İstanbul 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Balyoz davasında11 Şubat'taki son duruşmada 196 sanıktan 163'ü hakkında tutuklama kararı verilmesinin ardından ilk duruşma yapıldı. Duruşmaya 155 tutuklu sanık ile 29 tutuksuz sanık katıldı. Haklarında yakalama kararı çıkarılan tuğgeneral Hakan Akkoç, albay Mehmet Alper Şengezer, kurmay yarbay Nedim Ulusan ile yarbay Bahtiyar Ersay mahkeme gelerek teslim oldu. Yakalama kararı yüzlerine okunduktan sonra bir diyecekleri olup olmadığı sorulan sanıklar, tutuklama kararını basından duyunca yıllık izin kullanarak geldiklerini söyledi. 4 sanık haklarındaki iddiaları reddetti. Böylece Avusturya Askeri Ataşesi Albay Murat Ataç ile GATA'da tedavi gören emekli orgeneral Ergin Saygun dışındaki 161 subayın tutuklama işlemi tamamlanmış oldu.
'YALMAN PAŞA DİNLENSİN'
Savunmasına geçilen davanın 1 No'lu sanığı Çetin Doğan hakkındaki suçlamaları reddederek, hukukun çiğnendiğini ileri sürdü, savunmasının, "tarihe not düşen bir tanığın manifestosu" olarak değerlendirilmesini istedi. Doğan mahkeme başkanının "Savunma yapacak mısın?" sözleri üzerine de "Konuşacağım. Ama bu bir savunma değil iddianame olacaktır" dedi. İddianamede, "darbenin engellenmesinde dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman'ın rolü olduğu" tespitini eleştiren Doğan, "Savcı bu iddiasını hangi belgeye dayandırıyor? Benim, Aytaç Yalman'a ağır ithamlarda bulunduğuma ilişkin belgeniz nerede. Yalman paşadan, spekülasyonların kesilmesi ve konuya açıklık getirmesi için bildiklerini açıklamasını istiyorum. Suskunluğunun nedenini öğrendim, ancak Balyoz davası ile ilgisi olmadığı için bu konu üzerinde yorum yapmak istemiyorum" dedi. Doğan, Yalman'ın mahkemede tanık olarak dinlenmesini talep etti. Savcıların hiçbir hukuki ve meşru dayanağı olmayan imzasız dijital belgeleri dayanak yaparak dava açtığını öne süren Doğan iddianameyi de "iftiraname" olarak değerlendirdi. 1'inci Ordu'daki plan seminerinin kendi emri ve komutasında yapıldığını vurgulayan Doğan, "Bir suç varsa, suçlu olan benim. Kendi cemaatleri dışında herkesi düşman gören bir zihniyetin, muvazzafı ve emeklisi ile yaşamlarını ülkelerine adamış Mustafa Kemal'in askerlerinin, Cumhuriyete ve onun ilkelerine bağlılıklarının kefaretini ödetmek için kurgulanan bir dava görülüyor" dedi.