Başbakan Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen genişletilmiş İl Başkanları toplantısında yaptığı konuşmanın önemli bir kısmını süt tartışmasına ayırdı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun hükümetin süt kampanyasını eleştirirken yalan söylediğini belirten Erdoğan, "İftira atmanın da bir namusu var" dedi. "Çocukların eline molotof tutuşturup dershaneye, yurda saldırtmak, o çocukların arkasına sığınıp siyaset yapmak nasıl bir vicdansızlıksa sütün arkasına sığınıp siyaset yapmak da o kadar vicdansızlıktır" diyen Erdoğan, süt ihalesi ve sütten zehirlenme iddialarına tek tek yanıt verdi. Erdoğan, Türkiye'deki 17 süt firmasının tamamının ihaleye katıldığını belirten Erdoğan şunları söyledi:
CHP'Lİ ESKİ VEKİL
Süt konusu sağlıklı nesiller için önemli. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin her gün süt dağıttığını söylediği, ancak haftada bir gün bardak şeklinde basit ambalajlarda süt dağıtıldığı ortaya çıktı. Ayrıca, 'Hafta sonları da 1 litre süt veriyor' dedi. O 1 litre sütün de pastörize süt değil, UHT süt olduğu ortaya çıktı. 'Sen çocuklarımızı zehirledin' dedi. Bilimsel raporlar, bilim insanları bunun yalan olduğunu, tek bir zehirlenme vakasını bulunmadığını, dağıttığımız sütte tek bir zehirleyici madde bulunmadığını ortaya koydu.
Ben bu zatı milletimize ifşa ediyorum tekrar. Milletim iyi biliyor, ama yüzde 25 de iyi bilsin istiyorum. Türkiye'deki 17 süt firmasının 17'si de ihaleye katılmıştır. Evrakları eksik olan biri dışında hepsine ihale verilmiştir. Ayıptır ya, ayıptır, nasıl bunu söylüyor. Her zaman yaptığı iş bu, hep komplo. Ne inceleme, ne araştırma öyle bir şey yok. 'Yandaş, kadrolaşma, yandaş' söylediği tek şey bu. Ayıptır, insan biraz edep eder, iftira atmanın da bir namusu vardır.
İzmir Belediyesi'nin süt temin ettiği firma da ihaleye katılmış ve almıştır. Pınar, biz Pınar'dan alıyoruz. CHP'de 2 dönem milletvekilliği yapan, kendi yol arkadaşlarının firması da ihaleye girmiş ve kazanmıştır. Başka bir iddiası da şu: İzmir pastörize sütü 37 kuruşa alıyor, bunlar 53 kuruş ödüyor. İzmir'deki süt sadece İzmir içinde dağıtılıyor, biz 780 bin kilometrekareye dağıtıyoruz. Nakliye masrafı maliyete ekleniyor. İzmir'de bir gün bardakta, bir gün UHT kutuyla dağıtılıyor. Biz her gün UHT kutu, daha kaliteli, onunla dağıtıyoruz. Sütlerin terkipleri farklı. Sadece bir süt konusunda, sadece birkaç cümle içinde bu kadar yalanı arka arkaya sıralıyor.
Bu ifadeleri, yalanları kullanmakla milyonlarca çocuğun zihninde, ailelerinde tereddüt oluşturdun. Yazık değil mi? Sen ortaya atacaksın pisliği, biz de senin pisliğini mi temizleyeceğiz. Çocukların eline taş verip askere, polise taş attırmak, çocukların eline molotof tutuşturup dershaneye, yurda, hatta belediye otobüsüne saldırtmak, o çocukların arkasına sığınıp siyaset yapmak nasıl bir vicdansızlıksa, sütün arkasına sığınıp siyaset yapmak da o kadar vicdansızlıktır. Bu kadar ağır söylüyorum.
Tutturmuş, 'terörle mücadele toplumsal uzlaşmayla olur'. Buyurun biz, toplumsal uzlaşıdan kaçmıyoruz ki buradayız. Toplumsal uzlaşma adına ne söyleyeceksen söyle, senin ağzını, dilini tutan mı var. Ne söyleyeceksen söyle, iki de bir 'toplumsal uzlaşma, uzlaşma'. Tamam da toplumsal uzlaşma nedir? Toplumsal uzlaşma adına ne söyleyeceksin bunu söyle, ama söyleyeceği bir şey yok.
AKADEMİMİZE GEL
Onlar yol arkadaşı olarak çeteleri, milli irade düşmanlarını seçtiler. İşte şimdi de o yol arkadaşlarıyla sürekli tökezleyerek yola devam ediyorlar. Aynı konuşma içinde bir yandan Kuvayi Milliye'den bahsedeceksin, bir yandan da paşalara dil uzatan yazara, yazarlara sahip çıkacaksın. Esasında buna yol arkadaşlığı denmez. Buna, olsa olsa 'tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş' denir. Bize düşen de nedir? Hayırlı yolculuklar olsun. Bu saatten sonra CHP Genel Başkanına siyaset dersi, bir de muhalefet etme dersi veremeyiz ama arzu ederse AK Parti Siyaset Akademisi'nin kapısı ardına kadar açık.
ANKARA
ENGELLİ RESSAMIN SERGİSİNİ GEZDİ
Başbakan Tayyip Erdoğan, engelli ressam Ayşe Kılıç'ın AK Parti Genel Merkezi'nde açılan resim sergisini gezdi. Erdoğan kolları olmayan 26 yaşındaki Kılıç'a resimleri nasıl yaptığını sorunca genç ressam sandalyeye oturarak ayak parmakları arasına aldığı fırçayı kullanışını gösterdi. Daha sonra kulplu bir bardakla meyve çayı içen Ayşe Kılıç, saçlarını da aynı şekilde tarayıp, makyajını da yapabildiğini anlattı. Bunun üzerine Erdoğan, çevredekilerden Ayşe Kılıç'a bir tarak vermelerini istedi. Ancak kimseden tarak çıkmaması üzerine Erdoğan, "Siz de tarama özürlüsünüz" şeklinde espri yaptı. Ayşe Kılıç, daha sonra bulunan bir tarakla da saçlarını nasıl taradığını gösterdi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nda telefon operatörü olarak çalışan 26 yaşındaki Kılıç, 5 yaşındayken kaza sonucu kollarını kaybettiğini, annesinin de ayaklarını kullanmayı öğrettiğini söyledi.