Urumçi'de; oteli, iş merkezi ve dükkânlarıyla bir Türk caddesi var. Özellikle İpekyol ve Sarar gibi markalar, bölgedeki Uygur Türkleri'nden büyük rağbet görüyor. Takım elbiseler kapış kapış satılıyor. Bir tek "üniforma rengi olduğu" için bıktıklarından olsa gerek, mavi gömlek almıyorlar. Süpermarkette ise Türk ürünleri için bir reyon ayrılmış. Burada Ülker ve Eti'nin ürünleri revaçta. Shengli Caddesi'ne girince, bizi koskoca tabelasıyla Aksaray Otel karşılıyor. Otelin sahibi Uygur Türkleri'nden. Hemen yanında, adını İstanbul'un ünlü gece kulübü Reina'dan alan bir iş merkezi var. İçeri girdiğimizde dükkanlardan yarıdan fazlasının Azra, Sarar, Güncel ve İpekyol gibi Türk markalarını sattığını görüyoruz. Dükkanlara tek tek girip, ürünlerin niçin bu kadar çok beğenildiğini öğrenmeye çalışırken, karşımıza Uygur Türkü Abdülveli Halife çıkıyor. Sarar'ın ürünlerini satan Halife, Urumçi'de doğmuş. Daha sonra ailesiyle Türkiye'ye, oradan da Almanya'ya geçmiş. Almanya'dan döndükten sonra da yeni işini doğduğu topraklarda kurmak istemiş. Halife, "Bu bölgede Türk mallarına talep çok fazla. Çünkü Türk malları kaliteli ve modanın öncüsü. Üstelik fiyatlar da uygun" diyor. Başta iş merkezindeki 3 kişinin Türk mallarını sattığını söyleyen Halife, gün geçtikçe bu sayının arttığını belirtiyor.
'SARI LALELER' ÇALIYOR
Halife ile konuşurken, alışveriş merkezinde Mazhar Fuat Özkan grubunun 'Sana sarı laleler aldım Çiçek Pazarı'ndan' şarkısı yükseliyor. Halife, "Bakın burada Türk şanatçıların şarkıları da çok beğeniliyor" diyerek, Türk işadamlarına "Gelin bu bölgede ticaret yapın" diye çağrıda bulunuyor. Halife şöyle devam ediyor: "Biz 3 kişiydik şimdi 40 işadamı olduk. Maddi imkânım olsa daha çok yatırım yaparım. Bu bölgede alım gücü çok iyi. Ama süpermarket sayısı çok az. Üstelik kalkındırılmaya çalışılan bir bölge burası. Yılda 20 bin parça mal satıyorum. 11 Temmuz'da başlayan uçak seferiyle Urumçi'ye gelmek daha kolay. Dükkan almak veya kiralamak isteyenler için fiyatlar çok uygun. Vergiler ağır değil. Yatırım yapmak için her koşul var." Sarar'ın en çok siyah ve lacivert takım elbiselerini sattığını söyleyen Halife, ilginç bir detay da veriyor: "Mavi buradaki memurların resmi kıyafet rengi olduğu için, mavi gömlek satamıyorum."
DAVUTOĞLU FOTOLARI
Arman Süpermarket'te ise rafları Ülker, Eti, Dimes, Halk gibi Türk markaları süslüyor. Urumçi'dekiler özellikle Ülker'in ürünlerini, çeşitliliği nedeniyle çok seviyor. Arman, Uygurca'da 'Ümit' anlamına geliyor. Süpermarketin sahibi de Uygur Türkleri'nden. İşletmenin müdürü İlham Abdülkerim, "Burada Türk ürünleri çok ilgi görüyor" diyor. Arman Süpermarketleri'nin 18'i Urumçi'de hizmet veriyor. Sincan bölgesinde ise 2 bin şubesi var. Marketin deposunda ise, Urumçi gezisi sırasında burayı da ziyaret eden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun fotoğrafları baş köşede.
Mobilyalara büyük bir talep var
Urumçi'de Xihang Caddesi'ndeki alışveriş merkezinde mobilyadan elektroniğe her şeyi bulmak mümkün. Devasa yapıdaki merkezin adı Hua Ling Alışveriş Merkezi. 100 hektarlık alana kurulu olan merkezde, sadece 6 katta tamamen üretimi Çin'de yapılan mobilyalar satılıyor. Burası 10 bin kişiyi istihdam ediyor. Malların yüzde 80'i yurtdışına gönderiliyor. Türkiye'den de mobilyalara talep var. 6 bin üreticinin standının yer aldığı merkezde elektronik pazarı ise Çin'in batı kesimine hitap ediyor.
"ÇİN MALI İYİDİR"
Eskiden Çin mallarının kalitesiz olduğuna inanıldığını söyleyen XiangYang Guo, "Aksine biz çok kaliteli ürünler yapıyoruz. Dünyadaki kötü izlenimimizi siliyoruz. Her satıcı malını garantili üretmek zorunda" diyor. Türkiye ile ticaret görüşmelerinin yeni başladığının altını çizen Guo, "Mesafe eskiden uzaktı ama uçak seferleriyle artık daha yakın komşuyuz. Türk işadamlarını bizimle ticaret yapmaya davet ediyoruz" diye konuşuyor.
Enerji, güneş ve rüzgârdan geliyor
Urumçi, güneş ve rüzgâr enerjisinde bir numara. Sincan bölgesinin elektriği tamamen bu bölgeden sağlanıyor. Urumçi'de merkezi bulunan Gold Wind adlı rüzgar enerjisi şirketinin Çin genelinde 10 fabrikası var. Burada rüzgâr türbini üretiliyor. 2 bin 500 kilovatlık rüzgâr türbinleriyle saatte 1 milyon 500 bin megavat elektrik üretiliyor. ABD'ye bile rüzgâr türbini satan şirketin, Türkiye'yle de görüşmeleri sürüyor. TBEA Fabrikası ise Tanrı Dağları'nın eteklerinde kurulmış. Devasa fabrika, yenilenebilir enerji malzemeleri motor türbinleri, elektrik altyapı ürünleri üretiyor. Bu fabrikadaki bazı ürünler Türkiye'ye de satılıyor. ABD'ye 500 kilovatlık jenaratör satan fabrika, Everest'e 2008'de türbin kurmuş. Fabrikayı, 2 yıl önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Bakan Beşir Atalay da ziyaret etmiş. Yine Gül'ün ve Atalay'ın fotoğrafları fabrikanın baş köşesinde asılı. Fabrikanın, 2015 hedefi 50 milyar yuan (12 milyar 822 milyon TL). Fabrika transfer motoru üretiminde marka olarak dünyada 3'ncü sırada yer alıyor.
YARIN: Uygurlu kebapçılar... Türk döneri nasıl Çin döneri oldu? Uygurlar'dan, Huiler'e yemek kültürü, spor, dans ve müzik...