Suriye'ye, belgesel çekmek için giden ve yaklaşık 20 gündür kendilerinden haber alınamayan "Gerçek Hayat" dergisi Ortadoğu temsilcisi Adem Özköse ve kameraman Hamit Coşkun'a rehberlik yapan Suriyeli Bahaddin Şerm, "10 gün boyunca Adem Özköse ve Hamit Coşkun ile tutuklu kaldık. Adem ve Hamit iyi durumdalar" dedi.
Şerm, "Adem ve Hamit, Türkiye'den Suriye'ye gelmeden önce bize ulaştı. Biz de onlara kendilerine rehberlik edebileceğimizi söyledik. Amaçları barışçıl gösterileri görüntülemek ve hazırlayacakları belgesel için görüntü toplamaktı. Tam olarak 8 Mart tarihinde, İdlib'in Binniş Kasabası'na yakın bir bölgedeki gösteri çekiminden dönerken yaklaşık 50 silahlı kişi tarafından aracımız durduruldu" diye konuştu.
Gazetecilerle yaklaşık 10 gün boyunca tutuklu kaldığını ifade eden Şerm, sözlerine şöyle devam etti:
"Adem ve Hamit'le beraber ben de tutuklandım. Tutuklandığımızda, nerede ve kimin elinde olduğumuzu bilmediğimizden tedirgindik. Bize bir şey yapmayacaklarını anladığımızda rahatladık. Çünkü Türk gazetecileri rehin olarak ellerinde tutmak istiyorlardı. Adem ve Hamit'i serbest bırakmadılar ama benim gitmeme izin verdiler. Bunu reddettim. Ancak, Türk gazeteci arkadaşlarımla birlikte çıkabileceğimi söyledim. Adem ise benim çıkmamı istedi. Adem, 'aile ve dostlarımıza sağlıklı olduğumuzu haber ver' dediği için ısrarına dayanamayarak çıktım."
Kendilerini Suriye hükümetine destek veren milislerin tutukladığını söyleyen Bahaddin Şerm, "Bizi tutuklayanlar Suriye rejimine destek veren silahlı milislerdi. İdlib'in El-Fua köyünde alıkonulduk. Bizi bir evde tuttular. Yemek ve su verdiler. Durumumuz fena değildi. Bu arada bazı kişiler bizi sorgulamaya geldiler. Onların Suriye istihbaratından olduklarını sanıyorum. Türk gazetecileri başından bu yana Suriye istihbaratına teslim etmek istediler ancak bizi kasabadan çıkarmadılar. Yolların muhaliflerce tutulduğu ve Türk gazetecilerin ellerinden alınmasından çekindikleri aşikardı" şeklinde konuştu.
Adem Özköse ve Hamit Coşkun'dan ailelerine mesaj getirdiğini söyleyen Şerm, "Adem ve Hamit ailelerine selam gönderdi. Adem, bana çocuklarını anlattı ve onları özlediğini söyledi. Arkadaşlarımın ailelerinin, onların sağlıklı ve hayatta olduklarını bilmelerini istiyorum. Ayrıca, Türkiye hükümetinin bu meseleyi çözebilecek güçte olduğuna inanıyorum. Eğer isterlerse ben her türlü detaylı bilgileri vermeye hazırım. Bu arada Adem ve Hamit kimliklerini, bilgisayar ve çantalarını çekime gitmeden önce evime bırakmışlardı, bu eşyaları Türkiye;ye göndermeye çalışacağım."dedi.