Şefik Fenmen'in Londra'daki Türkiye Büyükelçiliği'ni aramasından sonra da Başbakan'ın yeri tespit edildi.
Menderes hafif bir sıyrıkla mucize eseri kurtulmuş, ancak kazada Sev uçağının yolcularından 14'ü şehit olmuştu.
Kazada ölümden dönen Başbakan'ın Özel Kalem Müdür Yardımcısı Şefik Fenmen yaşadığı dehşeti yıllarca kimseyle paylaşmadı. Ve Londra kazasını yıllar sonra ilk kez "O Gün" belgeseli için Yusuf Kenan Beysülen'e anlattı:
"Kemerlerimiz takılmıştı. Dışarıda hava alacakaranlıktı. Uçak havada devamlı dönüşler yapıyor fakat inişe geçemiyordu. Etrafımızı kalın, koyu gri renkte bir sis tabakası çevrelemişti. Sonunda inişe geçtiğimiz anlaşılıyordu. Uçakta sessiz bir bekleyiş vardı. Bir anda büyük bir gürültüyle kendimi uçağın enkazı altında yerde buldum. Etrafımda küçük alevler yanıyordu. Önümde Melih Esenbel'in bir gündüz ışığına doğru süzüldüğünü gördüm. Ve ona yardım etmeye koyuldum. Kısa sürede kendimizi dışarı atmayı başardık. Korkunç bir rüya gibi..."
Kazadan sonra Başbakan Adnan Menderes ve iki kazazedeyi çevre çiftlikte oturan Bailey ailesi kurtardı. Eski bir hemşire olan Elizabeth Bailey Başbakan'a ilk müdahaleyi yaparken o günlerde henüz 6 yaşında olan kızı Margareth de olup biteni izliyordu.
Margareth yıllar sonra bir Türk doktorla tanışıp evlendi ve İzmir'e yerleşti ve küçükken tanık olduğu olayı orada "O Gün"e anlattı:
"Önce uzaktan bir ses duyduk, sonra bir sürtme sesi ve patlama... Herkes pencerelere koştu, sisten hiçbir şey gözükmüyordu ama çok büyük bir terslik olduğunun farkındaydık... Babam bir balta alıp anneme 'Hadi gidiyoruz' dedi. Arabaya bindiler ve kaza yerine gittiler. Annem arabayla biraz uzakta bekledi, babam uçağın yanına gitti. Yardım etmeye çalışıyordu. O sırada orada bekleyen annem ormanın içinde bir adamla karşılaştı. Şok halindeki bu adam Adnan Menderes'ti. Annem onu hemen arabaya alıp eve götürdü, pansuman yaptı. Yaraları temizledi, ambülans çağırdı Menderes şok halinde olduğu için konuşamıyordu."