12 Eylül
dönemindeki işkenceleri soruşturan Ankara Özel Yetkili Başsavcı Vekilliği, işkenceye "insanlık suçu" kriteri uygulayarak bu suçların soruşturulmasında zamanaşımı uygulanamayacağına karar verdi. Özel Yetkili Savcılık, mağdurları arasında Erdal Eren'in de bulunduğu işkence dosyasını, iddianame gibi bir görevsizlik kararı vererek Ankara Başsavcılığı'na gönderdi. Özel yetkili savcı Erdal Eren'in idamının hukuka aykırı olduğuna işaret etti. Referandum ile anayasa değişikliği gerçekleştikten sonra 12 Eylül döneminde işkence görenler veya yakınları gözaltında kaybolanlar Ankara Özel Yetkili Başsavcı Vekilliği'ne başvurmuştu. Başsavcı Vekilliği Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında "darbe yapmak"tan dava açarken işkence dosyasını ayırmıştı. Soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Savcı Kemal Çetin işkence dosyasını iddianame gibi bir görevsizlik kararı yazarak Ankara Başsavcılığı'na gönderdi. Kararda, 12 Eylül döneminde yaşı büyütülerek asılan Erdal Eren, gözaltına alındıktan sonra kaybolan Nurettin Öztürk ve Gürkan Mungan'a "mağdur" olarak yer verildi. Savcılığın görevsizlik kararında soruşturmanın zamanaşımına uğramayacağı savunuldu. Savcı dayanak olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri ve AİHM kararlarını gösterdi.
ZAMAN AŞIMI OLMAZ
Savcı Kemal Çetin, Yaşam hakkı ve işkence yasağının savaş ve sıkıyönetim hallerinde bile ihlal edilemeyeceğine işaret ederek, 12 Eylül döneminde işkence yapan kamu görevlileri için de zamanaşımı ve af hükümlerinin uygulanamayacağını savundu. Özel yetkili savcı soruşturulması gereken suçları sıralarken, Erdal Eren'in 12 Eylül'den sonra yaşının büyütülerek idam edilmesini hukuka aykırı buldu. Savcı bu suçun tanımını, "Hukuka aykırı cezanın infazı" olarak tanımladı.