Mimar ve Mühendisler Grubu tarafından yapılan yazılı açıklamada "İstanbul'un siluetine giren bu ucube yapılar, İstanbul'un bağrına saplanmış bir hançerdir.'' diye belirtildi..!
İstanbul bağrında pek çok medeniyet ve kültür barındırmış ve bu kültürlerden izler taşıyan bir dünya şehridir. İstanbul'un yüzlerce yılda oluşmuş, İstanbul'un kimliği olmuş bir silueti vardı. Önce Maslak-Zincirlikuyu aksında başlayan gökdelen yapma furyası, Gökkafes'le birlikte Beyoğlu'na kadar dayandı.
İstanbul'un boğaziçindeki silueti gökdelenlere teslim oldu. Sadece tarihi yarımadanın Kubbe ve minarelerden oluşan silueti, her türlü çarpık yapılaşmaya rağmen direniyordu. Tarihi bir miras olan o siluet de doymak bilmez bir iştiha ile yükselen gökdelenlere kurban edildi. Artık boğazdan tarihi yarımadaya doğru baktığınızda zarif bir dantel gibi işlenmiş Topkapı Sarayı, Ayasofya, Sultanahmet Camii, Beyazıt Kulesi, Süleymaniye Camii Siluetlerinin arasında şeddati bir tavırla göğe doğru yükselen gökdelenler boy gösteriyor.
ASTAY Gayrimenkul tarafından geçen yıl Nisanda başlanan ve Mart 2012'de hizmete açılması planlanan üç gökdelenin hakkında 4 Numaralı Koruma Bölge Kurulu'ndan bilgi istendi. Kurul raportör görevlendirdi. İki uzmanın yerinde yaptığı inceleme sonucunda hazırlanan raporda; "Müdürlüğümüz arşivinde yapılan incelemede parsele ilişkin işlem dosyası bulunmadığı, Koruma Bölge Kurulu tarafından alınan bir karara rastlanmadığı, parsele ait tescil kaydının olmadığı, sit alanı içinde olmayan parsele ilişkin plan yapma, onama yetkisinin İBB ve Zeytinburnu Belediyesi'nde olduğu, inşaat faaliyetlerinin devam ettiği, alanın İstanbul'un Marmara siluet kapsamında kalmakta olduğu, Tarihi Yarımada'ya çok yakın bir noktada bulunan parseldeki yapılaşmanın İstanbul'un siluetini olumsuz etkilediğinin tespit edildiği, konunun Koruma Bölge Kurulu'nca da değerlendirilmesi gerektiği" vurgulandı. Proje kurulun onayına sunulmadığı gibi hafriyat sırasında Arkeoloji Müzesi uzmanları da yer almadı.
Yüzlerce yılda oluşmuş İstanbul'u İstanbul yapan bu tarihi siluete müdahale etmeye, Onu tahrip etmeye hiç kimsenin ve hiçbir kurumun hakkı yoktur. Biran önce inşaat durdurulmalı ve (Park otel örneğinde olduğu gibi) siluete müdahale eden katların yapılmasına müsaade edilmemelidir. İkinci bir Gökkafes'in oluşmasına asla izin verilmemelidir.
Yüzlerce yılda oluşan ve birçok neslin temaşa ederek büyüdüğü İstanbul silueti çok değil İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkentine kadar bu görkemli ve uyumlu siluetini muhafaza etmişti. Bir yıl geçmeden bu güzel siluet, devasa ve rant egemen sözüm ona rezidanslar tarafından, bu ülkenin tarihi ve kültürel mirasına değer vermeyecek şekilde yok edilmeye çalışılıyor.
İstanbul'un siluetine giren bu ucube yapılar, İstanbul'un bağrına saplanmış bir hançerdir.
Bu yanlıştan biran önce dönülmesi için başta Zeytinburnu Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığını, Kültür ve Turizm Bakanlığını, Sn. Başbakanımızı ve Sn. Cumhurbaşkanımızı göreve davet ediyoruz.
Her türlü çarpık kentleşmeye ve talana karşı direnen ve medeniyetimizin en güzide şehirlerinden biri olan dünya incisi İstanbul'umuza sahip çıkmamızın vicdani ve tarihi bir sorumluluk olduğuna inanıyoruz.
Mimar ve Mühendisler Grubu Yönetim Kurulu olarak yetkililerimizi tarihi mirasımıza sahip çıkmaya ve bütün İstanbulluları bu konuda hassas olmaya davet ediyoruz.