Hizbullah örgütünün kuruluşuyla ilgili araştırmalar yaptığını, 11 yıl istihbarat ve terör şube müdürlüğü, 9 yıl da il emniyet müdürlüğü görevinde bulunduğunu ifade eden Orakoğlu, edindiği tecrübelerden dolayı Hizbullah, PKK ve Dev-Sol'un sanki bir yerlerden yönetildiğini gördüğünü kaydetti. Türkiye'de işlenen bazı cinayetler için aynı merkezden talimat verildiğini iddia eden Orakoğlu, şunları söyledi:
'Ergenekon'un, Hizbullah, PKK ve Dev-Sol gibi terör örgütlerini kurarak yönettiği görülüyor. Devletin içinde devlet yetkilerini kullanan bir grup var. Bu grup, bazı insanları vaatlerle ele geçiriyor. Türkiye'de darbeler öncesinde çok ciddi sıkıntılar oluyor. Cinayetler işleniyor. Bunlar terör örgütleri kullanılarak yapılıyor. PKK'nın da taşeron bir örgüt olarak kullanılması söz konusu.
"VELİOĞLU ÖLDÜRÜLMEDİ"
Orakoğlu, 2000 yılında İstanbul'daki Hizbullah operasyonunda ölen kişinin Velioğlu olmadığını iddia ederek, ''Ölü olarak ele geçirildiği iddia edilen Velioğlu'nun yüzü tanınmayacak şekilde kurşun izleri vardı. Yanındaki iki kişiye ise hiçbir şey olmuyor. Sıyrık bile yok. Hizbullah gizli servis gibi çalışan bir örgüt. Kaçıracakları için fetva veriyor. Kaçıran, sorgulayan, öldüren ve gömen ayrı ekip bir ekip. Örgüt bütün arşivini İstanbul'a taşıdı. İstanbul'a gelince 3 kişiyi kaçırdı. Bunların kredi kartıyla villaya kapı siparişi veriliyor. Bu siparişten villa bulunuyor'' diye konuştu.
Bu operasyonda örgütün arşivinin bir kısmının yakıldığını belirten Orakoğlu, bunların Amerika'ya gönderilerek çözümlendiğini, Uğur Mumcu suikastını aydınlatacak belgelerin de ortaya çıktığını anlattı.
HABLEMİTOĞLU, MİT MÜSTEŞARI OLACAKTI
Orakoğlu, şunları kaydetti:
''60'lı yıllardan beri bazı cinayetlerin bir merkezden işlendiğine inanıyorum. Ergenekon'un, Hizbullah, PKK ve Dev-Sol'u kurduğu ve kullandığı görülüyor. Devletin içinde hem derin yapıyı, devletin yetkilerini kullanan grup var. Bazı insanları vaatlerle ele geçiriyor. Türkiye'de darbeler öncesinde çok ciddi sıkıntılar oluyor. Cinayetler işleniyor. Bunlar terör örgütlerini kullanarak yapılıyor. PKK'nın da taşeron bir örgüt olarak kullanılması söz konusu. AK Parti iktidara geldikten sonra eylem yapmayan PKK, 2003 yılında eylemlerini artırdı.''
Ankara'da 18 Aralık 2002s tarihinde evinin önünde silahlı saldırı sonucu öldürülen Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun, MİT Müsteşarı olacağını ve Hablemitoğlu'nun da buna kendisini inandırdığını dile getiren Orakoğlu, cinayetin ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu anlattı.
Türkiye'deki önemli cinayetlerin izleri takip edildiğinde, sonucun sürekli İran'a çıktığını belirten Orakoğlu, ''Bu cinayetlerde Gladyo tipi yapılanmalara ulaşamazsınız. Cinayeti işletenler, şüpheleri, özellikle dini özellikleri ön plana çıkan devletlere yönlendirirler'' şeklinde konuştu.
Orakoğlu, 28 Şubat sürecinde ordu içinde PKK ile görüşen bir grubu tespit ettiklerini de dile getirdi.
Duruşma, Orakoğlu'nun beyanlarının alınmasıyla devam ediyor.