Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), uğradığı saldırıda hayatını kaybeden gazeteci Hrant Dink'in ailesinin yaptığı başvuruda Türkiye'yi suçlu buldu.
AİHM, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2,10 ve 13. maddelerini ihlal ettiğine hükmetti. Karar gereği Türkiye, Dink'in yakınlarına mahkeme masrafları da içinde olmak üzere 133 bin avro ödeyecek.
AİHM, Dink'in ve ailesinin farklı tarihlerde yaptıkları beş ayrı başvuruyu birleştirerek ele aldığı davada ortak bir karar verdi.
Dink'in ailesi yaptığı başvuruda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin yaşama hakkıyla ilgili 2, ifade özgürlüğüyle ilgili 10 ve etkili başvuru hakkıyla ilgili 13. maddesinin Türkiye tarafından ihlal edildiği suçlamasında bulunmuştu.
Ailenin başvurusunda, "devletin, Hrant Dink'in yaşam hakkının korunmasıyla ilgili sorumluluğunu yerine getiremediği ve saldırının faillerini etkili bir şekilde soruşturmadığı" ve Dink'in, "Türkiye'de yargılanıp mahkum olmasıyla aşırı uçların hedefi haline getirildiği" şeklindeki iddialar yer almıştı.
DİNK SUİKASTİNDEN FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN!
RAKEL DİNK'İN AÇIKLAMASI
Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) başvurularına ilişkin kararının, yarın doğum günü olan eşine bir hediye niteliği taşıdığını belirterek, ''Aile olarak mahkeme tarafından uygun görülen manevi tazminatın tamamını bağış olarak 3 kurum arasında paylaştıracağımızı duyurmak istiyoruz'' dedi.
Rakel Dink, Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin ve Agos Gazetesi çalışanları, Hrant Dink'in öldürüldüğü gazete binasının önüne kırmızı güller ve mumlar bıraktı.
Burada gazetecilere açıklama yapan Rakel Dink, Şubat 2004'ten beri en son AİHM'e gönderilen savunmada da görüldüğü gibi Türkiye toplumunun planlı ve örgütlü bir şekilde Hrant Dink'in Türklüğe hakaret ettiğine, Türk düşmanı olduğuna inandırılmak istendiğini ileri sürdü.
Rakel Dink, ''Hrant'ın hayattayken en çok canını acıtan da bu ırkçı yaftanın üzerine yapıştırılmaya çalışılmasıydı. Çünkü o bütün yaşamı boyunca ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele etti'' dedi.
Hrant Dink'in 23 Ocak 2007'deki cenazesinde yüz binlerce insanın, onunla ilgili vicdanının kararını ilan etmesinden sonra AİHM'in bugünkü kararının, onun haklılığının tescili olduğunu vurgulayan Rakel Dink, ''Yarın Hrant'ın doğum günü. AİHM'in oy birliğiyle verdiği bu karar, bir doğum günü hediyesi. Aile olarak mahkeme tarafından uygun görülen manevi tazminatın tamamını bağış olarak 3 kurum arasında paylaştıracağımızı duyurmak istiyoruz. Bu tazminat eğitimde kullanılması için Toplum Gönüllüleri Vakfı Hrant Dink Burs Fonuna, Ermeni kültürünün, Ermenice eğitiminin Türkiye'deki devamlılığına destek olması için Getronagan Ermeni Lisesine ve Türkiye'deki Ermenistanlı göçmen çocukların eğitimine destek olması için Gedikpaşa Protestan Kilisesi'ne bağışlanacaktır'' şeklinde konuştu.
Eşinin bugünü görmesine engel olunduğunu ifade eden Rakel Dink, şöyle devam etti:
''Öldürülmemiş olsaydı şu anda kesinlikle çok mutlu olurdu. Çünkü ülkesinden ayrılmak istemiyordu. Ama bir o kadar da üzüntülü olduğunu söylerdi Türkiye için. Çünkü her zaman ülkesiyle övünmek isterdi. Bu kararın ardından Türkiye'de hukuki ve siyasi olarak çok şeyin değişeceğine inanmak istiyoruz. Umarız bugüne kadar ifade özgürlüğüyle ilgili veya cinayet soruşturması ve davası sürecinde üzerine düşen hiçbir görevi onun övünebileceği şekilde yerine getirmeyen Türkiye Devleti, bugünden sonra suçluyu aklayan, suçsuzu mahkum eden bu tavrından vazgeçer ve toplumun vicdanına layık bir devlet gibi davranmanın ilk adımlarını atar.''
DIŞİŞLERİ'NİN AÇIKLAMASI
Bu arada Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) öldürülen gazeteci yazar Hrant Dink ile ilgili başvuruda verdiği karar aleyhine Büyük Daire'ye başvurmamaya karar verdi.
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, AİHM'nin, Türkiye aleyhine 2007 ve 2008 yıllarında yapılan 5 başvurunun birleştirilmesinden oluşan Dink başvurusuna ilişkin kararını bugün açıkladığı hatırlatıldı.
Dink başvurusu için yapılan dostane çözüm önerisinden olumlu sonuç alınmasının mümkün olamadığının belirtildiği açıklamada, AİHM'nin kararı şöyle özetlendi:
"Bugün açıklanan kararıyla, AİHM;
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) yaşam hakkına ilişkin 2. maddesinin gerek esas, gerek usul yönünden ihlal edildiğine;
- AİHS'nin ifade özgürlüğüne ilişkin 10. maddesinin ihlal edildiğine;
- AİHS'nin etkili başvuru hakkını düzenleyen 13. maddesinin ihlal edildiğine;
- Başvuranlarca öne sürülen AİHS'nin adil yargılamaya ilişkin 6. maddesi, suç ve cezaların yasallığına ilişkin 7. maddesi ve ayrımcılık yasağına ilişkin 14. maddesine ilişkin iddiaların ise incelenmesine gerek olmadığına;
- Ayrıca, başvuranlara toplam 105.000,- avro tazminat ödenmesine hükmetmiştir."
Bakanlık açıklamasında, AİHM'nin kararı aleyhine Büyük Daire'ye başvurulmamasına karar verildiği belirtilerek, "Dink kararı hükümlerinin uygulanmasına yönelik çalışmalar yapılacak ve gelecekte benzer ihlallerin tekrarının önlenmesi için mümkün olan her önlem alınacaktır" denildi.