Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Çantacılar türedi bu ülkede. Bu çantacılar maalesef her türlü fırıldağı çevirerek boşluklardan istifade ettiler. Gittiler işte EPDK'dan, şuradan, buradan aldılar imtiyazlarını ve bu imtiyazlarını şu anda bu ülkenin aleyhine kullanıyorlar. Bunların peşine düştük'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Rize'nin İkizdere ilçesinde yapımı tamamlanan Konukoğlu Cevizlik Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali'nin açılış törenine katıldı.
Törende yaptığı konuşmada, Cevizlik Hidroelektrik Santrali'nin Rize'ye ve tüm Türkiye'ye hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, şunları söyledi:
''Bugün bu açılış vesilesiyle tam 120 milyon dolar değerindeki bir yatırımı Rize'ye kazandırmanın heyecanını yaşıyoruz. Bu büyük yatırımın, Rize'ye yeni bir enerji, yeni bir dinamizm, yeni bir motivasyon sağlayacağına inanıyorum. Ben, İkizdere Vadisi'nde yaptığı yatırımla böylesine önemli bir tesisi Rize'ye kazandırdığı için Sanko Enerji yönetimine ve tesisin yapımında emeği geçenlere şükranlarımı iletiyorum.
Eskiden, 'su akar, Türk bakar' ifadesi hep kullanılırdı. Sonra biz buna ilave yaptık. Şimdi bunu değiştiriyoruz. Artık 'su akar, Türk bakar' değil. 'Su akar, Türk yapar' noktasına geldik. Türkiye'deki gerek barajlar gerek HES'ler noktasında yapılan bu yatırımlarla biz artık enerjimizi kendi kaynaklarımızdan üretebilmenin gayreti içinde olmaya mecburuz.
Şu anda halen doğalgaz çevrim santralleri ile bu işi halletmeye çalışıyoruz. Bunun maliyetinin ne denli yüksek olduğunu benim vatandaşlarımın bilmesini özellikle hatırlatıyorum. Gerek konutlarda gerek sanayide bu bizim rekabet gücümüzü azaltıyor ve tehdit ediyor.
Öyle ise bizim daha ucuz enerji elde etmemiz lazım ki bu bizim rekabetteki gücümüzü artırsın. Çünkü artık Türkiye sanayileşmede, teknolojide sıçrayan, kükreyen bir ülke. Öyle ise ülkemizin bu noktada attığı adımları bizim altyapı dediğimiz bu çalışmalarla kolaylaştırmamız lazım ve dünya ile rekabette daha güçlü bir konuma gelmemiz lazım.''
''AKLI VE BİLİMİ KULLANMADIĞIMIZ SÜRECE BU NİMETLERDEN İSTİFADE EDEMEYİZ''
Türkiye'nin her geçen gün büyüdüğünü, ilerlediğini ve kalkındığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, büyümede dünya rekorları kırıldığını ve Türkiye'nin dünyanın en hızlı büyüyen ülkeleri arasında ön sırada yer aldığını söyledi. Ancak bu büyümeye paralel olarak, enerji talebinde de ciddi bir artış olduğunu belirten Erdoğan, mevcut tesislerin ve elektrik üretiminin artık ihtiyacı karşılamakta zorlandığını ifade etti. Başbakan Erdoğan, bunun nedeni olarak da bugün Türkiye'nin 10-15 yıl öncesine göre hem çok daha fazla üreten hem de daha fazla tüketebilen ülke olmasını gösterdi.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:''Bakınız, bir yaz mevsiminde bir anda normal süredeki elektrik tüketiminin yüzde 30 fazlasını tüketir hale geliyoruz. Niye? Air conditionlar hepsi yoğun bir şekilde çalışınca ister istemez tüketim artıyor.
Şimdi Karadenizimizin halini düşünün, şu Rizemizdeki nem oranını düşünün, sıcağı düşünün. İsterseniz burada air condition kullanmayın. Bunların da çevre tehdidi oluşturmada neler meydana getirdiğinin tartışıldığı bir dönemin içindeyiz. Bunu da biliyoruz. Fakat ister istemez insan tabii kendi sıkıntıları için bunu da kullanıyor.
Bir ülkenin elektrik tüketimi, aynı zamanda o ülkenin kalkınmışlık düzeyini, üretim gücünü yansıtıyor. Bunu da göz ardı edemeyiz. Bir ülke ne kadar fazla elektrik tüketiyorsa o ülke o kadar güçlüdür, kalkınmada o denli süratle ilerliyor demektir. Demek ki fabrikalarımızdaki çarklar işliyor, demek ki işletmelerimizdeki üretim artıyor, demek ki konutlardaki tüketimi artıyor, demek ki ülkenin tamamında teknoloji daha da yaygınlaşıyor. Fakat birileri çıkıyor, 'efendim bu eser olamaz.' Kardeşim, dünyada olamaz diye bir şey yok. Oluru için ne yapmak lazım bunu konuşmak gerekir. Olamaz demek kolay. Oluru için ne yapmak lazım?
Biz insan olarak Allah'ın bize verdiği aklı, Allah'ın ara bul dediği ilmi bu yolda kullanmalıyız. Eğer biz bu aklı ve bilimi kullanmadığımız sürece bu nimetlerden istifade edemeyiz.''
-'OLUR MU BE KARDEŞİM?''
Ateş, su ve toprağı üretime dönüştürmek gerektiğini belirten Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin petrolü olmadığını, petrol ve doğalgaz ihtiyacını yurt dışından karşıladığını dile getirdi.
Enerji açığını kapatmak için bu alanda bir şeyler yapılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, maliyeti ağır olan hidroelektrik ve termik santrallerin sayısını artıracaklarını söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle dedi:
''Nerede bu yatırımı yaparsanız karşınıza birileri çıkıyor. Hidroelektrik santrallerde çıkar, barajlarda çıkar, termik santrallerde çıkar, HES'lerde çıkar... Yahu Allah'ın bize lütfettiği rüzgarı enerjiye çevireceğiz, 'doğaya karşısın.' Yahu olur mu be kardeşim? Esiyor bu rüzgar yahu, esiyor. 50 tane pervane koyuyorsun, bir motor... Oradan enerji üretiyorsun yahu. Bunları yapacağız, bunlardan istifade edeceğiz. Aynı şekilde güneş enerjisinden istifade edeceğiz.
Kömür ve doğalgaz ihtiyacımızı karşılamak için her yıl 25 milyar dolar döviz yurt dışına gidiyor. Bu noktada çok ciddi bir kaybımız oluyor. Oysa, Türkiye vaktiyle bu hidroelektrik santrallerini devreye alabilmiş olsaydı, bugünkü oranda bir maddi kaybımız olmayacaktı. Dolayısıyla bütün bunları göz önüne aldığımızda, hidroelektrik santrallerin çok hızlı bir şekilde yapılması ülkemiz için büyük önem taşıyor.''
Türkiye'de bu alanda çok ciddi bir potansiyel bulunduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şu an itibarıyla yılda 51 milyar kilovat saat hidroelektrik enerji üretim potansiyelinin işletmeye alındığını ifade etti. Ancak hala arzu edilen seviyeye gelinmediğini anlatan Erdoğan, mevcut kapasitenin, toplam hidroelektrik potansiyelinin sadece yüzde 36'sına tekabül ettiğini bildirdi.
Başbakan Erdoğan, şunları söyledi.
''Girişimcilerimizin bu noktada attığı büyük adımlar var. Bu arada şunu da söyleyeyim, bir de çantacılar türedi bu ülkede. Bu çantacılar maalesef her türlü fırıldağı çevirerek boşluklardan istifade ettiler. Gittiler işte EPDK'dan, şuradan, buradan aldılar imtiyazlarını ve bu imtiyazlarını şu anda bu ülkenin aleyhine kullanıyorlar. Bunların peşine düştük.
Ben Enerji Bakanıma da söyledim, işte şu anda EPDK Başkanı da burada. Bunların ümüğünü sıkmaya mecburuz. Girişimcilerimizi de uyarmamız lazım. Sakın gidip de bu adamlara bol bol paralar vermek suretiyle devletin hakkını bunlara adeta bir hak haline veyahut da bir rüşvet, bir komisyon haline dönüştürmeyin. Bakın bunu da açıkça söylüyorum. Dertli olduğum konulardan bir tanesi bu.
Dünyanın ileri, gelişmiş devletlerinde atılan kontrollü ve akıllı adımlarla gerçekten çok büyük açıkları onlar kapadılar ve sıkıntılarını giderdiler. İnşallah biz de bu sıkıntıyı gidereceğiz. Bakınız; Japonya, Portekiz ve İtalya'da hidroelektrik üretim potansiyelinin yüzde 90'ı kullanılıyor. Aynı şekilde Avrupa'da yüzde 75, Kuzey Amerika'da ise yüzde 70. Onun için, biz şimdi yeni bir adım atıyoruz; 'Su akar, Türk bakar' anlayışını, 'Su akar Türk yapar' anlayışıyla değiştiriyoruz ve bu açığı da inşallah kapatıyoruz.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Tabiat bize emanettir ve onu hassasiyetle koruruz. Herkesten önce de biz koruruz. Biz doğa aşığıyız, delisiyiz'' dedi.
Erdoğan, Rize'nin İkizdere ilçesinde kurulan Konukoğlu Cevizlik Hidroelektrik Santrali'nin (HES) açılışında yaptığı konuşmada, yapılan hesaplamalara göre, 2030 yılına kadar dünya enerji talebinin, bugüne göre yüzde 50 oranında artacağını vurgulayarak, şunları söyledi:
''Yine, bu hesaplamalara göre mevcut petrol rezervlerinin dünyaya 41 yıl, doğal gaz rezervlerinin ise 63 yıl yetebileceği söyleniyor. Artan enerji talebine paralel olarak, enerji sarfiyatından doğan sera gazlarının da 27 milyar tondan, 42 milyar tona çıkacağı tahmin ediliyor. Buradan çıkan sonuç nedir, biliyor musunuz? 30 yıl, 40 yıl sonra, dünya bugünkünden her yönüyle çok daha farklı bir dünya olacak. Bugün dünyanın tüm ülkeleri, tüm devletleri, bu yaklaşan senaryo karşısında enerji arz güvenliklerini sağlamaya çalışıyorlar.
Özellikle fosil yakıtlar konusunda önemli rezervlere sahip ülkeler bile bu yakıtların sınırsız olmadığını, yakında tükeneceğini biliyorlar; bugünden buna göre politikalar üretmeye çalışıyorlar. İşte biz de hükümet olarak, bu anlayışla hareket ediyor; rüzgar santrallerimizle, hidroelektrik santrallerimizle olsun, yerli, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızla kendi ihtiyacımızı karşılamaya yönelik adımlar atıyoruz.''
''40 BİN KİŞİYE DE İSTİHDAM SAĞLANDI''
Özellikle HES'lerle ilgili yoğun bir çalışma içinde olduklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bu kapsamda, 2003 yılından itibaren Batman Barajı ve HES, Kürtün Barajı ve HES, 85'inci Yıl Muratlı Milli Egemenlik Barajı ve HES, Borçka Barajı ve HES, Obruk Barajı ve HES, Uzunçayır Barajı ve HES gibi çok sayıda enerji maksatlı tesisimiz hizmete alındı. 2003 yılında imzalanan Su Kullanım Hakkı Anlaşması ile enerji üretimini özel sektörümüze açtık. Yani Yap İşlet Devret (YİD) ile artık özel sektörümüz de bu işin içerisine girdi, giriyor. Su Kullanım Hakkı Anlaşması'nın yürürlüğe girdiği tarih, Türkiye'de enerji üretiminde yeni bir başlangıçtır, milat niteliğindedir. Bugüne kadar, Türkiye genelinde işletmeye alınan 1200 megavat kurulu gücündeki 75 adet HES projesinden yıllık 4.5 milyar kilovatsaat enerji üretiliyor. Yine Türkiye genelinde inşaatı devam eden 6 bin 833 megavat kurulu gücündeki 160 HES projesinin yıllık enerji üretimi ise 23 milyar kilovatsaat ve yatırım maliyeti 12 milyar dolar.
Ayrıca, bu sayede 40 bin kişiye de istihdam sağlandı. İnşallah, bütün projelerimizi tamamlandığında, yılda takriben 82 milyar kilovatsaatlik bir elektrik üretimi sağlanacak ve mevcut yüzde 36'lık potansiyelimiz de takriben yüzde 90'a çıkarılmış olacak. Bu vesileyle birçok şehrimiz de sel ve taşkınlardan kurtarılmış olacaktır. İnanıyorum ki, Türkiye kendi kaynaklarını, kendi akarsularını, kendi yeraltı zenginliklerini çok daha verimli kullanarak, büyük oranda kar sağlayacaktır.''
"HES'LER SUYU YUTMUYOR, SUYU BUHARLAŞTIRMIYOR''
Erdoğan, önemli birkaç hususa da değinmekte fayda gördüğünü ifade ederek, şöyle konuştu:
''Şimdi buraların derdi olduğu için söylüyorum. Ben, bu toprakların çocuğuyum. Bazı çevreci adı altında tipler, gruplar çıkıyor ve bu sıfatla da bu HES'lere karşı çıkıyor, her türlü enerji yatırımına karşı çıkıyor; Yalan yanlış bilgilerle de kamuoyunu, vatandaşımı yanıltıyorlar. Diyorlar ki: 'Akarsular ve dereler satıldı' Tamamen dört dörtlük bir yalan. Çıkardığımız yasa ile sadece ve sadece suların kullanım hakkı, yani değerlendirme hakkı devredildi. Ama bu devredilirken, buradan da biz ülke olarak millet adına ne yapıyoruz? İstifade ediyoruz. Tek bir akarsuyun bile satılması söz konusu olamaz. Derelerin kuruduğu iddia ediliyor. Bu da gerçek dışı. HES'ler suyu yutmuyor, suyu buharlaştırmıyor, suyu buradan alıp başka yere taşımıyor. Tabii hayatın devamına azami ölçüde hassasiyet gösteriliyor, gerekli miktarda su, hatta bazen suyun tamamı nehir yatağına bırakılıyor ve bırakılacak. Yani yaz mevsimini düşünün, kurak mevsim işte orada HES otomatik olarak stop ediyor. Ve mevcut su derede, yatağında akıyor. Ağaç kesimi noktasında da yine kamuoyu yanıltılıyor. Doğu Karadeniz Bölgemizde HES Projelerinin tamamına yakını tünelli. Sadece tünel giriş çıkış yerlerinde bir miktar ağaç kesiliyor, bunların yerine de hemen yenilerinin dikilmesi zaten kendilerinden talep edilmiştir ve dikiliyor. Tabiat bize emanettir ve onu hassasiyetle koruruz. Herkesten önce de biz koruruz. Biz doğa aşığıyız, delisiyiz. şu ana kadar milyonlarca fidanı, ağacı biz ülkemizin en çorak yerlerine diktik, dikiyoruz. Ankara'dan, İstanbul'a doğru yolun sağında, solunda dikilmiş olan bu tür fidanlarımız var. Anadolu'daki otoyolların kenarlarında, bölünmüş yolların kenarlarında diktik, dikiyoruz. Kimse bu konuyu istismara kalkmasın, kimse buradan rant elde etme gayretine girmesin. Ben bu vesileyle, bugün burada açılışını yaptığımız eserin bir kez daha ülkemize, sanayimize, tüm konutlarımıza bereket getirmesini diliyorum. Sanko grubunu tebrik ediyorum, bunca insana istihdam imkanı sağladılar, bundan sonra sağlayacaklar. Tekrar Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun, rahmet ve bereket ayından hep birlikte nasibimizi alalım. Konuşmanın ardından Başbakan Erdoğan, tünel şeklindeki santralde, butona basarak tesisi hizmete açtı ve incelemelerde bulundu.