Devlet Denetleme Kurumu (DDK), 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümü ile ilgili raporunda saç kıllarının olayın aydınlatılması için önemine dikkat çekilerken, , Semra Özal'ın, Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen Özal soruşturması kapsamında, kendisini bizzat arayarak Özal'ın saç kıllarını isteyen Başsavcı vekiline olumsuz yanıt verdiği ortaya çıktı. Soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Başsavcı Vekili Hüseyin Görüşen ve Özel Yetkili Savcı Kemal Çetin, geçtiğimiz aylarda Semra Özal'ın özel bir kasada tuttuğu belirtilen eşine ait saç kılları ile ilgili bir girişimde bulundu. SABAH'ın Özal ailesine yakın kaynaklardan edindiği bilgilere göre; Başsavcı Vekili Görüşen uzun süredir kılları savcılığa teslim etmeyen Semra Özal'a telefonla ulaştı ve soruşturma için çok önemli bir delil olacağı belirtilen kılları kendilerine teslim etmesini istedi. Fakat Semra Özal, Başsavcı Vekili Hüseyin Görüşen'e olumsuz cevap verdi. Semra Özal, "Saç kılları elimde. Fakat soruşturmada işe yarayacağını düşünmediğim için vermeyeceğim" dedi. Görüşen'in ısrarı üzerine Semra Özal, yurt dışında bir laboratuarla görüştüğünü ve sonuç alınamayacağını öğrendiğini iddia ederek kılları vermemekte direndi. Eski TCK'ya göre adam öldürme suçlarında zaman aşımı süresi olan 20 yıl dolmadan Özal soruşturmasını tamamlamayı planlayan Özel Yetkili Başsavcılık, kılları Semra Özal'dan alabilse Adli Tıp'ta inceletmeyi düşünüyor. Semra Özal'ın tavrı yüzünden soruşturmayı ilerletmekte zorlanan Savcılık, Ahmet ve Semra Özal başta olmak üzere dönemin bazı tanıklarının şüpheli ölümle ilgili açıklamaları üzerine 2010'da Özal dosyasını tozlu raflardan indirmişti. Bilindiği gibi yeni yayınlanan DDK raporunda Özal'ın saç kıllarının Adli Tıp'ta incelemesinin olayı aydınlatabileceğine dikkat çekiliyor.
Karanlık yılların incelenmesi için bu otopsi şart değil'
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal, "Mezarın açılıp açılmaması yargının vereceği karar, mevtanın rahatsız edilmemesi gerekir, ölümün normal olmadığını zaten söylüyorduk" dedi. Dün akşam yurt dışından dönen Özal, Atatürk Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özal, babasının zehirlendiğinin tespit edilmesinin değil, kimlerin zehirlediğinin önemli olduğunu kaydetti. Özal, 1990'ların başından itibaren yaşanan sürecin Uğur Mumcu'nun öldürülmesiyle başladığını ve babasının ardından Ahmet Taner Kışlalı ve Necip Hablemitoğlu'nun öldürüldüğünü söyledi. Özal, "Bunların hepsi bağlantılı şeylerdir. Sonuçta bu meseleyi 28 Şubat'lara getiren hadiselerdir. Bu karanlık yılların incelenmesi için otopsi şart değil" dedi.