CHP 'kırmızı çizgileri' çizdi
CHP, Başbakan Tayyip Erdoğan'la girilen türban tartışmasında kırmızı çizgilerini belirledi. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na sunulmak üzere hazırlanan rapor taslağında türban sorununun "bireysel hak ve özgürlükler kapsamında" görüldüğü belirtilerek, CHP'nin kırmızı çizgileri "AİHM, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararları" olarak ifade edildi. Taslağa göre; üniversitede okuyanlar türban takabilir ama bu, lise ve ilköğretime indirgenemez, hizmet verenler de türban takamaz. Parti Meclisi Üyesi, Bilim ve Kültür Platformu Başkanı Prof. Dr. Sencer Ayata koordinatörlüğünde yapılan parti içi çalışmalarda ortaya çıkan taslak raporda dile getirilen görüşlerden bazıları şöyle: - Şu anda fiilen Türkiye'deki mevcut üniversitelerin belki yarısından fazlasında bu engel uygulanmıyor. - Bu konuda AİHM, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararları var. Bu kararlarla diğer yasal düzenlemelerin çelişmemesi lazım. - Üniversitede türban engelinin aşılması için anayasa değişikliğine ihtiyaç yok. Yasalarla düzenlenebilir. - Mahkeme kararları gereğince, uygulama lise ve ilköğretime inemez, kamuda süremez.
'Kılıçdaroğlu olumlu tavırda'
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dile getirdiği "Başörtüsü üniversitelerdeki eğitim özgürlüğüne engel olmamalı, bu konuda özgürlüklerden yanayım" söylemini çok olumlu bulduğunu söyledi. RTÜK ile Televizyon Yayıncıları Derneği'nin hazırladığı "İyi Uykular Çocuklar Projesi"nin tanıtım toplantısına katılan Arınç, toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, başörtüsü sorusu üzerine Arınç, şunları söyledi: "Sayın Kılıçdaroğlu'nun bir süreden beri söylediği şekliyle yani başörtüsü üniversitelerdeki eğitim özgürlüğüne engel olmamalı. Bu konuda özgürlüklerden yanayım söylemini çok olumlu buluyorum. Anayasada kadının kıyafetini öngören bir madde yok. Demokratik hukuk devletlerinde yasaklamalar istisnaidir, özgürlükler tamamen serbesttir. Dolayısıyla bir şey yasak ise bunun hukuk normlarında gösterilmesi lazım. Anayasamızın ne 61'de ne 82 Anayasasında kadınların kıyafetlerini düzenleyen bir maddesi yoktur. Hiçbir kanun normunda da bir yasaklayıcı hüküm bulunmamaktadır. Anayasa'da bir madde yok, kanunlarda bir madde yok, sadece bir talimatla o zamanın rektörleri yasakçı duruma düştüler. Yani yasaklar zihinlerde."
'Birlikte masaya oturalım'
CHP
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, televizyondan canlı olarak yayımlanan "Abbas Güçlü ile Genç Bakış'' adlı programda başörtüsü için, "Bu sorunu çözmenin yolu iktidarıyla muhalefetiyle bir masaya oturmaktan geçiyor'' dedi. Başörtülü bir öğrencinin, "Samimiyseniz sorunu nasıl çözeceğinizi açıklayın" çıkışı üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: ''Başörtüsü, türban, ne derseniz deyin adına, sorun var. Biz bunu çözeceğiz. Çözmenin yolu iktidarıyla muhalefetiyle bir masaya oturmaktan geçiyor. Sayın Başbakan'a çağrı yaptık. Niye 2011'e erteliyor anayasa değişikliklerini? Gelsin oturalım konuşalım. Kendisine söyledim, 'hayır' diyor, 'sadece onu getirelim' diyor. Bizim de önceliğimiz var. Sorunu çözeceğiz. Ama oturup bir masanın etrafında sağlıklı tartışacağız, adam gibi konuşacağız."
YÖK'e suç duyurusu
Türkiye Gençlik Birliği, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın, İÜ Rektörlüğü'ne gönderdiği, "türbanlı öğrencilerin derse alınması" ve tüm il valiliklerine gönderdiği "üniversitelerde sivil polis için yer açılması" yazısının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle suç duyurusunda bulundu.
'Türban sessizce çözülüyor'
Türban
sorunu, Wall Street Journal'da bir haber analizine konu oldu. ABD'li gazete, türbana ilişkin son gelişmeleri değerlendirirken, "Türkiye, ülkedeki acı ayrışmaların bir sembolü haline gelen ve iki yıl önce adeta hükümeti devirecek gibi olan bir sorunu sessizce çözüyor. Yavaş yavaş kadınlara üniversite kampuslarında İslami başörtüleri giymelerine izin veriliyor" dedi. YÖK'ün, İstanbul Üniversitesine türban konusunda gönderdiği yazıya dikkat çeken gazete, "Yasağın statüsü, hala karışık ve üniversiteler arasında ciddi farklılık var" diye yazdı.