Güçlükonak'ta üç kişinin kemiklerine ulaşılan katliamdan iki cesedin altında kalarak kurtulan A.G., "Kaçmak zorunda kaldım. Artık Türkiye'de farklı bir yapı var. Hesap sorma zamanı geldi" dedi.
Şırnak'ın Güçlükonak ilçesine bağlı Özbaşağaoğlu köyünden 1994 yılında "PKK'ya yardım ettikleri" iddiasıyla askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra öldürülen 5 köylüyle birlikte götürülen, ancak olayda yaralı olarak kurtulan görgü tanığı A.G., STAR'a konuştu.
Star gazetesinin haberine göre; katliamdan şans eseri yaralı kurtulan ve o günden sonra yaşadığı yeri terkeden A.G., "Ne zaman ki Türkiye'de hak arama anlamında önemli gelişmeler yaşandı o zaman avukatım aracılığı ile olayı tekrar gündeme getirdim. Şimdi yeni bir süreç başladı" dedi.
İşte A.G.'nin dilinden yaşananlar:
Söylemezseniz sizi öldürürüz
Jandarma gelip hepimizi köy okulunda topladı. Ben gece askere su taşıdım. Saat 01.00 sıralarında bir subay geldi. Benim adımı sordu. Senin adın ne dedi? Ben de söyledim. Küfrederek karnıma bir tekme vurdu. 'Zaten seni arıyorum' dedi. Beni askere teslim etti. Ben ve diğer arkadaşlarımı Çetinkaya Köyü yoluna doğru götürdüler. Bizi bir tepeye çıkarttılar. Sonra bize 'Örgütün sığınağı vardı burada, onu gösterin. Söylemezseniz sizi öldürürüz' tehdidinde bulundular. 'Biz bilmiyoruz' dedikten sonra hepimizi bir çukura bıraktılar.
Silah sesleri etrafı inletiyordu
Gözlerimiz ve ellerimiz bağlıydı. Ve silah sesleri ile etraf inledi. Sonra el bombası attılar. Arkadaşlarımdan kısa bir çığlıktan sonra ses kesildi. Ben iki kişinin altında kalmıştım. Seslerin kesilmesinin ardından kayanın dibindeki çukurdan çıktım. Baktım herkes ölmüş. 5 saat yürüdüm. Eve yetiştim. Çok kan kaybım vardı.
Savcılara anlattım ilgilenilmedi
Nurettin isimli bir komutan bana olayı kimin yaptığını sordu. Ben de korkudan 'Bilmiyorum' dedim. Ama doktorlara tüm ayrıntıları anlattım. Sonra rapor tuttuğunu söylediler ama hiç kimse bana gelip bir şey sormadı. Cizre Devlet Hastanesi'nden Diyarbakır Devlet Hastanesi'ne sevk edildim. 24 günlük tedavinin ardından köyü terkettim. Bu olayı o dönem de savcılara anlattım ancak yeni yeni ilgileniliyor.
KIYAFETLERDEN KİMLİK TESPİTİ
Şırnak'ta Yağızoymak Jandarma Taburu yakınlarında önceki gün başlatılan 'faili meçhul' kazısında, 3 köylünün cesedine ulaşılmıştı. Yıllardır kaybolan yakınlarıyla ilgili en ufak bir bilgi alamayan aileler 18 yıl sonra cesetleri kıyafetlerinden tanıyarak teşhis etmişti. Şırnak Baro Başkanı Avukat Nuşirevan Elçi, Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan iki savcı, avukatlar ve kayıpların yakınlarının da hazır bulunduğu kazı çalışmalarında Sait Şen, Beşir Başkök ve Abdullah Güler'in cesetlerine ulaşılmıştı.
Türkiye'de şimdi hesap soruluyor
Olayın ardından 'öldürülürüm' korkusu yaşadığını belirten A.G., "Ailemden bile kendimi gizlemek zorunda kaldım. Hep ölüm korkusuyla yaşadım. Yıllarca kimse benim nerede olduğunu bilmedi. Bu olayı son birkaç yıl dışında kimseye anlatmadım. Ne zaman ki Türkiye'de hak arama anlamında önemli gelişmeler yaşandı o zaman avukatım aracılığı ile olayı tekrar gündeme getirdim. Artık Türkiye'de farklı bir yapı var. Bu nedenle hesap sorma zamanı geldi. Artık cesaretli savcılar bunun hesabını sorar. Suçumuz olmadığı halde bizi öldürenler, kim bilir daha neler yapmıştır?" dedi. Şırnak Baro Başkanı Avukat Nuşirevan Elçi de, A.G.'nin verdiği ifadeler sonrası olayın aydınlatıldığını belirterek, "1990'lı yıllarda ifade vermişti ancak bilgi ve belgelere ulaşamadık. Çünkü hiçbir kayıt yok" dedi. Kazıda cesedi bulunan Sait Şen'in yeğeni Hayrettin Şen de, yaşanan katliamı A.G sayesinde öğrendikleri söyledi.
Kardeşim Ömer'in cesedini bulsunlar
Güçlükonak'taki faili meçhul cinayete kurban giden Ömer Çetin'in ağabeyi Ahmet Çetin, çıkartılan cesetler gibi kardeşinin cesedinin de bulunmasını istedi. Kazının yapılacağı alana güvenlik sebebiyle gidilemediğini söyleyen Çetin, "Kar, kış, çamurdur. Kolay bir iş değil. Helikopterle de belki oraya gidilemiyor. Dün 3 cesedi çıkardık. Allah'tan ümitliyiz bizimki de çıkar. Sorunsuz sıkıntısız bir gün biz de gidip cesedimizi çıkartmak istiyoruz. Yeter ki kemiklerini çıkartalım görelim, başka hiçbir şey istemiyoruz. Yeter ki herkes bilsin ki aramızda böyle bir şey vardır. Analar ağlamasın. Biz bizeyiz. Biz dünyanın neresine giderse gidelim biz Türkiye'nin vatandaşlarıyız. Türkiye bizim devletimizdir. Biz başka yere gitmeyiz. Türkiye çok değişti. İnşallah artık herşey ortaya çıkacak" diye konuştu.