Ülkeler Deprem Kestirme Ağı (GNFE) Türkiye Başkanı ve İTÜ Maden Fakültesi Jeofizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan, son yapılan bilimsel araştırmalara göre, depremden 3 ile 5 gün önce depremin patlayacağı ocakta, aşırı bir gerginlik birikmesi sonucu, ''gerginlik dalgaları ya da gravitational waves'' diye anılan, deprem ölçerlerin duyamadığı, büyük dalga boylu, küçük genlikli dalgaların oluştuğunu ilk kez belirlediklerini ve bu dalgaları deprem olmadan 3 ile 5 gün önceden ölçerek 4,5'den büyük depremlerin geliyor olduğunu söyleyebileceklerini bildirdi.
"İSTANBUL SALLANDI" HABERİ İÇİN TIKLAYIN!
Ercan, yaptığı yazılı açıklamada, yıllardır depremlerin önceden bilinmesi üzerine tüm ülkelerde jeofizik mühendislerince yoğun olarak çalışmalar yapıldığını ve sonuca da çok yaklaşıldığını belirterek, şu bilgilere yer verdi:
''GNFE olarak son yaptığımız bilimsel araştırmalara göre, depremden 3 ile 5 gün önce depremin patlayacağı ocakta, aşırı bir gerginlik birikmesi sonucu, 'gerginlik dalgaları ya da gravitational waves' diye anılan, deprem ölçerlerin duyamadığı, büyük dalga boylu, küçük genlikli dalgaların oluştuğunu ilk kez belirledik. Bu dalgaları deprem olmadan 3 ile 5 gün önceden ölçerek, 4,5'den büyük depremin geliyor olduğunu söyleyebileceğiz. 'Atropatena' diye anılan deprem kestirme düzeneğini depremler sıklıkla hareketlilik gösterdiği Endonezya ile Pakistan'a yerleştirdik. Deneme ölçümlerinde yüzde 95 başarıya ulaştık. Aygıtın İstanbul için olanını bu ay içinde İstanbul'daki laboratuvarımızda üretmeye başlayacağız. Aygıtlardan birini İstanbul, diğerlerini Trabzon, Antalya ve Mardin'e koymayı düşünüyoruz. Bu konuda, 17 Nisan 2011'de Çanakkale Üniversitesinde çok geniş katılımlı uluslararası bir toplantı düzenliyoruz. Bu toplantıda depremleri önceden bilme üzerine tüm ulusların bu konuda uzman bilimcileri bir araya gelecek. Toplantıda tüm araştırmalar enine boyuna konuşulacak.''
BÜYÜK DEPREM İÇİN KIRILMA BEKLEDİĞİMİZ FAY ÜZERİNDE GERÇEKLEŞTİ
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, dün akşam Marmara Denizi'nde yaşanan depremin, büyük depremin beklendiği fay üzerinde gerçekleştiğini belirterek, ''Bu tip depremlerden belki 100 bin tane olmalı ki beklenen büyük depremin gerilimini boşaltabilsin'' dedi.
Dün akşam Marmara Denizi'nde meydana gelen deprem gibi 100 bin depremin, beklenen büyük depremin gerilimini boşaltabileceğini bildirdi.
İstanbul Üniversitesince rektörlük binasında düzenlenen ''İstanbul'un Afetlerden Zarar Görebilirliği'' başlıklı sempozyumun ardından, basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Erdik, şu anki teknoloji ile dün akşam meydana gelen depremin öncül mü, artçıl mı olacağını öğrenemeyeceklerini söyledi. Prof. Dr. Erdik, ''Erken uyarı sisteminin ivme düzeyleri minimum yüzde 5 seviyesine ulaştığı zaman, sonuç veren bir sistemdir. Yaşanan deprem bu seviyenin onda biri seviyesi kadardır. Biz kendi iç ölçümümüzü yaptık ancak bu depremin sinyalleri önemli bir sinyal değildir'' diye konuştu.
Dün akşam yaşanan depremin, büyük depremin beklendiği fay üzerinde gerçekleştiğini kaydeden Erdik, ''Örneğin beklenen büyük depremdeki gerilim beklentimiz 5-6 metrelik gerilim ise bu depremde meydana gelen gerilim belki 1-2 milimetreliktir. Bu tip depremlerden belki yüz bin tane olmalı ki büyük depremin gerilimini boşaltabilsin'' dedi.
Yaşanan depremin, Marmara'daki fayın karakteristik depremlerinden olduğuna işaret eden Prof. Dr. Erdik, şunları kaydetti:
''Bu karakteristik depremler 7 ve üzerinde olabilir. Genellikle 4 ve 5 büyüklükte depremler görüyoruz. Bunun üzerindekilere çok az rastlanır. Bu doğal bir süreçtir. Dün yaşanan deprem ise bu sürecin doğal bir parçasıdır. Ancak bu az görülen büyük depremin 5 dakika sonra mı 20 yıl sonra mı olacağını bilemeyiz.''
''BÜYÜK DEPREMİN BİR UYARISI''
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu da, Marmara'da büyük depremin beklendiği fay üzerinde, 2009'dan bu yana 4 şiddetinin üzerinde deprem olmamasının bir gecikme olduğunu ifade etti.
Marmara'da olası bir büyük depremin beklendiğini belirten Doç. Dr. Gündoğdu, ''Bu deprem, büyük deprem için kırılma beklediğimiz fay üzerinde gerçekleşti. Ancak bu olağan üstü bir gelişme olarak nitelendirilmemelidir'' dedi.
Son bir ay içerisinde depremin meydana geldiği nokta ve etrafında, 10'a yakın deprem olduğunu kaydeden Doç. Dr. Gündoğdu, ''Bu ufak depremlerin ardından dün akşamki deprem meydana geldi. Bu depremin klasik anlamda bir öncül olarak görmüyoruz. Biraz daha incelenmesi gereken bir deprem. Şu an için bir dağılma söz konusu değil bu yüzden sürpriz de değil'' diye konuştu.
Bu depremin bir uyarı olarak kabul edilmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Gündoğdu, açıklamasında, ''Beklenen büyük depremin bir uyarısı olarak görülmelidir. Hem niteliği hem de sonuçları açısından bizleri hazırlıklı olmaya çağırıyor. Depremden sonra 20 dakika iletişim sistemleri kesildi. Bundan ders çıkarıp, önlem almak lazım. 7 büyüklüğünde bir deprem nerede olsa, hiç bir teknoloji buna dayanamaz. Ama bizim asıl amacımız afetlerden sonra en kısa zamandan normale dönmektir'' ifadelerini kullandı.
Yaşanan depremin, Marmara'da yılda bir ve ya iki defa meydana gelen yerel bir deprem olduğunu belirten Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat ise bu fay hattındaki depremin oluş düzenin ''ön şok aktivitesi'' ile başlamadığını belirtti.
Dr. Kalafat, ''Ana şok yani ortalama 7 büyüklüğündeki bir depremin ardından meydana gelen artçılar, bu fayın deprem oluş düzenidir. 7 büyüklüğündeki bir depremin yanında kayda değer olmayan bir enerji boşalımıdır'' dedi.
"DEPREM SIKLIĞIND A ARTIŞ GÖRÜLEN BİR DÖNEM"
Bu arada İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Elektrik-Elektronik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Berk Üstündağ, ''Kayaç Gerginlik İzleme Yöntemiyle Deprem Tahmini Projesi'' kapsamında Marmara Bölgesi'nde istasyonlar kurduklarını ve bu istasyonlardan sürekli veri aldıklarını söyledi.
Çalışmalarında, ölçüm verilerinin belirli zaman pencerelerinde sınıflandırıldığını buna bağlı olarak 5'in üzerindeki depremlerin 12-48 saat ve daha önceki zaman diliminde tahmini için araştırmaların sürdürüldüğünü vurgulayan Üstündağ, geçmişte de günler öncesindeki verilerin analizine dayandırılarak depremlerle ilişkilendirilmesi konusunda başarılı sayılabilecek tahmin örneklerinin bulunduğunu anlattı.
Marmara'da İstanbul'a göre, yaklaşık olarak güneyden batıya doğru olan kısımda 15 gün öncesinde günlük ve haftalık istatistiki deprem karakterinde artış gözlenebilecek bir döneme girileceğinin muhtemel işaretçisi bazı veriler aldıklarını dile getiren Üstündağ, şöyle konuştu:
''Marmara'da günlük bir depremsellik var. Belirli eşiğe kadar insanlar tarafından hissedilmiyor. Günlük olan depremselliğe haftalık bakılırsa artmasını beklediğimiz bir dönemdi. Sonuçta öngörülen zaman aralığında ve alanda öncesindekine göre en az 1,5 katlık sayısal bir artış oldu. Bu silsilenin 30 Eylüle kadar son bulacağını düşünüyorduk ancak birkaç günlük bir sarkma yaşandı. 4.4 büyüklüğündeki deprem de bu kapsamda değerlendirilebilir. Bu yüzden beklenmedik bir etkinlik değil. Haftalık ortalamaya göre, etkinliği istatistik açıdan biraz yüksek seyri umulandan birkaç gün fazla sürdü.''
Üstündağ, bundan sonraki dönemin önemli olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''4.4 büyüklüğündeki depreme dayanarak hemen kısa vadeli bir artçı-öncü ilişkisinin kurulmasının doğru olmadığı kanaatindeyim. Yer bilimleri konusundaki uzmanların ortak beklentisi olan Marmara Denizi'ndeki hasar verici seviyedeki muhtemel bir depremin kestiriminde tek başına 4.4 büyüklüğündeki bir deprem zamanlama açısından belirgin bir işaretçi değildir. Ancak dönemsel artış ve yersel dağılım göz önünde tutulduğunda tetikleyici ya da hızlandırıcı koşulların oluşması ihtimali üzerinde durmak gerekir. Biz kendi araştırmamızda bu tür değerlendirmeleri elektriksel ölçüm verilerimizle sismik hareket sıklıklarının zamana göre değişimlerini beraber inceleyerek yapıyoruz. Önümüzdeki bir günde 4.4 civarında ya da daha üzerinde başka bir deprem olup olmayacağı da gözönünde tutulmalıdır. Henüz kendi ölçümlerimizde Marmara'da hasar verici bir depremle ilişkilendirebileceği tahminini ortaya koyabilecek kısa süreli bir işaretçi almadık.
Bence Marmara'da daha büyük bir deprem riski konusunda son olan deprem bugünü dünden farklı yapmıyor. Bu zamana kadarki gözlemlerimizde, varsa da 9-11 gün civarı sonrasındaki 1-3 günlük zaman penceresinde bu tür beklentileri doğrulayıcı veriler alınabildiğini gördük. Önümüzdeki haftalarda buna göre ayrıca değerlendirmelerimizi yapacağız.''