Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (UNAM) ile Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumunun (MKEK) ortaklaşa başlattığı projede, toprağa karışmış halde bulunan TNT patlayıcıları gübreye dönüştürülecek.
Sanayi Bakanlığının Ar-ge destekleri kapsamına alınan projede, TNT patlayıcılarının güçlü bakterilerle yapısı bozulacak ve ardından bu patlayıcılar, çevreye hiç bir zararı bulunmayan gübreye dönüşecek.
Çalışmayla MKEK'nin elinde bulunan atık TNT'ler yok edilecek; ayrıca mayınlardan toprağa sızan TNT, yok edilerek toprakların tarıma elverişli hale getirilmesi sağlanacak.
UNAM araştırmacılarından Yrd. Doç. Dr. Turgay Tekinay, TNT patlayıcılarının icat edildiği 19. yüzyıla kadar doğada bulunmayan bir kimyasal olduğunu ve bu nedenle TNT'yi doğal olarak tamamen yok edebilen mikroorganizmanın bulunmadığını bildirdi.
TNT kirliliği 60-70 yıldır devam eden topraklardaki TNT miktarının aynen korunduğunu anlatan Dr. Tekinay, TNT'lerin içindeki çok az miktarın bile kanserojen özellik taşıması ve patlayıcı özelliklerinden dolayı TNT'nin yok edilmesi zorunluluğunun bulunduğunu belirtti.
Bu patlayıcının yok edilmesi için çok özel yöntemlerin bulunduğunu aktaran Tekinay, dünyada pek çok patlayıcı deposu ve üretim tesisinde TNT kontaminasyonlarının biyodegradasyon yoluyla yok edildiğini kaydetti.
Dünya genelinde mevcut pek çok yöntemin denendiğini, ancak maliyet, zorluk, ve TNT'yi biyolojik degradasyon yöntemi de denilen gübre oluşturarak yok etme yönteminin bu patlayıcının yok olma yüzdesi olarak en çok tercih edilen yöntem olduğunu söyledi.
''SINIR BÖLGELERİNDEKİ MAYINLARIN DA TEMİZLENMESİ HEDEFLENİYOR''
Yrd. Doç. Dr. Tekinay, özellikle ABD'de kullanılan biyolojik degradasyon yolu ile TNT'nin yok edilmesi yöntemini Türkiye'de geliştirmek üzere bir projeye başladıklarını bildirdi.
Dr. Tekinay, projelerinin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın Sanayi Tezleri Programı (SAN-TEZ) kapsamında desteklendiğini ve 21 ay süreceğini belirtti.
Türkiye'de 1950'lerden beri MKEK bünyesinde TNT üretiminin yapıldığını, TNT içeren mayınların sınır bölgelerine koruma amaçlı yerleştirildiğini ve ihtiyaç kalmadığı için günümüzde bu mayınların temizlenmesinin düşünüldüğünü anımsatan Tekinay, şunları kaydetti:
''Bu arazilerin, mayından temizleme işleminden sonra tarıma açılması bekleniyor. Ancak, uzun yıllar toprak altında kalan mayınlardan toprağa sızan TNT ve türevleri kanserojen ve diğer zararlı etkilerinden dolayı insan sağlığı için tehlike arz ediyor. Bu açıdan, mayından temizlenen arazilerdeki toprakta kalan artık patlayıcıların temizlenmesi gerekiyor.
Toprakta bulunup temizlenmesi gereken TNT'ye ek olarak MKEK'de yüksek miktarda kullanım dışı TNT bulunmaktadır ve bunların ekonomik olarak verimli bir şekilde ve çevreye zarar vermeden yok edilmesi için alternatif metotlar geliştirme ihtiyacı doğmuştur.''
ATIK TNT'LER DE ÇALIŞMA KAPSAMINDA
Raf ömrü dolan, depolardaki ya da bombalardaki TNT'nin yakma yöntemiyle yok edilebildiğini aktaran Tekinay, bu yöntemin zahmetli, pahalı ve çevreye zararlı olduğunu söyledi.
Yakma yöntemine alternatif olarak geliştirilen TNT'yi biyolojik yollarla yok etme yönteminin kullanımının giderek arttığını ifade eden Tekinay, başlattıkları çalışmalarının amaçlarına ve kullanım alanlarına ilişkin şöyle konuştu:
''Yok edilmesi zor ve pahalı bir madde olan, sağlığa zararlı etkileri bulunan TNT kimyasal maddesinin miktarının ölçüm yönteminin standart hale getirilmesi ve biyolojik yollarla yok edilip zararsız hale getirilmesi yönteminin geliştirilmesini amaçlıyoruz.
Projede geliştireceğimiz yöntemin iki ana uygulama alanı bulunacak. Birincisi MKEK'nin elinde bulunan atık TNT'nin ekonomik olarak ve sağlığa zarar vermeyecek şekilde yok edilmesi ihtiyacını gidermeyi hedefliyoruz. İkinci olarak da mayından temizlenmiş arazilerde bulunan, mayınlardan toprağa karışmış-sızmış TNT'nin yok edilerek toprakların tarıma elverişli hale getirilmesini amaçlıyoruz. Bu yöntemle, aynı zamanda, TNT'nin yok edilmesi sırasında ekonomik değeri olan bir ürün olarak gübre elde edilmesi amaçlanmaktadır.''
Yrd. Doç. Dr. Tekinay, genetik mühendisliği, hücre biyolojisi, nanobiyoteknoloji ve moleküler biyoloji yöntemlerini kullanarak geliştirecekleri yeni nesil bakterilerin, TNT'yi verimli bir şekilde parçalayacağını ve ortaya ekonomik katkısı olan bir ürün çıkacağını belirterek, ''Yöntem tamamlandıktan sonra uzun vadede sistemimiz yurt dışına, pazarlanabilir. UNAM olarak Devlet Planlama Teşkilatı desteğiyle kurulan laboratuvarlarımızda en yeni teknolojileri kullanarak ülkemize ekonomik katkı sağlayacak projeler üzerine çalışmalarımız devam etmektedir'' dedi.