İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada söz alan Çetin Doğan, davanın bir an önce sonuçlanması için kesintisiz olarak devamını istediklerine ilişkin 3 Mayıs 2011'de 190'ı aşkın sanık adına mahkemeye dilekçe verdiklerini söyledi.
Doğan, 100'e yakın sanığın ifadelerinin alındığını belirterek, ''Bunlarda ortaya çıkan, iddianamede atılı suçların işlendiğine dair hiçbir somut delil yoktur. Çapraz sorguda davayı doğrudan ilgilendiren bir soru yöneltilmemiştir. Bütün çıplaklığıyla gerçek ortadadır. Balyoz davası çete tarafından oluşturulmuştur. Çetenin içinde Beşiktaş'ta adı olan unsurlar var. TEM Şube Müdürlüğü de çetenin içindedir. Yandaş basın da çetenin içindedir. Bunların parmak izlerini söyleyeceğim'' diye konuştu.
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün hazırladığı tespit tutanaklarında gerçeklerin tamamen çarpıtıldığını, şube müdürünün imzasını taşıyan belgelerde sahteciliğin kanıtlandığını ileri süren Doğan, bu konuda suç duyurusunda bulunduklarını hatırlattı.
Buradaki insanların mağduriyetinin yanı sıra ülkeye ihanet suçunun işlendiğini savunan Doğan, ''Ülkenin güvenliğine ciddi darbe indirilmiştir. Ülke güvenliği için gizli ve önemli olan belgeler sahte belgelerle harmanlanarak kamuoyuna sunulmuştur, bütün dünyaya yayılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin mümtaz evlatları parmaklıklar ardına konulmuştur. Suçsuz yere burada tutulmaktadır. Aileleri de ceza çekmektedir'' dedi.
Bu davanın savcılar boyutu da olduğunu söyleyen Doğan, iddianamede dijital belgelere bile dayanmayan, hiçbir delili olmayan keyfi yorumlar, yanlış ifadeler olduğunu, resmi kurumlardan gelen yanıtların sanıklar lehine olduğu halde örtbas edildiğini öne sürdü.
Doğan, ''Demek ki bizim hakkımızda bazı çevreler tertip içine girmiştir. Lütfen bunlardan şüphe duyun. Bu kadar insanı burada tutmak cinayettir. Bu kadar masum insana çile çektirmeyin, atacağınız adımda vatana ihanetin olduğunu hiçbir zaman unutmayın'' diye konuştu.
Tutuklu sanıklardan emekli Oramiral Özden Örnek de üye hakim Murat Üründü'nün bir sanığın çapraz sorgusu sırasında ''Silahlı Kuvvetler içinde çete'' ifadesini kullandığını belirterek, ''Hepimiz bu çete kelimesini kullandık. Ben de burada yargılanan birçok kişinin dile getirdiği çeteden bahsettim. Ancak bizim söylediğimiz TSK dışındaki bir çetedir'' dedi.
Tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri de dijital belgelerin sahteliğinin kanıtlandığını belirterek, ''Bu kadar delil sizde hiç mi şüphe oluşturmuyor? Ben ah etmem ama çok ah alıyorsunuz. Allah korusun sonra üzülürsünüz bugün yarın yakınlarınızın, ailenizin başına bir şey gelirse'' diye konuştu.
Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken'in ''Anlayamadım nasıl bir şey gelecek? Ne anlamda söylüyorsunuz?'' sözleri üzerine Tanyeri, ''İlahi adalet. Ola ki hastalık olur. Üzülürsünüz. İnsani düşüncelerimi söylüyorum'' dedi.
Kendisiyle ilgili 57 numaralı klasörü havaya kaldıran tutuklu sanık Mustafa Önsel ise klasörde 160'tan fazla tutarsızlık olduğunu belirterek, ''Şu klasörü kim hazırladıysa Allah'ın gazabı üzerinde olsun'' diye konuştu.
Tutuklu sanık Ahmet Küçükşahin de kendisiyle ilgili iddialara değinerek, ''Bunları üretenlerin Allah belalarını versin. Allah'ın laneti üzerlerinde olsun'' dedi.
Başkan Diken, sanıkların sözleri üzerine ''Savunma sınırlarını zorluyorsunuz. Fazla zorlamayın yoksa mahkeme gereğini yapacaktır'' diye uyarıda bulundu.
Duruşma, taleplerin alınmasıyla devam ediyor.