AB Komisyonu Türkiye Delagasyonu Başkanı Marc Pierini, Türkiye'den hızla yeni bir Anayasa yapmasının beklendiğini belirterek bunun için işleyen bir parlamentoya ihtiyaç olduğunu söyledi. Pierini, 8 milletvekilinin hapiste olması nedeniyle Meclis'i protesto eden BDP ve CHP'ye de şu sözlerle 'geri dönün' mesajı verdi: "BDP ve CHP Mecliste olmalıdır. Onlar seçildiler ve bu meşruiyete sahipler. Beklediğimiz ilk şey bu tartışmanın, koltuk meselesinin, çözülmesi ki parlamento tam meşruiyet içerisinde çalışabilsin." Pierini, 12-13 Temmuz'da Hükümetin ilk yabancı konuğu olacak Komisyonun Genişlemeden Sorumlu üyesi Stefan Füle'nin Ankara'da vereceği mesajı da şöyle aktardı: "Amaç hükümetin göreve başlamasının ardından biran önce burada olmak, böylece müzakerelerde nereye gittiğimizi tartışabilmek. Konular; fasıllar, ek protokol, Anayasa, ifade ve basın özgürlüğü, Ombudsmanlık kurumu olacak." Pierini, SABAH'ın sorularına da şu yanıtları verdi:
BALKON KONUŞMASI
Türkiye'deki yeni hükümet ve Meclis'ten beklentiniz ne?
Türkiye çok önemli zorluklarla karşı karşıya; Anayasa, Kürt sorunu, birçok dış politika konusu. Anayasa çok önemli çünkü böylece toplumu düzenleyebilirsiniz, farklı etnik, dini, inanç ve hayat tarzının meşru taleplerini uyumlaştırabilirsiniz. Yeni bir Anayasa ile Türkiye'de modern demokrasinin önündeki engeller çözülebilir. Tabii ki Anayasa bir parti veya diğerinden gelmemeli. Bu nedenle de metodoloji en az içeriği kadar önemlidir. Seçim akşamı, esas aktörler tartışmaya hazır olduklarını söyledi. Bu bizim başlangıç noktamız.
Anayasanın oluşumunda AB'nin yöntemi ne?
AB'nin 27 üyesinde Anayasa için tek bir model yok. Hatta bazı ülkelerin Anayasaları dahi yok. Bizde, Kopenhag kriterleri gibi prensipler var. Şu anda Türkiye'de sivil toplumdan, siyasi partilerden ve örgütlerden birçok fikir var. Bundan sonraki aşama tüm bu materyali nasıl kullanacağınız. Avrupa'da kullanılan yöntem, koltuk sayısına bağlı olmadan, tüm partilerin temsil edildiği bir Anayasa komitesinin oluşturulması. Bu Türkiye'de denendi ve çalışmadı ama şimdi çalışabilir ve çalışmalı. Öyle bir noktaya ulaşmalısınız ki; bu parti politikasının bir parçası olmamalı, uzlaşının bir parçası olmalı.
Yemin krizi yorumunuz ne?
Eğer seçim akşamına dönerseniz, balkon konuşmalarına, orada bir kördüğüm yoktu. Kördüğüm, daha sonra geldi. Bu bizim meselemiz değil. Bizim söylediğimiz, tüm siyasi partilerin yasal rolünü oynamasına ve işleyen bir parlamentoya ihtiyacımız var. Bu engellerin önümüzdeki birkaç gün içerisinde temizleneceğini varsayarak, Anayasa için siyasi partilerin bir araya gelmesini ve sivil topluma danışmasını bekliyoruz.
Yeni anayasa için süreç ne olmalı?
Anayasa yapım süreci 6 ay da sürebilir, 1 yıl da ama eğer diyalog ve uzlaşı ruhu varsa bunu yapmak için yıllara ihtiyacınız olmaz. Sizin ihtiyacınız olan siyasi arzu ve bize göre ilerlemenin yolu diyalog ve uzlaşı.
YEMİN ETMEZLERSE
BDP ve CHP'liler yemin etmezse?
Eğer son birkaç yıla bakarsak Türkiye'nin önündeki zorluklar bu şekilde çözülemez. Zorluklarla mücadele edebilmek için sizin, tüm güçleriyle, işleyen bir parlamentoya ihtiyacınız var. Bu bir partinin, iktidar veya muhalefet, meselesi değil. Bu tüm millet için bir sorun. Bizim beklediğimiz de bu güçlüklerin tüm partileri tatmin edecek şekilde çözülmesi ve eldeki işlere başlanması.
Uzun tutukluluk AB kriterlerine uyuyor mu?
Şu açık ki, Türk demokrasinin daha iyi faaliyet göstermesi için, yasal değişiklik yapılması gerek. Ama biz siyasi kriterleri, özel bir sorunu çözecek alet haline getirmek istemiyoruz.
Seçim sonuçlarını nasıl okuyorsunuz?
Bizim için önemli olan 12 Haziranın sonucudur. Daha fazla BDP, daha fazla CHP, AK Parti için mutlak çoğunluk olmadan daha iyi bir zafer, MHP'nin çoğulculuk uğruna yok olmaması. Bu sonuç parlamentonun işlemesiyle fonksiyonel hale gelmeli.
'ANAYASADA KÜRT İBARESİ ŞART DEĞİL'
Anayasada Kürt kelimesi şart mı?
Hayır. Herhangi bir Anayasa'da, dil, kültürel haklar, özerklik (AB standartlarında konuşuyorum) gibi konulara değinebilirsiniz. Tüm bunlar, üye devletlerin anayasalarının bir parçası; Eğer Almanya gibi federe bir devlete bakarsanız veya İspanya'da Catalunia veya Valancia'da olduğu gibi özerkliğin olduğu duruma bakarsanız görürsünüz. İtalya'da farklı bir sistem var ve Belçika'da tabiî ki bambaşka. Tüm bu ülkelerde, dil ve bölgesel özerklik konuları, Anayasa ile çözümlendi.
Yani Türkiye'nin kırmızı çizgileri kalkmalı mı?
Eğer kırmızı çizgi koyduğunuz yer, Türkiye'de farklı bölgelerin özgüllüğü (farklılığı) ile devletin bütünlüğü karşı karşıya gelirse, sınır neresidir? Bu Türk Parlamentosunun karar vereceği bir meseledir. Biz bu konuda asla bir mavi nokta sağlamayacağız çünkü Anayasa ve özerklik kavramı için AB'de tek bir formülümüz yok.
PKK lideri Abdullah Öcalan bu süreçte rol oynamalı mı?
Yorum yok.