Kamuoyunda ''Karagümrük Çetesi'' olarak bilinen suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında ''Cübbeli Ahmet Hoca'' olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü'nün de aralarında bulunduğu 6'sı tutuklu 16 kişi hakkında hazırlanan iddianame, özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.
Mahkeme heyeti, özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Uysal'ın, kamuoyunda ''Karagümrük Çetesi'' olarak bilinen suç örgütüne yönelik hazırladığı ve 6 Nisan'da mahkeme gönderdiği 92 sayfalık iddianame üzerindeki incelemesini tamamladı.
CÜBBELİ AHMET, 12. ŞÜPHELİ
Kamuoyunda 'Cübbeli Ahmet Hoca' olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün de aralarında bulunduğu 6'sı tutuklu toplam 16 sanık hakkındaki iddianame kabul edildi.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Uysal'ın hazırladığı 92 sayfadan oluşan iddianameyi kabul etti.
İddianamede 1 numaralı şüpheli Nejat Ergin oldu. Ahmet Mahmut Ünlü 12. sırada yer aldı. İddianamede Fatıma Et Tajy, Imane Lemgharı ve Ceyhun Başaran müşteki olarak yer aldı. Mağdurlar arasında ise Oğuzhan Onay, Ahmet Şahin, Salih Aslan, Gülruh Şamanova, ZukhroAskorova, Nargıza Rızaeva, Fatıma Zohra Hajjaj, Shahnoza, Kosımova, Rano Jalılova, Fatıma Ez Zahra Fathı, Zaineb Rıgha ve Zehra isimli 12 kişi yer alıyor.
İDDİANAMEDE 2 AYRI SUÇ ÖRGÜTÜNE YER VERİLDİ
Kamuoyunda 'Cübbeli Ahmet Hoca' olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün de aralarında bulunduğu 6'sı tutuklu toplam 16 sanık hakkındaki iddianamede, 2 ayrı suç örgütünden bahsediliyor. Şüpheliler hakkında 'haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek', 'tehdit', 'insan ticareti', 'fuhşa sevk etme', 'sahtecilik' gibi 9 farklı suçlama bulunuyor.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede 2 farklı suç örgütünden bahsedildi. 1 numaralı şüpheli Nejat Ergin'in, kamuoyunda 'Karagümrük Çetesi' olarak bilinen çıkar amaçlı silahlı suç örgütünü tekrar harekete geçirdiği ve liderliğini üstlendiği ifade edilen iddianamede, 7 numaralı şüpheli Barış Sezek'in ise diğer suç örgütünün lideri olduğu anlatı.
Şüpheli Nejat Ergin liderliğindeki Karagümrük Çetesi'nin 90'lı yıllardaki faaliyetlerine işaret edilen iddianamede, 3 ayrı tehdit suçlamasına yer verildi. Ahmet Mahmut Ünlü'nün yakınındaki kişilerden olan Barış Sezek'in ise bir diğer suç örgütünü yönettiği ve bu yapılanmada hiyerarşik bağ olduğu ileri sürülerek, Sezek liderliğindeki örgütün fuhuş yaptırdığına dair 11 faaliyet iddianamede sıralandı.
Şüpheli Sezek'in liderliğini yaptığı örgütün fuhuş amaçlı insan ticareti, fuhşa aracılık ve yer temin edilmesi ve fuhşa sevk faaliyetlerinde örgüt üyeleriyle birlikte yurtdışına gidip geldiği kaydedildi. İddianamede ayrıca, şüpheli Sezek'in fuhuş amaçlı getirilen bayanları kontrol altında tutmak için tehdit ve hürriyeti tahdit gibi yöntemler kullandığı yazıyor.
Soruşturma kapsamında, şüpheli Ahmet Mahmut Ünlü'nün internette yayınlanan müstehcen görüntüleriyle ilgili faillerin bulunması için Barış Sezek liderliğindeki çetenin Karagümrük çetesi lideri olmakla suçlanan Nejat Ergin'den yardım istediği belirtiliyor. İddianamede, şu bilgilere yer verildi. "Ahmet Mahmut Ünlü'ye yönelik yapılan iletişim tespit çalışmalarında Nejat Ergin ile irtibatlı olduğu ve bu irtibatı Barış Sezek aracılığıyla devam ettirdiği ve etrafında bulunan şahısların telefonları ile gizliliğe riayet ederek Nejat Ergin ile görüşmeler yaptığı anlaşılmıştır. Yapılan teknik takip çalışmalarında Barış Sezek'in fuhşa aracılık ve yer temin edilmesi gibi suç faaliyetleri içerisinde bulunduğuna işaret eden telefon görüşmeleri yaptığının tespit edilmesi üzerine soruşturmanın kapsamı genişletildi."
İddianamede fuhuş amaçlı insan ticareti ve diğer suçlar şöyle anlatıldı: "Barış Sezek'in, çıkar amaçlı bir suç örgütünü yönettiği ve bu kapsamda; örgütün haksız menfaat temin etmek amacıyla yurtdışında bulunan bayanları, içinde bulundukları durumdan faydalanarak çeşitli vaatlerle ülkemize getirdikleri, sonrasında ise söz konusu bayanları tehdit edip baskı altına alarak fuhşa sevk ettikleri, başkalarıyla iletişim kurmalarını engelledikleri ve hürriyetlerini kısıtladıkları, bunun yanı sıra ülkemizde bulunan ve vize problemi olan yabancı uyruklu bayanları baskı altına alarak fuhşa sevk ettikleri anlaşılmıştır."