Balyoz Darbe Planı iddialarına ilişkin tarihi dava, Silivri'de başlıyor. Hükümeti yıkmayı hedef alan planın mimarı olmakla suçlanan dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan ile eski kuvvet komutanlarının da aralarında olduğu 30'u muvazzaf, 30'u emekli 60 general ve amiralin de aralarında olduğu 196 şüphelinin 15 yıldan 20 yıla kadar hapisleri isteniyor. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülecek davanın iddianamesinde şüphelilerin "Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini, cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men" ve "darbeye eksik teşebbüs" ten yargılanacakları belirtildi. 19 Temmuz'da kabul edilen 968 sayfalık iddianamede 5- 7 Mart 2003'de l. Ordu Komutanlığı'nda gizli yapılan ve sadece 162 kişinin katılımı ile jenerikle gerçekleşen seminerin, Balyoz Planı adlı darbenin tatbikatı olduğu öne sürülüyor. Yapılanmanın askeri müdahale için öncelikle ülkeyi kaos ortamına çekmeye çalıştığı, bu amaçla 1. Ordu Komutanlığı'nın sorumluluk bölgesinde yer alan Deniz Kuvvetleri'ne bağlı birliğin yaptığı Suga Planı, Hava Kuvvetleri'ne bağlı birliğinin yaptığı Oraj Planı ve jandarma birliklerinin yaptığı "Sakal" ile "Çarşaf" planlarının hazırlandığı iddia ediliyor. Balyoz Sıkıyönetim Komutanlığı adlı yapılanmanın nihai amacının devlet kontrolünü ele geçirmek olduğu ifade ediliyor. Beş aşamalı planın sonunda yürütme görevinin "Milli Mutabakat Hükümeti"ne bırakılacağı, devamında ise seçim yapılacağı kaydediliyor. Balyoz Planı'nın AK Parti'nin, hükümet kurmasından önce "olasılığı en yüksek tehlikeli senaryo" diye oluşturulduğu, akabinde bu senaryonun yürürlüğe konulması için çalışmalar başlatıldığı öne sürülüyor.
KUVVETLİ SUÇ ŞÜPHESİ
5 bin sayfalık belgelerin 21 Ocak'ta İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili Turan Çolakkadı'ya teslim edilmesiyle başlayan ve beş ay süren soruşturma aşamasında Çetin Doğan'ın yanı sıra eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına'nın da aralarında olduğu 49 subay tutuklandı. Şüpheliler, avukatlarının itirazı üzerine daha sonra tahliye edildi. İddianameyi kabul eden İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 102 subay hakkında kuvvetli suç şüphesi bulunduğu gerekçesiyle yakalama emri çıkarıldı, ancak itiraz üzerine bir üst mahkeme bu emri kaldırdı.