Başbakan Tayyip Erdoğan'la Kahire'den Tunus'a geçerken uçakta hem gezinin ilk durağıyla ilgili gözlemleri ve izlenimleri üstüne sohbet ettik, hem de Türkiye'nin gündemi, özellikle PKK ve terör sorunu üstüne değerlendirmelerini sorduk.
*
Mısır'da durum: İki aşamalı bir geçiş süreci var. Önce Kasım ayı sonunda parlamento seçimleri yapılacak. Daha sonra da cumhurbaşkanlığı seçimi. Bu ikinci seçimin tarihi belirsiz. Rejimin geleceği, yani nasıl bir sisteme doğru gidileceği de sandıktan çıkacak parlamentonun tablosunda belli olacak. Ancak en önemli aşama Kasım'daki genel seçimler. Yapamazlarsa, Tahrir Meydanı'ndaki hava yeniden değişir.
*
Tahrir'in öncü gençleri: Az önce, Yunus Emre Türk Kültür Merkezi'nin açılış töreninde Tahrir'deki kitleleri yönlendiren gençlerden 40-50'siyle görüştüm. Onlar daha önce Türkiye'deki seçim kampanyası sırasında benim ve Ahmet Davutoğlu'nun seçim çalışmalarını izlediler. Zaten o yüzden onlara "Türkiyeli Grup" diyorlar. Görüşmemizde çok güzel bir ifadeleri oldu; "Nil'in Anadolu'ya kavuşması zamanı geldi" dediler.
*
Laiklik çağrısı: Laikliğin Arapça'da tam karşılığı yok. O bağlamda kullanılan "Armaniye" terimi, "Ladini" (Din dışı) anlamına geliyor, o yüzden de yanlış anlamalara yol açıyor. Doğrusu galiba "Siyasa medeniyet" teriminin tercih edilmesi. Tabii benim bu çağrım Mısırlı entelektüeller arasında tartışmaları başlatacak.
*
Sarkozy-Cameron'un Libya gezisi: Bizim Libya ziyaretimizden bir gün önce apar topar oraya gitmeleri rol çalma girişiminden başka bir şey değil. Ama iyi oldu; onları ve bizi ağırlamanın farkını görmüş olacaklar.
*
PKK-MİT GÖRÜŞMESİNİN SIZMASI: Ben İmralı'ya özel temsilcimi de, MİT Müsteşarı'nı da gönül rahatlığıyla gönderdim. MİT'in başında Emre Taner varken de gönderdim, Hakan Fidan'ı da gönderdim. Hakan Fidan bu gezide benimle birlikteydi, sızmalar yansıyınca, "Git araştır" dedim. Onun da hatası olabilir. Ama biz hatalar nedeniyle kolay kolay adam yemeyiz.
*
PKK: Habur anlayışı bitti. Bundan böyle bizden Habur'da olduğu gibi hoşgörü ve anlayış beklemesinler. Ve işte Erdoğan'la sohbet...
MİT-PKK GÖRÜŞME BANDI
* MİT ve PKK arasındaki görüşme bandı olduğu ileri sürülen bir kayıt dün internete düştü. MİT "sızmanın kaynağını inceleyeceğiz" diyerek açıklama yaptı. Size ulaşan bir bilgi var mı?
Kimin yaptığına dair bir bilgim var diyemem. Hakan Bey'e (Fidan) "Tunus ve Libya bölümlerine katılma sen Ankara'ya dön" dedim. İncelemeleri yapması için.
*
Hakan Fidan göreve geldiği günden itibaren bir ülkenin hedefinde. Aynı ülke sizin Mısır ziyaretinizden rahatsız. Arada bir ilişki görüyor musunuz?
Malum çevrelerin geçmişte de Hakan Bey'i hedef aldığı biliniyor. Sızma nasıl olmuş onu araştırıyoruz. Ama hatası da olsa Hakan Bey'i böyle nedenlerle harcamayız. Biz kolay kolay adam yemeyiz. Bu sızdıranların içlerindeki art niyeti ortaya koydu. Bu kimseye bir şey kazandırmaz.
*
Sızma olayının siyasete malzeme yapılmasına ne diyorsunuz?
Siyasete malzeme yapılmasına sıcak bakmıyoruz. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin açıklamaları nedeniyle telaş içinde değilim. Emre Bey'i de Hakan Bey'i de gönül rahatlığı içerisinde İmralı'ya gönderdik. Bunlar hükümet tanımı ile devlet tanımını ayırt edemiyorlar. Biz ne dedik. "Hükümet olarak İmralı ile görüşmeyiz. Ama devlet üzerine düşeni yapar". Şimdi ben bunlarla terörle mücadelede nasıl işbirliği yapayım, siz söyleyin.
DEMOKRATİK AÇILIMA DEVAM
*
Bu sızma olayı süreci etkiler mi?
Hayır, etkilemez. Devlet üzerine düşeni yapmaya devam eder. Süreç etkilenmez. İstedikleri kadar tehdit mekanizmaları oluştursunlar. Devlet karar verdiğini uygular. Bölücü terör örgütü ve siyasi uzantıları geçmişte olduğu gibi bizden iyi niyet ve anlayış beklemesinler.
*
Yani Habur anlayışı bitti mi?
Evet, bitti. Bu tarz anlayış beklememek lazım artık.
*
İçişleri Bakanımız da açıkladı. Bir kara harekâtı söz konusu mu?
İçişleri Bakanımızın bir sürçü lisanı oldu. Bugün kendisiyle konuştum, düzeltti. Böyle şeyler söylenmez zaten, yapılır. Genelkurmay Başkanım, Kuvvet Komutanlarıyla birlikte bölgede incelemelerini tamamladı. İçişleri ve Orman bakanları da yatırımları inceliyor. Malum yatırımlara bir tehdit söz konusu (PKK'nın bir
müteahhide yolladığı
'LAİKLİKTEN KORKMAYIN AÇIKLAMASINDA HATALI ÇEVİRİ GERİLİMİ YAŞANDI'
* Mısır nasıl bir sisteme gidiyor. Parlamenter mi Başkanlık sistemi mi?
Mısır'da ilk demokrasi sınavı Kasım'daki parlamento seçimleri olacak. Bu sınavı başarıyla geçerlerse ya yeni bir anayasa ya da kısmı bir anayasa yaparak, cumhurbaşkanı ya da başkanlık seçimine gidebilirler. Ama Kasım'da dört ayrı sandık konuluyor seçmenin önüne. Bir güne sığdıramamaktan korkuyorlar. Bir de teşkilatlanma şartı yok. Başbakana göre beş bin üye yazan 50'den fazla parti seçime girecek. Önemli olan seçimi yapmak. Bu Tahrir Meydanı'nın gücünü gösterir. Aksi halde Tahrir Meydanı'nın farklı tepkileri olabilir.
*
Müslüman Kardeşler'in "laikten korkmayın" açıklamanıza tepki gösterdiği söyleniyor, ne dersiniz?
Bir çeviri hatasıyla, benim sözlerim yanlış anlamaya yol açtı. Çünkü Arapça'da "dinsizlik" anlamına gelen bir kelime var. Laiklik terimi olarak o seçilince tepki oldu. Halbuki, laiklik din düşmanlığı demek değildir. Devlet bütün inançlara eşit mesafededir. Onların inançlarının da garantörüdür. Laiklikten korkmayın derken de bunu kast ediyoruz. Ama açıklamayı yapan kişi yeni bir açıklama ile düzeltmeye gidecek. Açıklamayı yapan Müslüman Kardeşler'in başkan adayı değil. Bu da yanlış. Müslüman Kardeşlerin Başkan adayı yok. Bu zat, Müslüman Kardeşler'den ayrılan bir kişi. Zaten Müslüman Kardeşlerin bir sorunu olsaydı, bizimle görüşmelerinde açıkça söylerlerdi. İma bile olmadı.