Türkiye
tarihine kara leke olarak geçen Sivas Katliamı'nın üzerinden tam 17 yıl geçti. Olay sırasında Sivas Belediye Başkanlığı koltuğunda oturan Temel Karamollaoğlu, yıllar süren suskunluğunu SABAH'a bozdu. Halen Saadet Partisi'nde Genel Başkan Yardımcısı olan Temel Karamollaoğlu, o gün yaşananları şöyle anlattı: "Şehir dışındaydım. Sivas'a geldiğimde Pir Sultan Abdal Şenlikleri'nin davetiyesini buldum. Aziz Nesin davet edildiği için etkinliklere katılmama kararı aldım. Vali ile beraber askerlerin yemin törenine gittik. Sonra cuma namazını kılıp, belediyeye geldim. Encümen toplantısına başlayacakken, emniyet müdürü geldi. 'Otelin önünde toplandılar' dedi. Madımak Oteli, belediyeye 30-40 metre mesafedeydi. Beraber gittik. Pir Sultan Abdal'ın iki köpeği ile birlikte resmedildiği bir heykelin dikildiğini öğrendim. Kalabalık heykel kaldırılsın, programlar iptal edilsin, vali istifa etsin istiyor. Vakit ilerledikçe kalabalığın sayısı artmaya başladı. O sırada otelde yangın olduğu söylendi. Hemen itfaiyeyi aradım. İtfaiye aracı zaten meydandaydı. İtfaiye müdürü, birkaç kez otele girmeyi denediğini ama giremediğini söyledi."
"ERÇAKMAK SUÇLU DEĞİL"
Karamollaoğlu, olaylar sırasında kalabalığa hitaben, "Gazanız mübarek olsun, hep birlikte ruhlarına Fatiha okuyalım" dediği iddialarıyla ilgili ise şunları söyledi: "Hiç hatırlamıyorum. Bir kalabalığı nasıl teskin edersiniz ? Onların gönlünü alarak... Orada, 'Oturun sakinleşin, bir Fatiha okuyun' dememin, demememin bir önemi yok ki. Ters bir konuşma yapsam, emniyet müdürü bana müdahale etmez mi? Sonuçta kalabalık dağıldı. O halk orada tahrik olsaydı, yürürdü. Sadece ben çıkıp önlemeye çalıştım. Hedef bendim. Eğer başka biri belediye başkanı olsaydı, olayları önlemek için gösterdiği çabadan dolayı bir de madalya takarlardı." Olayların bir numaralı sanığı olan ve 17 yıldır firarda olan dönemin belediye meclis üyesi Cafer Erçakmak'a olaydan hemen sonra "Teslim ol" dediğini anlatan Temel Karamollaoğlu, "Erçakmak, itfaiyeye yardımcı oluyor. Kalabalık dağılmış. Halkı galeyana getirmesi kesinlikle söz konusu değil. İtfaiye merdiveninden Aziz Nesin ile onun yanında bulunan arkadaşı aşağı inince, Nesin'i tanıyıp, 'Bu hep senden çıktı' diyerek, ona vurmuş. Burada Cafer Erçakmak'a iki suç yüklenebilir. Biri toplantı ve gösteri yürüyüşü kanununa muhalefet, diğeri de birini darp etmek. Ona, 'Çıkacaksın, olan biteni anlatacaksın. Sen anlatmazsan bu senin aleyhinde kullanılır' dedim. 17 yıldır hiçbir irtibatımız olmadı. Cafer Erçakmak'ın bu hadiselerde hiçbir suçu olmadığına inanıyorum" dedi.
"AYRINTI AMA ÖNEMLİ"
"Bu hadiseleri birileri, tahrik etmek için kullanmaya çalışıyor" diyen Karamollaoğlu, şöyle devam etti: "İnsanları toplayıp, kibrit çakıp hakikaten yaksanız bu bir cinayet olur. Ama orada otelin önüne gelen ve perdeyi yakan bir kişi var. Yakınlarının acısını azaltmaz ama ölenler, dumandan boğularak öldüler, bir kısmı kurşunlanarak öldü. Kurşunlanarak ölenlerin hesabı hiç sorulmadı. 'Hangi silahtan çıktığını tespit edemedik' dendi. Boğularak öldüler, yanarak ölmediler. Bu bir şey değiştirmez ama 'yandılar' derseniz, yakınlarının düştüğü ruh halini düşünün. Bir infial meydana gelir. Kamuoyunu da infiale sürüklemek için bunu söylüyorlar. Bu önemli değil gibi gözüken bir ayrıntı ama önemli."
'UTANÇ MÜZESİ İHANET'
Karamollaoğlu, Madımak Oteli'nin "utanç müzesi"ne dönüştürülmesine ilişkin olarak ise şunları söyledi: "Bunu yapmak Sivas'a en büyük ihanet olur, Türkiye'ye de ihanet olur. 37 kişi hayatını kaybetmiş, buraya utanç müzesi diye bir müze açacaksınız. Allah'tan korkmak icap eder. Bunu yapanlar insaflı ve izanlı değiller. Sadece kin ve nefret tohumları ekmek istiyorlar. Bu hadiseyi zihinlerde tutacak bir işi yapmak kimseye faydaya getirmez. Türkiye çok büyük acılar yaşadı ama hiçbirisi bunun kadar istismar edilmedi. Siz buradan Hacıbektaş'a gideceksiniz, Yavuz Sultan Selim'in heykelini dikeceksiniz. Bu yapılır mı? Olmaz. Bunun mantığı yok."