Vural, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, ''Başbakan'ın yine yurtdışından üfürdüğünü'' savunarak, Türk milletinin temelini sarsacak, Türk devlet geleneğini yok sayan, Türkiye Cumhuriyeti devletini ABD'nin jandarması gibi bölgede kullanmak isteyen bir zihniyetle konuştuğunu ifade etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye konusundaki sözlerine işaret eden Vural, ''Başbakan, Suriye konusunda savaş çığırtkanlığı yapıyor, gözünü kan bürümüş sanki. Bu coğrafyada Müslümanların birbirini öldürmesini, birbiriyle etnik ya da mezhepsel çatışmasını körükleyen, Türk milletinin tarihi, kültürel, dini yaklaşımını gözardı eden bir halde Suriye politikasında körükle gidiyor savaşa ve kana. Başbakan adeta Suriye'nin işgal edilmesi yönündeki ihaleyi alan bir taşeron gibi görevini ivedilikle yerine getirmek için her türlü yolu kullanmaktadır'' diye konuştu.
Suriye politikasının Türkiye'nin milli merkezlerinde ve bilgi kaynaklarına dayalı olarak değil, Washington merkezli bir işgal politikası olarak uygulandığını ileri süren Vural, Türkiye'ye de görev verildiğini söyledi. Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Başbakan'ın Suriye konusunda atmak istediği adım, 1 Mart Tezkeresi ile ilgili bir diyet ödemektir. ABD askerlerinin yanında Türk askerlerinin olmamasından duyduğu mahcubiyeti, bugün Suriye konusunda diyet ödeyerek ödemek istediği açıktır. Başbakan'ın bu tavrı, Türkiye'yi butik devlete dönüştürmüştür. Bu butik devlette sadece ABD ürünleri satılmaktadır. NATO'yu görevi çağırıyor. NATO'nun ne işi var Suriye'de? Türkiye Cumhuriyeti devletine eğer bir tehdit varsa, Türkiye bu tehdidi giderecek güce sahiptir. Sen kimleri, hangi amaçla çağırıyorsun?. Böyle rezalet olmaz''
Türkiye'nin egemen devlet olmaktan çıkıp, ABD mandası halinde hareket eden butik devlet haline dönüştürüldüğünü ileri süren Vural, 'BOP'un hedefi İslam dünyası ve İslam düşüncesidir. AKP, muhafazakar görünümüyle ''Truva Atı'' gibi İslam dünyası ve anlayışını sırtından hançerleyen siyasi rol üsteleniyor. Bu coğrafyaya BOP'çuların saldırısı var. Başbakan da BOP'çuların eşbaşkanıdır'' diye konuştu.
Vural, bugün Türkiye'nin Suriye'de akan kandan memnun göründüğünü ve oraya müdahale için her adımın atılmasından yana olduğunu savunarak, ''Asıl kanımıza dokunan da bu teslimiyetçi anlayışa, İslam dünyası üzerinde oynanan oyunların taşeronluğunu kendisini sözde muhafazakar addeden bir zihniyetin yapmasıdır. AKP'ye oy verenlerin ruhu ile AKP'nin bedeni ve kılavuzları farklı istikametlerle hareket etmektedirler'' görüşünü ileri sürdü.
Başbakan Erdoğan'ın kimin hangi kökenden olduğunu ifade ettiğini belirten Vural, ''Zannedersin elinde mezura var, kafatası ölçüyor. Sen genetikçi misin? Sen kalkıyorsun, bir muhafazakar anlayışın temsilcisi olarak insanların etnik kimliğiyle ilgili ölçüm yapıyorsun. Sana ne? 'Yeni anayasada bütün etnik kimlikleri sayalım' diyor. Sıkar. Yüreğin varsa getir böyle bir anayasa değişikliği teklifini. Sende biraz yürek varsa bu sözün altında kalmazsın. Getir. Sana hodri meydan diyorum. Siyasal Kürtçülük politikasını Erdoğan ve kılavuzları uygulamaya devam etmektedir'' diye konuştu.
"Hukuk dışı görevler vermişsin"
Vural, Başbakan Erdoğan'ın MİT Müsteşarı ''Hakan Fidan'ı yedirmem, sır küpüm'' sözlerine değinerek, şöyle konuştu:
''Vay anasını. Küpünü nelerle doldurmuş. Bu sır küpü, PKK terör örgütüyle müzakereler yapıyor. Başbakan adına terör örgütüyle her konuda yüzde 95 mutabakata varıyor, milletin evlatları pazarlık masasına oturduğun teröristler tarafından da şehit ediliyor. Sen sır küpümü yedirtmem diyorsun, teröristler milletin evlatlarını yerken nerelerdeydin? Sen kendi Fidan'ına kıymazken, milletin evlatlarına kıyılmasına nasıl izin verdin? O ana kuzularına, fidanlarına kıyılırken sen ne yapıyordun ? Yan gelip yatmıyordun, masa üzerinde bunlarla müzakere ediyordun. 'İmralı'ya da Oslo'ya da gönderen benim.' Hani senin bilgin dahilinde hiç görüşme olmamıştı? Elinizi vicdanınıza koyun. Sen Hükümet misin, devlet misin, bir karar ver.
Bu yalan rüzgarlarıyla ülke nasıl yönetilecek ve nereye gidecek? Daha ne sırlar var. Sır küpü demiş, kimlerle masaya oturdun, hangi vaatlerde bulundun, yüreğin varsa savcılık soruşturmasının önünü aç. Sıktı değil mi, açamadın. Gerçekten PKK ile mücadelesi için görevlendirdiysen niye kaçıyorsun savcıdan? Demek ki hukuk dışında verdiğin görevler var. Kamu görevlilerine hukuk dışı görevler vermişsin. Üstünü örtmek için izin vermeyeceğini ifade ediyorsun. Yargı yasamanın alanına girmedi, yargı yanlış yapanın görevi dışında eylem yapanları sorgulamaya başladı. Yargı senin hukuk dışı talimatlarının farkına vardı. Senin bu açıklamalarını duydukça milletin sabır küpü taşıyor. Yazılı değilse bunlar, söz verilmemişse niye kapatıyorsun? Oslo'da yazılı metin yoksa çıksın. Ya varsa.. Gürültü çıkararak üstünü örtmeye çalışıyor.''
28 Şubat soruşturması
Vural, 28 Şubat ile ilgili gözaltıların sorulması üzerine, ''28 Şubatçıların arzu ve istekleri doğrultusunda kimler partisini terketmiştir? Kimler 'yeni bir siyaset anlayışı oluşturmamız gerekir' diyerek 28 Şubat doğrultusunda kendi partisinden ayrılmıştır. İşin bir de bu siyasi boyutunun da dikkate alınmasında fayda var. 28 Şubat'ın arzu ve istekleri doğrultusunda, yeni siyasi yapılanma zeminini hazırlayıp, buna atlayanların da sorgulanmasında da fayda var. Özellikle bu dönem içinde mümkünse Cumhurbaşkanı ve Başbakan da 28 Şubat'ın siyasal sonuçlarına, siyasal mühendislik sonucuna ulaşması noktasındaki gelişmeler hakkında da bilgi verirler diye düşünüyorum. 28 Şubat'ın hangi zihniyetlere izin verdiği, kimlerin önünü açtığı, kimlerin bu süreçten siyasi olarak faydalandığını, 28 Şubat'ın hedef aldığı partiye karşı kimler harekete geçmiştir. Bu süreçlerin de soruşturma kapsamına ele alınması gerekiyor'' karşılığın verdi.