Başbakan Tayyip Erdoğan, "Türkiye Hazır, Hedef 2023" başlıklı seçim beyannamesini AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği bir toplantıyla kamuoyuna duyurdu. Beyannameyi "100. Yıl dönümünü şekillendiren bir yol haritası" olarak tanımlayan Erdoğan, 12 yıl boyunca ellerinden düşürmeyeceklerini söyledi. AK Parti Genel Merkezi'ndeki konuşmasına "Aldatan ve aldanan olmadık" mesajı ile başlayan Erdoğan, muhalefeti Silivri'den aday aramakla suçlayıp, "Bu bir maskeli balo. Milletim 12 Haziran'da bunların maskelerini indirecektir" dedi. Yol haritasının kilometre taşlarını "İleri Demokrasi, Büyük Ekonomi, Güçlü Toplum, Yaşanabilir ve Marka Şehirler ve Lider Ülke" başlıkları altında toplayan Erdoğan, 12 yıllık vizyonu açıklarken şu konuları ön plana çıkardı:
'TOP ÇEVİRMİYORUZ'
Bu beyanname laf kalabalığı yapmak, orta sahada top çevirmek gayesiyle hazırlanmış bir beyanname değil. AK Parti'nin seçim beyannamesi önceki tüm beyannameler gibi son derece detaylı bir şekilde hazırlandı. Tecrübelere dayalı olarak net hedefler konuldu. Bu hedeflere ne şekilde varacağımızın ispatı, 8.5 yıllık çalışmalarımızdır.
Beyannamenin hazırlanmasında popülizmden büyük bir hassasiyetle sakınıldı. Seçim beyannamesi içinde Kaf Dağı'nı asla göremeyeceksiniz. Bu beyannamede ulaşılamaz hedeflere, hayallere, masalımsı vaatlere asla rastlamayacaksınız. AK Parti'nin seçim beyannamesi, hayal tacirliği, umut simsarlığı yapmak için değil, Türkiye'ye son derece güçlü, makul mantıklı bir yol haritası çıkarmak için hazırlanmıştır. Bu beyannameyle milletimizle samimi bir iletişim dili kuruyoruz. Milletimize Türkiye'nin gerçek fotoğrafını sunuyor, sadece yapabileceğimizi vaat ediyoruz.
Türkiye, yakın tarihinde siyaseti popülizmden ibaret gören, siyasetin dilini yalanla özdeşleştiren, gerçekleşmesi mümkün olmayan vaatlerle özdeşleştiren siyasi anlayışları çok gördü ve yaşadı. 'O ne veriyorsa, ben beş fazlasını veririm' diyorlardı. Çok değişik vaatlerde bulunuyorlardı. Bu siyasi anlayış ülkemize de milletimizde çok ağır bedeller ödetti. Sırf oy alabilmek, iktidara gelebilmek için millete hayal kırıklığı yaşattılar. Oy kaygısıyla muslukları sonuna kadar açtılar. Hazineyi yağmaladılar.
Banknot matbaasını 24 saat çalıştırarak para bastırıldı. Ekonominin tüm dengelerini altüst ettiler. Faiz bir gecede yüzde 7500'e fırladı. Acaba bunun rantını kimler yedi? Özelikle medya dünyasında olan kardeşlerim bunu kimlerin yediklerini çok iyi biliyor. Türkiye'nin AK Parti iktidarı öncesinde tekrar tekrar yaşadığı ekonomik krizler popülist politikaların da bir neticesidir.
YA TUTARSA DEDİLER
8.5 yılda özellikle tahribatı gidermek için çaba gösterdik. AK Parti olarak Türkiye'nin sorunlarına ilişkin çözüm önerilerimizi, hedeflerimizi, vizyonumuzu ve projelerimizi çok açık net paylaştık. 3 Kasım seçimleri öncesinde milletimize, samimi bir şey söyledik. '3 yıl bizden bir şey beklemeyin' dedik. Şu anda iktidara gelemeyenler, zaten gelmesi evelallah mümkün olmayanlar şimdiden kurusıkı atıyor. 'Ya tutarsa' diyorlar. Nasreddin Hoca hiç olmazsa göle maya çalıyordu, bunlarda o maya da yok.
Uçuk vaatlerle, olmayacak, gerçekleşmeyecek hedeflerle, hayallerle iktidara gelmedik. AK Parti'yi iktidara taşıyan, millet nezdinde itibarını sürekli yükselten anlayış bu samimi siyaset anlayışıdır. Biz, yapmayacağımızı vaat etmedik. Bugün de vaat etmiyoruz. Siyasetin güvenilirlik katsayısını içten içe kemiren popülizm anlayışı milletimizden itibar görmeyecektir. İktidara gelebilmek için ilkeli, dürüst siyaseti terk edenlere milletim teveccüh etmeyecektir.
İktidara gelebilmek için her yolu mubah görenlere, milletten değil çetelerden, mafyadan, karanlık güç odalarından güç devşirmeye çalışanlara milletim bu seçimlerde de yüz veremeyecektir. Dışarıda adam bulamayanlar şu anda Silivri'nin içinden aday göstermeye gayret ediyorlar. Bu bir şeyi gösteriyor. Siyaset, eyvah ne hale geldi! Şimdi enteresandır, maskeli aday tanıtımı yapıyorlar. Bu da enteresan. Söyleyecektim ağzımdan kaptılar: 'Bu bir maskeli balo.' Bu hale düştü. Milletim 12 Haziran'da bunların maskelerlini indirecektir. Bugün seçim sandığı görününce ölçüsüz ve sınırsız şekilde her geleni vaat edenlerin geçmişte bu ülkeye ne kadar ağır bedeller ödettiğini benim milletim unutmamıştır.
CHP'ye, MHP'ye diğer siyasi partilere gönül veren kardeşlerime sesleniyorum: 'Bu yol, iradenizin demokrasiyle bütünleştiği, hak ve özgürlüklerle bütünleştiği Türkiye'yi dünyada ilk 10'a sokacak bir yürüyüşün adımlarıdır.'
12 Haziran seçimlerine girerken nezaketi elden bırakmayacağız. Nezaket, zarafet, karşılıklı saygı üzerine propaganda yürüteceğiz. Karalama, yalan üzerine değil, planlar, projeler, hedefler üzerine kampanya yürüteceğiz.