Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Atatürk ve Çanakkale Savaşlarını Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Mithat Atabay, AA muhabirine, Çanakkale Savaşı sırasında bir şarapnel parçasının Atatürk'ün göğsündeki saate isabet ettiğini söyledi.
''O saat belki de tarihin akışını değiştiren bir saat oldu'' diyen Atabay, o sırada 5. Ordu Komutanı olan Mareşal Liman Von Sanders'in, Mustafa Kemal'in yanına gelerek, kendi saatini Atatürk'e verdiğini, Atatürk'ün de öğrencilik yıllarından itibaren kullandığı saatini Sanders'a hediye ettiğini anlattı.
Sanders'in, Atatürk'ün hediye ettiği saati uzun süre sakladığını bildiren Atabay, Sanders'in ölümünden sonra ailesinin bazı eşyalarıyla birlikte bu saati de sattığını kaydetti.
Mithat Atabay, şöyle devam etti:
''1939 yılında bu saatin bulunduğuna dair Berlin Büyükelçiliğine Prof. Ludwig Baier adlı bir papaz ihbarda bulunuyor ve o saatin kimde olduğunu bildiğini söylüyor. Açık bir şekilde de Mustafa Kemal'in saatini, parçalanmış halini tarif ederek müracaat ediyor. Bunun üzerine Berlin Türk Büyükelçisi Hamdi Arpağ, Dışişleri Bakanlığına telgraf çekerek, bu konuda nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini soruyor. O sırada Türk Dışişleri Bakanı Rüştü Saraçoğlu da elde edilen bu bilgiler çerçevesinde Başbakanlık yazı yazarak, saatin yerini bilenlerin, saati görenlerin bulunmasını ve saatin alınması konusunda ne şekilde bir yol izleyeceklerini soruyor.''
Türkiye'nin o sıradaki teşkilat yapısı içerisinde bu tür kültürel konulardan Milli Eğitim Bakanlığının sorumlu olduğunu dile getiren Atabay, Başbakanlığın, bakanlığa saati tanıyan kişilerin tespit edilerek, gerekli incelemelerin yapılması talimatını verdiğini belirtti.
Yaptıkları araştırmalarda, yapılan yazışmalara eriştiklerini vurgulayan Atabay, şunları söyledi:
''Gerçekten yazışmalar bakanlıklar arasında devam etmiş. Hemen 2. Dünya Savaşı öncesinde olan bir olay ve biraz da uzun sürüyor. 2. Dünya Savaşı'nın ortaya çıkmasıyla birlikte saatin akıbeti de belli aslında oluyor. Çünkü 2. Dünya Savaşı'nda İspanya ve İsviçre (Bu iki ülke savaşa girmemişti) dışındaki diğer bütün ülkeler savaştılar, şehirlerin tamamına yakını yıkıldı. Bir daha da bu saatten haber alamadık. Çanakkale Savaşları'nın 90. yıl kutlamaları sırasında o dönem Cumhurbaşkanlığı danışmanı olan Sermet Atacanlı, bir yazışma yaparak Atatürk'ün saatini Almanya'dan sorduklarını belirtmişti kitabında. Almanya'dan verilen cevapta, Sanders'in eşyalarının sergilendiği ve onun eşyalarının arasında böyle bir saate rastlanmadığı şeklinde olmuştur. Dolayısıyla Mustafa Kemal'in şahsında bir ülkenin kaderini değiştiren saat, bir başka dünya savaşında ortadan kaybolduğunu söyleyebiliriz, bu belgeler çerçevesinde.''
''İsviçre saati bulana 250 bin frank ödül vaat etmişti''
Yrd. Doç. Dr. Mithat Atabay, o dönemde ilginç bir olay yaşandığını anımsatarak, bir İsviçre saat firmasının, Atatürk'ün saatinin markası olan saatin İzmir acentesine mektup gönderdiğini söyledi.
Firmanın, Atatürk'ün hayatını kurtaran saati bulana 250 bin frank ödül vereceği vaadinde bulunduğunu belirten Atabay, ''Bu çok ilginç bir dönemdir. 1939'un hemen ön günlerinde yaşanıyor bu olay'' dedi.
Savaşın kaderini değiştiren saat ile ilgili o dönemde Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlerinden olan ünlü edebiyatçı Reşat Nuri Güntekin'in bir mektup yazdığını da belirten Atabay, o yazının, hem ülkedeki Atatürk sevgisinin ne şekilde olduğunu, hem de orada Türk vatandaşlarının Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı'nın kahramanı, daha sonra da Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal'e karşı olan sevginin dozunu da göstermesi açısından çok ilginç olduğunu vurguladı.
''Reşat Nuri Güntekin'in mektubu''
''Conkbayırı'nda düşman kurşununu geriye iten saat, yalnız Atatürk'ün değil, Çanakkale'de ve Kurtuluş Savaşı'nda bütün Türk yurdunun hayatını kurtarmıştır. Bu saat eğer Türkiye'de ise bir fabrika reklamı olarak memleket hudutlarından dışarıya atılmak için değil, kendisini Türk'ün yüreğine siper eden bir milli şuur sembolü olarak müzelerimizde saklanmak için son bahtiyar sahibinin elinde hükümetin bir davetini bekliyor.
Dünyada bu derecesiyle bile hiç şüphesiz pek çok sağlam İsviçre saati vardır. Fakat ebedi hatırası ile bizim Atatürkümüz de ebedi hayatı ile bizim ana yurdumuzda biriciktir. 'O' adamdan bu toprağa yadigar kalan hatıralar arasından kimseye zırnık yoktur.''