurma olayından 15 dakika kadar önce."
İhlalin istem dışı ve her zaman olabilen bir ihlal olduğunu ve karşılıklı mesajlarla aşılabilecek bir durum olduğunu anlatan Davutoğlu, "Uçağımızın bu konuda Suriye tarafına herhangi bir hasmane tutumu olmamıştır. Süratle Suriye hava sahasını terk etmiştir" dedi.
"Kimse Türkiye'nin ulusal güvenlik algısına risk oluşturacak şekilde tavır takınamaz"
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Bütün risklerden kaçınarak, ama ulusal çıkarımızı ve onurumuzu koruyacak her türlü tedbirin tarafımızca düşünüldüğünün kamuoyumuzca bilinmesi önem taşıyor" dedi.
Resmin kendileri için net olduğunu belirten Davutoğlu, bu aşamadan sonra bu net resmin bölgesel ve uluslararası aktörlerle paylaşılacağını söyledi.
Çok sayıda uluslararası muhatapla konuyu görüştüklerini kaydeden Davutoğlu, "Hepsi Türkiye'nin soğuk kanlı teenni içinde, ama kararlı tutumunu takdir ettiklerini ifade ettiler. BM Genel Sekreteri'nden Rusya'ya kadar bütün aktörler Türkiye'nin şu ana kadar sergilediği tutumun haklı olduğunu ifade ettiler" dedi.
Ellerinde veri ya da görüntü olan ülkelerden bunları paylaşmalarını istediklerini anlatan Davutoğlu, Suriye tarafından bazı dezenformasyonların aktarıldığını belirtti.
Davutoğlu, eldeki bilgilerin ve durumun yarın Bakanlar Kurulu toplantısında ele alınacağını, Salı günü de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin grup toplantısında daha net açıklamalarda bulunacağını anlattı.
Davutoğlu, gereksiz risklerin alınmayacağını, ama büyük devlet olmanın gereği olarak uluslararası hukuk çerçevesinde her türlü hak mahfuz tutularak kararlı bir tutum sergileneceğini ifade eden Davutoğlu, "Kimse Türkiye'nin daha önce olduğu gibi şimdi de bu kararlılığından şüphe etmemelidir" dedi.
Atılacak adımların Başbakan Erdoğan'ın muhalefet partilerinin liderleriyle yapacağı istişareler, Bakanlar Kurulu toplantısı ve diğer istişarelerin neticesinde belirleneceğini ve nihai bir karar alınacağını belirterek, "Gerekli gördüğümüzde, gerekli gördüğümüz zamanlamayla ve gerekli gördüğümüz yöntemlerle adımlar atılacak" diye konuştu.
"Bunun açık bir saldırı mı yoksa kaza mı olarak nitelendirildiği"nin sorulması üzerine Davutoğlu, Suriye hava sahasına yönelik başka ülkeler tarafından daha önce çok ihlallerin olduğunu belirterek, "O ihlallerde gösterilmeyen tepki bugün silahsız tek başına uçan bir uçağa gösterilmişse tabii bunu sorgularız. Karar alma mekanizması nasıl olursa olsun sorgularız. Kimse Türkiye'nin ulusal güvenlik algısına risk oluşturacak şekilde tavır takınamaz. Kimse bu anlamda Türkiye'nin kapasitesini test etme cüretini gösteremez" dedi.
Öncelikli meselenin pilotların aranması ve kurtarılması faaliyetleri olduğunu vurgulayan Davutoğlu, istişareler sonunda nihai adımları atacaklarını ifade etti.
Suriye'deki durum
Davutoğlu, kendi halkıyla barışık olmayan yönetimlerin çevresindeki ülkelerle de barış içinde olmayacağını kaydederek, "Bu olayla Suriye içindeki gelişmeler arasında doğrudan bir irtibat kurmamak lazım. Suriye içindeki gelişmeler başka türlü seyretseydi de bu olay sebebiyle biz aynı tutumu takınırdık" diye konuştu.
Uçağın düşürülmesi olayının sonucuna bakmaksızın kendi halkıyla barışık bir yönetim iş başına gelene kadar Suriye halkının yanında yer alacaklarını belirten Davutoğlu, bunun için diplomatik ve siyasi bütün araçları kullanmaya devam edeceklerini söyledi.
Bir Suriye uçağının Ürdün'e gitmesi ve burada Türkiye'nin rolü olduğu iddialarının sorulması üzerine de Davutoğlu, Suriye'de olan her olayı başka bir aktörle ilişkilendirmemek gerektiğini anlatarak, "Suriye'de öyle bir durum var ki başka ülkelerin tutumundan bağımsız olarak insanlar fırsat bulduklarında Suriye'yi terk ediyor. Kimisi Türkiye'ye sığınma örneklerinde olduğu gibi karadan terk ediyor, kimisi de pilot olarak kaçıyor. Bu Suriye'deki zulmün ne ölçülere vardığını gösteren bir şey. Bugün imkan bulsalar birçok başka pilot ya da yetkili de sığınacak" dedi.
Türkiye'nin Suriye'deki olayların sebebi ya da tarafı olmadığı gibi herhangi bir olayın da planlayıcısı olmadığını ifade eden Davutoğlu, Suriye halkının yanında olmaya devam edeceklerini söyledi.
Uçağın düşürülmesi olayına karşı atılacak adımları zihinlerindeki Ortadoğu resmine zarar vermeyecek şekilde atacaklarını anlatan Davutoğlu, "Zihnimizdeki Ortadoğu bölgesinde, karşılıklı ekonomik etkileşim, yoğun kültürel iletişim, siyasi diyalog olan barış havzası haline gelmiş bir Ortadoğu var" diye konuştu.
Vatandaşlardan hükümete ve devlete güvenmelerini isteyen Davutoğlu, "Bütün risklerden kaçınarak, ama ulusal çıkarımızı ve onurumuzu koruyacak her türlü tedbirin tarafımızca düşünüldüğünün kamuoyumuzca bilinmesi önem taşıyor" dedi.