Sivas'ta, 2 Temmuz 1993'te Madımak Oteli'nin yakılması ve 37 kişinin ölümüne ilişkin ana davadan dosyaları ayrılan 7 sanık hakkındaki davanın, 2 sanık yönünden ölmeleri, 5 sanık yönünden ise zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildi.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, avukatların son beyanlarının dinlenmesinin ardından karar açıklandı.
Mahkeme, sanıklar Cafer Erçakmak ve Yılmaz Bağ'ın ölmeleri; Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Necmi Karaömeroğlu yönünden ise zaman aşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verdi.
Kararı okuyan Mahkeme Başkanı Dündar Örsdemir, sanık Cafer Erçakmak'ın 20 Temmuz 2011'de, sanık Yılmaz Bağ'ın da 25 Aralık 2006'da öldüklerinin nüfus kayıtlarıyla da belirlendiğini belirterek, bu sanıklar hakkındaki kamu davasının ölüm nedeniyle düşürülmesine karar verildiğini bildirdi.
Kararda, diğer sanıklar Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Necmi Karaömeroğlu hakkında, kesinleşmiş mahkeme va Yargıtay kararlarına göre, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 146/3. maddesinde yer alan ''Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanunu'nun tamamı veya bir kısmını tağyir ve tedbil veya ilgiya ve bu kanun ile teşekkül etmiş Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni iskata veya vazifesini yapmaktan mene cebren teşebbüs suçuna feri iştirak'' suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu suçun 5237 sayılı Yeni TCK'nın 309 ve 39. maddelerinde düzenlendiği hatırlatıldı.
Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'da insanlığa karşı suçların düzenlenmediği, bu suçların, 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 77. maddesinde düzenlendiği vurgulanan kararda, aynı Kanun'un 77. maddesinin son fıkrasında, ''Bu suçlardan dolayı zaman aşımının işlemeyeceği'' hükmüne yer verildiği kaydedildi.
Kararda, 1982 Anayasası'nın 90. maddesinin son hükmünde, ''Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır'' hükmü hatırlatıldı.
Bu düzenlemenin üst norm kuralı olarak bağlayıcı olduğu belirtilen kararda, şöyle denildi: ''Her ne kadar önceki düzenlemede zaman aşımı sürelerinin geçmişe yürümeyeceği ve önceki düzenlemede düzenlenmemiş bir suçtan dolayı kanunilik ilkesi gereği sanıklar hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılamayacağı düşünülse de Türkiye Cumhuriyeti tarafından kabul edilen ve iç norm kuralları bakımından bağlayıcı özelliği bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesinde yer alan yaşama hakkına yönelik kararlarında, 'yaşama hakkını ihlal ettiği iddia olunan, işkence ve kötü muamele iddialarıyla suçlanan kamu görevlilerinin af ve zaman aşımından faydalandırılmaması'' gerektiği yünündeki hükümleri nazara alındığında, sanıkların kamu görevlisi değil, sivil oldukları, ayrıca olayın asli maddi faili değil feri şerik olarak yargılandıkları, 765 sayılı TCK'nın 146/3. maddesinde öngörülen hürriyeti bağlayıcı hapis cezasının 5 yıldan 15 yıla kadar ağır hapis olduğu, lehe olan 765 sayılı TCK'nın 102/3, 104/2 maddeleri gereği 15 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresi 2 Temmuz 2008'de dolduğundan sanıklar hakkında açılan kamu davasının 765 sayılı TCK'nın 102/3 ve 104/2 maddesi gereği ortadan kaldırılması hükmünü doğurmak üzere CMK'nın 223/8. maddesi gereği ayrı ayrı düşürülmesine oy birliğiyle karar verildi.''
DAVA SÜRECİ
Sivas katliamı davası, 21 Ekim 1993'te başladı. 125 sanık, Ankara 1 Nolu DGM'de ilk kez hakim karşısına çıktı.
Davada ilk karar, 26 Aralık 1994'te geldi. 85 sanık, 2 ila 15 yıl arasında değişen hapis cezasına çarptırıldı, diğer sanıklar ise beraat etti.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 1997 yılında müdahil avukatlarının temyiz ettiği davayı bozdu. Yeniden yargılama sonucunda 33 sanık hakkında idam cezası verildi.
Ancak bu karar, bir yıl sonra Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından yeniden bozuldu. Sanık sayısı da 125'ten 33'e indi. 2000 yılında kararını açıklayan Ankara 1 Nolu DGM, 33 sanık için "idam" dedi.
9 sanık 7 yıl 6'şar ay, 4 sanık 20'şer yıl, 1 sanık 15 yıl, 1 sanık 5 yıl hapis cezası aldı. 33 sanık hakkında verilen idam kararı ise 2002 yılında müebbet hapis cezasına çevrildi.
2 Temmuz 1993'te yaşanan ve 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayla ilgili davanın 21 Haziran'daki duruşmasında, Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, esas hakkındaki görüşünü açıklamıştı. Yüksel, 5 sanığın üzerlerine atılı eylemlerinin 'anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüse iştirak' suçu olduğunu belirtmişti. Savcı, bu suça ilişkin olağanüstü zaman aşımı süresinin 15 yıl olduğunu ifade etmişti. Sanıklar Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Necmi Karaömeroğlu hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı süresinin dolması nedeniyle düşmesine karar verilmesini istemişti.
SKANDAL ÜSTÜNE SKANDAL
Sivas katliamının üzerinden geçen yıllar boyunca "bu kadarı da olmaz" dedirten birçok olay yaşandı. Ölenlerin yakınlarının acısı, her gün bir yenisi eklenen skandallarla daha da arttı.
İNSANLARIN YAKILDIĞI YERE KEBAPÇI AÇTILAR
Sivas katliamının acısı henüz tazeyken, Madımak Oteli'nin alt katına bir kebapçı açıldı.
Yıllar boyunca bu restorana gelenler, 37 kişinin yanarak can verdiği mekânda kebap yemeyi sürdürdü.
Bu duruma tepki gösterenlerin sesi, 2010 yılına gelindiğinde ancak duyuldu. Ve yıllar sonra o kebapçı kapatılarak, Madımak Oteli kamulaştırıldı.
KURBAN İLE KATLİAMCI YANYANA
Ancak tüm taleplere rağmen müze yerine bilim ve kültür merkezine dönüştürülen Madımak'ta tartışma yaratan bir olay daha yaşandı.
"Anı köşesi" adı verilen panoya katliamda ölenlerin isimlerinin yanı başına, iki saldırganın da adı yazıldı. Bu karar, yakınlarını kaybeden ailelerin yüreklerini bir kez daha yaktı.