Yargıtay 5. Ceza Dairesince, ''kara para aklama'' suçunun örgütlü işlenmiş bir suç olduğu gerekçesiyle 25 sanığın yargılandığı davayı görmesine hükmedilen İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, ilk duruşmada Uzan ailesinden 5 kişi hakkında yakalama emri çıkarılmasını kararlaştırdı.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanıklar Erol Hürbaş, Yaşar Avni Güral, Birol Çilingir, Nedim Çokçok, Mehmet Koray Özkaya, Ali Cenap Ermutlu, Şaban Ak ve Neşe Cesur katıldı.
Uzan ailesinden hiçbir sanığın katılmadığı duruşmada, Müflis İmar Bankası TAŞ İflas Dairesi, Maliye Bakanlığı adına İstanbul Muhakemat Müdürlüğü ve TMSF avukatları da müşteki olarak hazır bulundu.
Sanıklar hakkında Şişli Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 8 Nisan 2009 tarihli iddianame ile Şişli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 14 Mayıs 2010 tarihli görevsizlik kararının okunduğu duruşmada, Hazine, müflis İmar Bankası İflas İdaresi ve TMSF avukatları, davaya katılmak için mahkeme heyetine dilekçe sundu.
Söz alan sanıklardan Çiğdem Karakoç'un avukatı Mehmet Kadıoğlu, iddianamede suç tarihi olarak 2003 ve 2004 yıllarının gösterildiğini, bu tarihlerde yürürlükte olan eski 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda (TCK), kara paranın aklanmasına ilişkin bir düzenleme olmadığını, 4208 sayılı kanunun ise daha sonra yürürlüğe girdiğini ve ortada suç işlendiği tarihte yürürlükte olmayan bir uygulamaya dayalı suç iddiası olduğunu savunarak, sorgulamaya dahi gerek kalmadan sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi için mahkemenin durum değerlendirmesi yapmasını talep etti. Mahkeme heyeti, avukat Kadıoğlu'nun bu talebini reddetti.
Duruşmada savunması sorulan sanıklardan Erol Hürbaş, 1990 ve 2003 yılları arasında İmar Bankasında, yönetim kurulu üyeliği yaptığını, bu dönemde yasaya aykırı hiçbir karara imza atmadığını, Uzan soyisimli sanıkların iddia edilen haksız mal edinmelerine yardımcı olmadığını, bu olayla ilgili İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davadan beraat ettiğini, hakkındaki kararın kesinleştiğini ve bu suçlamaları kabul etmediğini dile getirdi.
ÇAYCISINA KADAR YÖNETİM KURULUNA ÜYE YAPILAN ÇALIŞANLAR
Dava konusu dönemde İmar Bankası Yönetim Kurulu üyesi ve Adabank Genel Müdür Yardımcısı olan sanıklardan Yaşar Avni Güral da kara para aklandığı iddia edilen şirketlerde hiçbir görevinin olmadığını ve suçsuz olduğunu belirterek, beraatını talep etti.
Sanıklardan Şaban Ak da o dönem Yapı ve Ticaret Anonim Şirketinde çalıştığını kaydederek, ''Uzan Grubunda çalışanlar, çaycısına varana kadar çeşitli şirketlerde yönetim kurullarına üye yapılırlar. Beni de bu şekilde çeşitli kurullara üye yaptılar. İşimi kaybetmemek için bunu kabul ettim. Hiçbir şekilde yasal yetkim yoktu ve sıradan bir işçiydim. Suçlamaları kabul etmiyorum'' dedi.
Hakkında daha önce yakalama emri çıkarılan sanık Cem Uzan'ın henüz yakalanamadığı tutanağa geçirilen duruşmada, sanıklardan Cem, Melehat ve Ayşegül Uzan'ın avukatı Şaylan Çığgın, TMSF ve Müflis İmar Bankası İdaresinin davaya katılma taleplerinin, suçtan zarar görmedikleri için kabul edilmemesini istedi.
Taleplerle ilgili görüşü sorulan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Kasım İlimoğlu, müşteki avukatlarının davaya katılma taleplerinin kabulüne ve duruşmaya gelmeyen sanıklar hakkında kırmızı bülten çıkartılıp çıkartılmadığının Emniyet Genel Müdürlüğü İnterpol Daire Başkanlığından sorulmasına karar verilmesini istedi.
Sanıklar hakkında açılan tüm ceza davalarının iddianamelerinin ve bulundukları aşamaların ilgili mahkemelerden sorulmasını isteyen İlimoğlu, sanıklar Melahat, Ayşegül, Kemal, Yavuz ve Murat Hakan Uzan hakkında yakalama emri çıkartılmasını talep etti.
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, yakalamalı sanık Cem Uzan'ın yakalama halinin devamına ve hakkındaki kırmızı bülten gereklerinin yerine getirilmesinin beklenilmesi ile TMSF, Maliye Hazinesi ve Müflis İmar Bankası İflas İdaresinin müdahillik taleplerinin kabulüne hükmetti.
Sanıklar hakkında başka davaları gören İstanbul 4, 7 ve 8. ağır ceza mahkemeleri ile Şişli 3. ve 11. Asliye Ceza Mahkemelerinin dava dosyalarının iddianameleri ve verilmişse gerekçeli kararlarının gönderilmesi için ilgili mahkemelere yazı yazılmasını öngören heyet, sanıklar Kemal, Yavuz, Melehat, Murat Hakan ve Ayşegül Uzan hakkında dosya kapsamı, suçun niteliği ve kaçtıklarına dair olguların bulunması nedeniyle yakalama emri çıkarılmasına karar verdi.
Heyet, duruşmayı 22 Eylül'e erteledi.
Şişli Cumhuriyet Başsavcılığınca 8 Nisan 2009'da hazırlanan iddianameyi kabul eden Şişli 3. Asliye Ceza Mahkemesi, 14 Mayıs 2010 tarihli duruşmada verdiği kararla, 2009'da yapılan yasa değişikliğini hatırlatarak, suçun örgütlü suç kapsamına girdiğini ve davaya Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bakılması gerektiğini belirterek, dosyaya ilişkin görevsizlik kararı vermişti.
Şikayetçi ile İmar Bankası vekillerinin, ''Bankacılık Kanunu'na muhalefet etmek'' suçundan açılan davalar ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle dava dosyasının İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesini talep ettikleri belirtilen kararda, görüşü sorulan savcının ise kara para aklama suçunun Uzan ailesi mensupları tarafından kurulmuş olan suç örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlendiğini, dosyanın özel yetkili ağır ceza mahkemesine gönderilmesi gerektiğini ifade ettiği aktarılmıştı.
Bu sanıklar hakkında İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesince ''çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve bu örgüte üye olmak'' suçlarından verilmiş mahkumiyet kararı olduğu belirtilen kararda, sanıkların eylemlerinin, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan kaynaklanan mal varlığı değerini aklama suçu kapsamında olup olmadığının değerlendirilerek, delillerin takdiri ve yüklenen suçun bu şekliyle yargılamasının yapılması için görevsizlik kararı verildiği anlatılmıştı.
Görevsizlik kararı verilen dosyanın, 15 Eylül 2009'da ulaştığı İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 sanıklı dava dosyasının ''örgütlü suç kapsamında'' olmadığı gerekçesiyle uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesine karar vermişti.
Uyuşmazlık mahkemesi olan Yargıtay 5. Ceza Dairesi de örgütlü suç kapsamında gördüğü bu dosya ile ilgili yargılamanın, örgütlü suçlara bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülmesine hükmetmişti.