On binlerce mağduru ve ekonomiye verdiği milyarlarca liralık zararla demokrasi tarihimize kara bir leke olarak geçen 28 Şubat süreci yargı tarafından soruşturuluyor.
İşte o dönemde yaşananların kısa özeti...
Çiller-Erbakan'ın el sıkışması sonrası korku senaryoları üretildi
Halk 1995 Genel seçimlerinde partilere tek başına iktidar şansı tanımadı. Uzun süren arayışlardan sonra Çiller ile Erbakan el sıkıştı. Artık başbakan Erbakan'dı. 54'üncü hükumetle birlikte korku senaryoları da bir bir sahnelenmeye başladı.
Başrol oyuncuları her gün farklı skandallara imza atıyordu.
Çakır: "İşin sivil ayağı belki askerden çok daha fazladır"
Gazeteci-Yazar Ruşen Çakır, o günlerde yaşananlarla ilgili olarak, "28 Şubat kolektif bir olaydır. İşin sivil ayağı belki askerden çok daha fazladır" dedi.
"İrtica korkusu" pompalandı
Korku senaryolarıyla ilgili her gün ekranlarda haberler yapılıyor, gazetelere manşetler atılıyordu. Muhalefet, sendikalar, iş dünyası aynı korkulardan bahsediyordu. O korkunun adı "İrtica"ydı.
Gazeteci Yazar Haluk Şahin, o dönemde medyada işlenen senaryolarla ilgili şunları söyledi:
"İşte imam hatip liseleri şu anda şu kadar mezun veriyor, filanca yıl geldiğinde şu kadar imam hatip mezunu olacak, yeşil sermaye şuralarda şöyle gelişiyor, şu kadar yıl sonra toplumun bütün kesimleri için projeksiyon yapıyorlardı."
Fişlemeler ve görevden uzaklaştırmalar
Olayları fişlemeler takip etti. Akademisyenler, subaylar ve yöneticiler görevlerinden uzaklaştırıldı.
Üniversiteye girişe "katsayı" engeli
Meslek liselerinin ortaokul kısımları kapandı. Bazı öğrencilerin üniversitelere girişi, katsayı uygulaması ile engellendi.
Demokrasiye balans ayarı
Demokrasiye balans ayarı tanklarla yapıldı. Bu çerçevede Ankara Sincan'da tanklarla geçiş yapıldı.
Ve tarih 28 Şubat 1997
En uzun Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından Başbakan Necmetin Erbakan'a yapılan baskılar iyice arttı.
O MGK'da "bin yıl sürecek" denilen süreç için önemli bir viraj dönülüyordu.
Radikal Ankara Haber Müdürü Ömer Şahin, "Refah-Yol Hükumeti 28 Şubatta yeterli dik duruş sergileyemedi" yorumunu yaptı.
Ve 28 Şubatçıların istediği oldu
Sonunda 28 Şubatçıların istediği oldu, Başbakan Erbakan istifa etti. Bu istifayla birlikte, korku senaryoları yerini siyaset mühendisliğine bıraktı.
Demirel, Çiller'e değil Yılmaz'a hükümeti kurma görevi verdi
Hükumet ortağı DYP'nin Genel Başkanı Tansu Çiller'in başbakan olmasını beklenirken Cumhurbaşkanı Demirel, hükumeti kurma görevini ANAP lideri Mesut Yılmaz'a verdi.
Radikal Ankara Haber Müdürü Ömer Şahin, bu konuda ise şunları söyledi:
"Süleyman Bey, 'o zaman ben sayısal ağırlığa değil, siyasal ağırlığa baktım' dedi"
DYP'de art arda istifalar
Doğru Yol Partisi'nden art arda istifalar gelirken Başbakan Mesut Yılmaz oldu.
Radikal Ankara Haber Müdürü Ömer Şahin,"Korku oldu bazı tehditler oldu bazı milletvekillerine telefon edilip paşanın ricası var ayrılmanız gerekiyor istifa edin yoksa ceza evine girersiniz../ yani korkuyla sindirme ile doğruyol partisinden bir çok milletvekili istifa etti" diye konuştu.
Siyasi krizleri ekonomik krizler izledi
O süreçte siyasi krizleri ekonomik krizler takip etti. Türkiye ekonomik olarak adeta diz çöktürüldü. Bankalar boşaltılırken pek çok ocak söndü.
İşadamı Zeynel Abidin Erdem, darbenin ekonomik maliyetiyle ilgili olarak, "Batan bankalara baktığınız zaman onların bize maliyeti 80 milyar dolar oldu" dedi.
Yaraları sarmak kolay olmadı. Devletiyle, milletiyle Türkiye yıllar süren uğraşlarla toparlandı ve istikrar sağlanabildi.
28 Şubat artık soruşturuluyor
Şimdi 28 Şubat döneminin aktörlerine soruşturma başlatıldı. İncelemeler YÖK'teki dosyalara kadar uzandı.
Savcı o döneme damga vuran isimleri dinlemek üzere gözaltına aldırıyor. Türkiye şimdi post modern darbe ile ilgili yargının vereceği kararı bekliyor.
Kaynak: TRTHaber