Yasin Türker'in, İngiliz Financial Times gazetesine gönderdiği mektup "Türk Subaylarının "Absürd' Tutukluluğu" başlığı ile yayımlandı. Mektubuna, kendisinin Balyoz davası kapsamında tutuklanan 250 subaydan biri olduğunu belirterek başlayan Türker, 16 Eylül 2011'den bu yana tutuklu bulunduğunu ve hala devam eden tutukluluğunun "ayrıntılı nedenleri"ni bilmediğini kaydetti.
Kendi isminin iki dosyadaki listelerde yer aldığını, hakkında suçlamalar getirilmeden önce bu listelerin varlığının farkında bile olmadığını yazan Türker, "Aslında bu dosyaların oluşturulduğu dönemde bir ameliyat için hastanede idim ve bunun ardından tibbi nedenlerle izinli idim" diye yazdı.
Davanın, "imzasız ve çıktısız" dijital materyelden kaynaklandığını, halbuki Türk ve Amerikan adli uzmanlarınca, kısa bir süre önce CD'lerin 2003 yılında oluşturulmasının mumkün olmadığı belirlendiğini kaydeden Türker, mahkemenin de, sanıkların, kanıtların incelenmesi taleplerini reddettiğine de dikkat çekti.
Ancak davanın, "sayısız tarih hatasına, tutarsızlığa ve fiziksel olanaksızlığa dayandığını" savunan Türker, buna karşın mahkemenin sanıklar hakkında suçlu kararının vermesinin adeta kesinleştiğini de öne sürdü. Türker mektubuna şu sözler ile son verdi:
"Balyoz davası, er geç kitlesel saçmalığının ağırlığı altında çökecek. Ancak sahte iddialarla cezaevinde kapatılan yüzlerce masum bireyin çektiği acıların çok ötesinde bir zarar verilecek. Halen, bundan kimin yararlandığı belli değil ancak belli olanı, maliyet ve yükümlülükler sadece Türkiye için değil, NATO için de giderek arttığıdır."