Dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler ile İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın da aralarına bulunduğu 28 kamu görevlisi hakkında, Dink cinayetinde ihmalleri olduğu suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. Hrant Dink'in ölümüyle ilgili davanın 16'ncı duruşması, dün İstanbul 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya tutuklu yargılanan Erhan Tuncel ve Yasin Hayal ile tutuksuz sanık Salih Hacısalihoğlu katıldı. Dink ailesinin üyeleri ile avukatlarının yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcısı Avukat Sezgin Tanrıkulu, BDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, gazeteciler Oral Çalışlar, Ali Bayramoğlu ve Yıldırım Türker ile Paris ve Brüksel barolarından avukatlar da duruşmayı izledi.
TOPLAM 28 KİŞİYE SORUŞTURMA
Duruşmada; dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler ile İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın da aralarına bulunduğu 28 kamu görevlisi hakkında, Hrant Dink cinayetinde ihmalleri olduğu iddiasıyla soruşturma başlatıldığı açıklandı. Türkiye'yi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni dört kez ihlalden mahkum eden AİHM kararının 14 Aralık'ta kesinleşmesinin ardından; Dink ailesi, suç duyurusunda bulunmuştu. Duruşmada, Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin, Hrant Dink'in son iki yazısıyla "hedefe konma" sürecinin başladığını belirtti. MİT'in mahkemeye ulaşan yazısında, Dink'i İstanbul Valiliği'ne çağırıp 'haddini bildirenlerin', MİT yetkilileri olduğunun kabul edildiğini belirten Çetin, şöyle konuştu: "Nedim Şener'in 'Kanlı Cuma' kitabında, Başbakanlık Teftiş Kurulu müfettişleriyle görüşen üst düzey bir MİT yetkilisinin "Şimdi çıkıp görüşmenin Genelkurmay tarafından istendiğini nasıl söyleyeyim?" dediği iddia ediliyor. Bu iddialar araştırılsın." Çetin, Adem Yavuz Arslan'ın geçen ay yayınlanan "Bi Ermeni Var... Hrant Dink Operasyonunun Şifreleri" adlı kitabındaki Agos Gazetesi ve yazarlarının fişlendiği" iddialarının da araştırılmasını istedi.
ARKADAŞLARI İÇİN YÜRÜDÜLER
Dolmabahçe Sarayı önünde toplanan, aralarında sanatçı, gazeteci ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu üyesinin bulunduğu "Hrant'ın Arkadaşları" isimli 500 kişilik grup, "4 yıldır yüzleri yok, yürekleri yok", "Unutmayacağız" ve "Affetmeyeceğiz" yazılı pankartlarla Beşiktaş Meydanı'ra yürüdü. Çevik Kuvvet, "Hrant için, adalet için", " Katil devlet hesap verecek" sloganları atarak yürüyen topluluğun çevresinde ve Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi önünde yoğun güvenlik önlemi alırken, trafikteki sürücüler de kornalara basarak kalabalığa destek verdi. Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, kardeşi Orhan Dink, kızı Delal Dink ve Uğur Mumcu'nun oğlu Özgür Mumcu ile kızı Özge Mumcu ve Toplumsal Destek Platformu üyeleri de eyleme katıldı. Basın açıklamasını okuyan Yavuz Bingöl, AİHM'in, Türk yargıçlarına ırkçı dediğini savunarak, "AİHM, sadece Türkiye Cumhuriyeti'ni mahkum etmekle kalmadı, 'Emniyet görevlileriniz, güvenlik güçleriniz kusurlu' kararını verdi. Hepsi hala görevde. Yargı, adalet kelimesinin anlamını öğrensin diye buradayız. Bu Türkiye'nin namus davasıdır" dedi.
DAVADA SONA DOĞRU
Tekirdağ 1 No'lu F Tipi Cezaevi'nde kalan tutuklu sanık Erhan Tuncel'in tahliye talebini reddeden mahkeme heyeti, delillerin toplandığını ve tutuklu yargılama süresini sınırlandıran CMK'nın 102/2 maddesinin de yürürlüğe girdiğini hatırlatarak, dosyayı esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için savcılığa gönderdi. Duruşma, 28 Mart'a ertelendi. Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin, adliye önünde yaptığı açıklamada, "AİHM kararına göre artık savcılık bu soruşturmayı doğrudan yürütecek. Bu çok önemli. Artık idari kurullarla, müfettişlerle zaman kaybedilmeyecek. Kamu görevlileri 4483 sayılı yasanın korumasından yararlandırılmayacak. Savcılık doğrudan ifadelerini alacak. Şu anda ayrı bir soruşturma dosyası yürütülüyor. Bu son derece olumlu bir gelişmedir" diye konuştu.
SAMAST 28 ŞUBAT'TA HÂKİM KARŞISINDA
Hrant Dink'in katil zanlısı Ogun Samast'ın dava dosyası İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ayrılıp İstanbul Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti. Samast, İstanbul Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde 28 Şubat'ta ilk kez hakim karşısına çıkacak.
Güler: Hakkımda soruşturma yok
Ankara Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muammer Güler bir yazılı açıklama yaparak bazı basın yayın organlarında Dink'in öldürülmesi olayıyla ilgili hakkında soruşturma açıldığı yolunda haberlerin yer aldığını hatırlattı. Güler, eski İstanbul Valisi olarak Dink'in öldürülmesi ile ilgili olarak hakkında açılmış herhangi bir soruşturma veya bir soruşturma izninin bulunmadığını bildirdi.