Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın da aralarında bulunduğu 11 tutuksuz şüpheli hakkında "adil yargılamayı etkileme" davası açıldı. Şüphelilerin Ergenekon örgütünün yargıda kadrolaşma faaliyetlerini yürüttüğü ve örgüt adına yerel mahkemeler, Yargıtay ve Danıştay'da davaları takip ederek hakim ve savcılara müdahalede bulunduğu öne sürüldü. İstanbul 15'inci Ağır Ceza Mahkemesi, geçen hafta savcılığın gönderdiği iddianameyi kabul etti. Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız tarafından hazırlanan iddianamede Seyfi Oktay bir numaralı sanık olarak yer aldı. Oktay hakkında Ergenekon örgütü üyesi olma, yargı görevi yapanı ve adli yargıyı etkilemeye teşebbüs gibi suçlamalarla 10 yıldan 26.5 yıla kadar hapis istendi. Diğer 10 sanık için de benzer suçlamalarla 10 ila 22 yıl arasında değişen hapis cezaları talep edildi. Sinan Öztorun ve Zeynel Emre hakkında takipsizlik kararı verildi. 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde uyuşturucu kaçakçılığı ve sahte kimlik suçlamasıyla yargılanan İran uyruklu Kamal Sharifi Seydani ise tanık olarak yer aldı. Diğer sanıklar ise avukatlar Tülay Bekar, Ali Hadi Emre, Mehmet Cengiz ve Kudbettin Kaya, 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yeğeni Nihan Atasagun, CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal'ın kardeşi Ali Haberal ve MHP'li oğlu Erkan Bülent Haberal, emekli albay Canfer Balçık, Türkiye Atletizm Federasyonu Asbaşkanı Hüseyin Yıldırım ile Sefa Altıoğlu olarak sıralandı.
Baykal'la görüşmesi dinlendi
Oktay'ın eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'la konuşmaları teknik takibe takıldı. Baykal, Oktay'dan anayasa paketi değişikliğinin iptali için Anayasa Mahkemesi üyesi Fulya K. ile görüşmesini istedi. Oktay görüşmelerin ardından Baykal'ı telefonla bilgilendirdi.
Oktay, Bekar'ı arayarak Köksal Şengün'ün Mehmet Haberal'ı bırakmasını istedi. 2 Ağustos 2009'daki telefon görüşmesinde, Oktay "Haberal'ı falan hiç olmazsa bir bıraksa çok iyi olur" dedi. Bekar ise "Görüşürüz efendim onları daha sonra tamam, tamam efendim" diye cevapladı.
Dönemin İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak'ın 'karara muhalefet şerhi' vermesinden bir gün sonra, 2 Haziran 2009'da, avukat Ali Hadi Emre'nin telefon görüşmesinde Oktay "Başkanı görürsen bu yürekliliği ve tavrı için teşekkür ettiğimi söyle" dedi.
İddianamede yer alan suçlamalar
1991-1994 yıllarında Adalet Bakanı olan Oktay, Ergenekon örgütünün yargı teşkilatındaki örgütlenmesinden ve dava takiplerinden sorumlu üyeydi. Süren davalara müdahale etti, seyirlerinin değiştirilmesi için dava takibi yaptı.
Oktay'a bağlı şüpheliler, Ergenekon örgütünün yargıda kadrolaşma faaliyetlerini yürüttü. Örgüt adına yerel mahkemeler, Yargıtay ve Danıştay'da davalara müdahale etti. Ergenekon tutuklularının tahliyesi için davaya bakan hâkimler ve özel yetkili savcılar yakın takibe alındı.
Şüpheliler, dönemin İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün'ü baskıyla yönlendirmeye çalıştı. Şengün'ün sevgilisi olduğu iddia edilen avukat Tülay Bekar, Oktay'a bağlı hareket ediyordu.
Soruşturma, 24 Şubat 2009'da hakim ve savcıları etkilemeye çalışan bazı şüphelilerin Veli Küçük ve Doğu Perinçek'e bağlı olduğu ihbarıyla başladı.
Şüpheliler, Şengün üzerinde Bekar aracılığıyla Ergenekon sanığı Prof. Dr. Mehmet Haberal ile Gürbüz Çapan'ın tahliyesi için baskı kurdu.
Tutukluluk kararlarına itiraz merci konumundaki bir üst mahkeme olan dönemin İstanbul 14'üncü Ağır Ceza Mahkeme Başkanlığı'na yönelik faaliyetlerde bulunuldu.