Libya'dan
binlerce işçisini büyük bir süratle tahliye eden Türkiye, bu kez 321'i yaralı 479 kişiyi daha savaş ortamındaki ülkeden çıkardı. Yaralanan Libyalıların Türkiye'ye getirilmesi için 27 Mart'ta Çeşme'den yola çıkan Ankara Feribotu, Misrata ve Bingazi şehirlerinden 321 yaralı ve refakatçi ile Libya'da mahsur kalan 158 kişiyi Çeşme'ye getirdi. 158 kişiden 21'inin Türk, 108'nin Libya ve kalanlarının Ukrayna, Yunanistan, Hollanda gibi ülkelerin vatandaşı olduğu belirtildi. Feribot, İçişleri Bakanı Osman Güneş ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ tarafından karşılandı. Akdağ "Türkiye insani hizmetler açısından adeta bir numaralı ülke durumuna gelmiştir" dedi Çeşme Ulusoy Limanı'nda yaralılar için her biri 24 kişi kapasiteli 7 sahra çadırı kuruldu. 210 kişiyi aynı anda taşıyacak tamamı GPS donanımlı 169 kara ambulansı 3 helikopter ve bir uçak ambulans 500 sağlık personeli ve 500 polis hazır bekletildi. Feribottaki yaralılar, 30'ar kişilik gruplar halinde karaya çıkarıldı. Yaralılar sağlık durumlarına göre çevre hastanelere gönderildi. Yaralıların anlattıkları ise yaşadıkları dramı ortaya çıkardı. 8.5 aylık çocuğu Muhammed Cemal ve eşi Hanan Omer Kurum ile birlikte gemiden inen Cemal Swayb, babası ile birlikte ailesinden 3 kişinin öldüğünü belirterek, "Atılan bir şarapnelle 8.5 aylık çocuğum yüzünden yaralandı. Onu tutan eşim de yaralandı" dedi. Baba Swayb, Türkiye'ye gelmekten dolayı çok mutluğu olduğunu belirterek, "Korkular artık geride kaldı" dedi. Misurata kentinde keskin nişancılar tarafından vurulan 40 yaşındaki Ahmed Rıdvan Şakir ise 5 çocuğunu ve eşini geride bıraktığını söyledi. Kaddafi taraftarlarının evlere girip karşıt olanları öldürdüklerini söyleyen Şakir, "Kentin her tarafında keskin nişancılar var. Beni de onlar vurdu. Çocuklarımdan ayrı düştüm, onların da getirilmesini istiyorum" dedi.
Şafak İNCE - Armağan DURKAN