Füze Kalkanı Projesi 19 Kasım'daki Lizbon Zirvesi'nde masaya yatırılacak. "Türkiye projeyi kabul edecek mi" sorusunu zirve öncesi aynı zamanda NATO Parlamentosu Türk Grubu Başkanı olan AK Parti milletvekili Vahit Erdem'e sorduk.
Füze Kalkanı Projesinin geçmişi nedir? Kimin projesidir ve ne zaman ortaya çıkmıştır?
Füzelerin havada vurulması yani füze kalkanı veya Balistic Anti Missile denen bir projedir. Bu proje eski Amerika Başkanı Ronald Reagen zamanında ortaya çıkmıştı, hatta o zamanki adı da "Yıldız Savaşlarıydı". O dönemde Reagen, İngiltere ile, yani Margareth Thatcher ile işbirliği yaparak bu projeye girişmişti. O zaman Sovyetler Birliği bu konseptle mücadele edememişti. Hatta Sovyetlerin dağılışında en önemli etkenlerden biri de bu projeydi.
Proje tam olarak neyi hedefliyor?
Amerika aslında bu projeyi, yani kendi topraklarını herhangi bir noktadan vurmayı planlayan füzelerin havada imha edilmesini sağlayan projeyi bundan önceki yıllarda tamamlamıştı. Pasifik'ten veya dünyanın herhangi bir noktasından kendi topraklarına gelecek olası füze saldırılarına yönelik imha sistemini kurmuştu. Bush zamanında bu projeyi daha da genişletip Avrupa'ya uzatmaya karar verdiler. Bush, Çek Cumhuriyeti'ne iki büyük radar ve Polonya'ya da bu radarlarla birlikte çalışacak füze vurma sistemlerini entegre etmek istedi. Ancak Rusya buna itiraz etti. Amerika Rusya'yı ikna etmek için "İran'dan gelecek füzeleri imha edeceğiz" dedi fakat Rusya inanmadı. Moskova yönetimi Amerika'ya "Siz bana yakın topraklarda askeri üs kuruyorsunuz" dedi ve bu proje Bush döneminde askıya alındı.
Peki Obama döneminde nasıl devam etti bu proje?
Obama gelince Amerikan projesi olarak bilinen füze kalkanı projesi yeniden gözden geçirildi. Bunun yerine daha yeni teknoloji ile aşamalı ve daha esnek bir sistem geliştirildi ve bu sistemin Avrupa'ya yerleştirilmesine karar verildi. Aynı zamanda sistemin doğuya yani Doğu Avrupa ve Türkiye'ye yaklaştırılması istendi. Sonra NATO devreye girdi ve projenin bir NATO projesi olmasını önerdi. Bu konuda NATO Genel Sekreteri Rasmussen de yoğun çaba sarfetti. Türkiye'nin de isteği bu yöndeydi. Aksi takdirde Amerikan projesi adı altında, olması ülkelerin itirazlarına neden oluyordu. Bu yüzden sistem genişletildi ve NATO projesi olarak değiştirildi.
Peki NATO ile Amerikan projesi arasındaki fark nedir?
NATO'daki sistem daha mobil, denizde gemilere yerleştirilebilen bir sistem.
Bu sistemde Türkiye var... Başka hangi ülkeler yer alıyor?
Evet Türkiye var. Yanı sıra Bulgaristan ve başka ülkeler de var.
Peki Türkiye'nin şartları neler?
Türkiye diyor ki, madem bir sistem yerleştirilecek bu sistem tüm NATO ülkelerini kapsasın ve NATO ülkelerini koruyan bir proje olsun. Çünkü NATO'da savunmanın bölünmezliği prensibi var. Bu prensip gereği, Washington anlaşmasının gereği, Türkiye tüm NATO ülkelerinin savunmasını kapsayan bir proje olmasını istiyor.
Başka ne şartlar var?
Türkiye ikinci olarak füzelerin hangi ülkelerden geleceği konusunda, yani bu füze kalkanı projesinin hangi ülkelere karşı olacağı yönünde isim verilmemesini istiyor. Yani ne sadece İran'a, ne de başka bir ülkeye karşı... Hangi topraklardan olursa olsun atılacak her füzenin imhasını istiyor.
Bu projenin bir de komutası olacak. Bu konuda neler konuşuluyor?
Komutanın nasıl olacağı, yani projenin yerleştirileceği ülkelerde komutanın kimlerde olacağı, radarların bakımı gibi konular 19 Kasım'daki Lizbon Zirvesi'nde masaya yatırılacak.
Türkiye'de muhalif çevrelerden "Kimsenin kabul etmediği projeyi biz kabul ediyoruz, Amerika'nın dediğini yapıyoruz' gibi itirazlar çıkarsa, ne olacak?
Yok, öyle değil bu konu. Bu bir NATO projesi olarak ele alındığı ve biz de bir NATO ülkesi olduğumuz için "Bu bir görevdir" diyebiliriz. Çünkü NATO üyesi her ülke, NATO ülkelerinin savunmasından sorumludur. Bu Washington anlaşmasının gereğidir.
Ama yine de itiraz olacaktır?
Zaten itirazlar oldu ama biz bunun bir NATO projesi olduğunu biliyoruz ve NATO ülkelerinin genel savunması söz konusu olduğu için itirazlar minimize oldu.
İşin bir de askeri boyutu var. Bu sistem kurulurken askerler de görev yapacak… Bu görev için yeni üsler kurulması söz konusu mu?
Şimdi tabii radarlar kurulacak, füzesavarlar kurulacak. Bunların bakımı, işletmesi, komuta sistemi konusunda Türkiye hazırlığını yaptı. Tüm bu konular Lizbon Zirvesi'nde konuşulacak.
Peki bu füze kalkanı projesi komşu ülkelerde rahatsızlığa neden olur mu?
Dediğimiz gibi projede hedef ülke ismi geçmeyecek. Bir de şöyle bir durum söz konusu: Sizde silah yok ama komşunuzda var... Komşunuzla iyi geçiniyorsunuz ama silahı olduğu için ne kadar iyi geçinirseniz geçinin insanda şüphe ve tedirginlik uyandırır. Şimdi Asya ülkelerinin yüzde 30'unun balistik füzesi var, bu bilinen bir gerçek, o halde bu bir potansiyal tehlikedir. NATO, üye ülkelerini bu tehdide karşı korumakla görevli."
Türkiye bu projeyi kabul ederek, komşu ülkeleri ile ilişkilerini bozmuş olur mu?
Hayır kesinlikle... Ne Rusya ne İran ile ilişkiler, ne de Türkiye'nin Ortadoğu politikasında herhangi bir sorun yaşanmayacak. Bunun iki nedeni var: Birincisi biz NATO üyesiyiz ve NATO'nun savunma bölünmezliği ilkesini korumakla yükümlüyüz. İkincisi bu sistem bir saldırı sistemi değil aksine savunma amaçlı bir sistem. Yani bu sistem Türkiye'ye kurulduğu vakit, biz kimseye füze falan atmayacağız, aksine gelebilecek olan saldırıları imha ettireceğiz."
NATO'nun yükümlülükleri dediniz… Amerika ve NATO daha önce de Afganistan'daki Türk askerinin sayısının arttırılması için yoğun talepte bulundu fakat hükümet bu talepleri her seferinde geri çevirdi...
Bakın Afganistan bizim gibi müslüman bir ülke. O talepler, Türkiye'nin Afganistan'a savaşacak asker göndermesi talepleriydi ve biz muharip asker göndermeyi reddettik. Bizim askerimiz zaten NATO çatısı altında Afganistan'da görev yapıyor. Ama asla savaşarak değil. Aksine hizmet için orada... Sağlıktan eğitime, asayiş ve güvenliğe kadar birçok sosyal konuda Afgan halkına yardımcı olmak için oradayız:
Son olarak... 19 Kasım'daki Lizbon Zirvesi'nde Türkiye bu projeyi kabul edecek mi?
Mutabakata varılacağını tahmin ediyorum ama şunu da söylemem gerek: Türkiye bunu kabul ederse NATO üyesi olmanın yükümlülüğünü yerine getirmek için kabul edecektir. Bu muhalefet tarafından aksi yönde algılanmamalıdır.