Suriye'deki
çatışmalarda yaralandıktan sonra Türkiye'ye gelen yaralılar, "Bize ateş edenler asker değildi" diyor. Bazı yaralılara göre, her gün aynı senaryo uygulanıyor ve Alevi- Sünni çatışması yaratılıyor. Türkiye'ye sığınan Suriyeliler, kamplarda yaşarken; yaralılar da Hatay Devlet Hastanesi, Antakya Devlet Hastanesi ve Hatay Araştırma Hastanesi'nde tedavi ediliyor. Ayağından vurulan 23 yaşındaki Halim, "Ekmek almak için evden çıkmıştım. Önce sesler duydum, daha ne olduğunu anlayamadan ayağıma kurşun isabet etti" diyor. Halim, Suriye'de bir hastaneye kaldırıldığını ancak elektrik kesilince Hatay'a geldiğini anlatıyor. Antakya'da tedavi görenlerin çoğunluğu kurşunla yaralananlar. Muhammed de karnından vurulmuş. Muhammed, "Cuma namazından sonra dışarı çıktık. Gösteriye katıldım. Çünkü iki gün önce, 13 yaşındaki Hamza adlı çocuğun işkenceyle öldürüldüğünü haber almıştık. Bu olayı protesto etmek istedik. Yürüyüşe başlamadan her taraftan ateş açıldı. Böyle bir şey olacağını beklemiyorduk. 3 kişinin öldüğünü gözlerimle gördüm. Ateş edenler Şebbiha grubundandı. İnsanlar dağıldıktan sonra yaralıları dövdüler" diye konuşuyor.
HER GÜN AYNI SENARYO
Antakya Devlet Hastanesi'nden taburcu olduktan sonra Yayladağı'ndaki kampa, ailesinin yanına gelen Abdullah'la tel örgülerin arkasından konuşma fırsatı yakalıyorum. Abdullah'a göre ortada büyük bir karışıklık var. Bu görüşünü şöyle dile getiriyor: "Suriye'yi güçsüz duruma düşürmek isteyenlerin bir oyunu var. Ben Azadiye şehrinde yaşıyorum. Özellikle Cuma namazı sonrasında bazı kişiler insanların dini duygularını da kullanarak, onları gösteri yapmaya zorluyor. Hep aynı senaryo; namazdan sonra göstericilerin üzerine kurşun yağıyor. Şu anda Azadiye'de asker yok, birbirlerini öldürüyorlar Aleviler Sünnileri, Sünniler de Alevileri... Yıllardır beraber yaşayan insanlar. Bir plan çerçevesinde birbirlerini öldürüyor. Türkiye bizim ağabeyimiz. Biz de mahallede kavga eden gençleriz. Türkiye'nin bizi barıştırmasını istiyoruz." Hastanede bulunan en küçük hasta ise 7 yaşındaki Asiye. Annesiyle dayısının evinden dönerken, göstericilerle askerler arasında kalmış. Annesi Fazilet, "Yolda yürürken önümüze bir kalabalık çıktı. Esad aleyhine sloganlar atıyorlardı. Yolun kenarında onların geçmesini beklerken silah sesleri duydum. Kızımı kucağıma alıp koşmaya başladım, o sırada kızım vuruldu. Eşim Suriye'de. Telefonlar çalışmıyor. Haber alamıyoruz. Bizim ailemizde muhalif yok" diyor.
SURİYE'DE MEZHEP ÇATIŞMASI RİSKİ ARTIYOR
Esad yönetiminin isyanları bastırmak için güvenilir bulduğu Alevi birliklerini kullanması ve Alevi sivillere silah dağıttığı haberleri ülkede Alevi-Sünni çatışması riskinin artacağı endişesi yaratıyor. Washington Post'a konuşan Suriyeli insan hakları savunucuları, rejimin Alevi sivillere silah dağıttığını iddia etti. New York Times ise ülkeden kaçanların ifadelerine dayandırdığı haberde, Sünni isyancılara karşı yapılan saldırıların ordu tarafından değil Alevi sivillerce gerçekleştirildiğini iddia etti. Hatay'dan bildiren İngiliz Times gazetesi muhabiri de yaralıların Esad'a bağlı birliklerin Şii köylerine zarar vermediklerini Sünni köylerine ise büyük hasar verdiklerini kaydetti.
Çadır kentte eylem
Hatay'ın Yayladağı ilçesindeki eski Tekel fabrikasına kurulan çadır kentte bir protesto gösterisi düzenleyen mülteciler, Esad'ı hedef alan sloganlar attı. Ülkedeki olayların durmasını ve barışın yeniden sağlanmasını isteyen göstericiler, sloganlar eşliğinde çadır kentin girişine doğru yönelince, polis araya girerek göstericilerin yeniden çadırlarına dönmesini sağladı. Çadır kentteki yetişkinlerden sonra bir eylem de çocuklar yaptı.
Yaser ÇAPAROĞLU/HATAY / İLHAMİ YILDIRIM / SABAH