Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, internette yayınlanan görüntüler üzerine CHP genel başkanlığından istifa etmek zorunda kalan Deniz Baykal'a yönelik sert eleştirilerini Yunanistan ziyaretinden dönüşünde de sürdürürken "Bu odaya girdin mi, girmedin mi? Pisliğin içinde debeleniyor, debelendikçe batıyor" dedi. Baykal'ın 'İktidarın komplosu' suçlamasına önceki gün Atina'ya hareketinden önce yaptığı açıklamada "Bizi bu işin içine sokmak gayretindeler. Ama kusura bakmasınlar, eşlerine ihanet edenleri biz mağdur göremeyiz" sözleriyle yanıt veren Erdoğan, dün Atina dönüşünde gazetelerin genel yayın yönetmenleri ile sohbetinde de CHP'nin eski liderine yönelik sert ifadeler kullandı. Başbakan Erdoğan uçakta şu mesajları verdi:
"Aldatan mağdur değildir" derken bunu hem erkek hem kadın için söylüyorum.
Ben talimatları verdim. Kurumlara, "incelensin" dedim. Savcı ne yapar bilemem. Kamuya yansıyanları suç kabul edip, soruşturma başlatabilir. Ankara Başsavcısı başlattı. Bundan sonra benim yapabileceğim bir şey yok.
'YÖNETİCİLERİ KINIYORUM'
Beyefendi iki hafta sonraki Genel Kurul için bizim üzerimizden siyaset yapmasın. Önce adama sorarlar "Bu odaya girdin mi? Girmedin mi?" Bu ne kadar ahlaki değilse, daha sonra yaptığın da ahlaki değil. Pisliğin içinde debeleniyor. Debelendikçe batıyor.
Bazı medya da destek veriyor. Baykal'ın istifası CHP'ye oy kazandırmış. Bunu kınıyorum. Yahu bu toplum ahlaki değerlerinden bu kadar yoksun mu? O zaman oyunu artırmak isteyen her parti, bu ahlaksızlık zinciri içinde yer alsın. Yarım saat bir saat sonra istifa etsin. Türk toplumunun midesi bu kadar geniş mi... Ahlak değerleriyle oynayanlara bu millet prim vermez.
İsmini anmak istemiyorum o istifa edene parti yönetimi kadroları hâlâ sahip çıkıyorsa, ah vah deyip sahip çıkıyorsa, benim derdim onlarla. Kınıyorum. Ahlak değerlerini yok farz edemeyiz. Partimin içinde de böyle bir şey olsa, derhal ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk ederim. Tahammülü mümkün değil.
Bizim kitabımızda bir kelime var; Edep. Eline, diline, beline sahip olmayanla yola çıkılmaz.
Ama yine de özel hayata tecessüs tasvip edilmeyecek öyle değil mi? Bu özel hayat değil. Genel Başkanın kendi yatak odası olsa ilk savaş açan ben olurum. Ama ev kendi evi değil. Daha detaylara beni sokmayın.
Beyefendi çok cesur davrandı ama milletvekilliğinden istifa etmedi.
(Böyle bir istifa) Meclis'e gelirse tavrımın ne olacağını şimdiye kadar yaptığım açıklamalardan anlarsınız.
REFERANDUM HAZIRLIKLARI
Başbakan Erdoğan, Anayasa değişikliği referandumu kampanyasına AK Parti'nin nasıl hazırlandığı sorusunu şöyle yanıtladı: "Referandum kampanyası süresi uzun. O nedenle farklı değerlendireceğiz. 'Türkiye buluşmaları' adıyla bir dizi faaliyet başlattık. Partimizin yöneticileri, temsilcileri değişik illerde değişik toplantılara katılıyorlar. Bunlar Anayasa değişikliği paketinin maddeleriyle ilgili bilgilendirme toplantıları oluyor. Seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığımız, AR-GE birimimiz, grup başkanvekillerimiz çalışıyor. CD, kitap, broşür hazırlatıp dağıtacağız. Ayrıca TV kanallarında ve gazetelerde mülakatlar da önümüzdeki dönemde yoğunlaşacak." Erdoğan, Meclis'i Temmuz ayına kadar çalıştıracaklarını bildirdi. AK Parti yöneticileri ve milletvekillerinin Meclis'in çalıştığı Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri Ankara'da olacaklarını, haftanın diğer 4 günü ise referandum kampanyasına ağırlık vereceklerini söyledi.
GEÇİCİ 15'İNCİ MADDE
Erdoğan, 12 Eylül dönemi sorumlularına dokunulmazlık zırhı sağlayan Geçici 15'inci Madde'nin kaldırılmasıyla ilgili olarak da şu değerlendirmeyi yaptı: "Ben 12 Eylül mağduru değilim ama 12 Eylül öncesi ve sonrasının mağdurlarındanım. Bana siyasi yasak getirildi. Ama Meclis grubumuzda 12 Eylül'ü yaşayanlar var. Bizim için en önemlisi, Anayasa'yı Geçici 15'inci Madde ayıbından temizlemek. Biz sağlıklı ve sivil bir Anayasa derdindeyiz. Bu Anayasa paketinde ayrıca bir dizi ilk var: Bilgi edinme hakkı, ombudsmanlık, kamu personeline toplu sözleşme hakkı...
YÜKSEK YARGININ İTİRAZI
Yüksek yargıda belli bir egemenlik zincirinin kırılması da bir başka yenilik. Yüksek yargıda seçime karşı çıkılıyor. Oysa Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun oluşumuna ilişkin düzenlemede ne hükümete, ne de Meclis'e uzaktan yakından müdahale imkanı veren bir ifade yok. Asıl dertleri şu: Boşalan bir üyelik için adaylar tek tek değil, bir arada oylanacaklar. Rektör seçimlerinde olduğu gibi. Bunu da tabii onlar kendi zihniyetlerinin dışında bir adayın hukukçunun da adaylar arasına girebileceği şeklinde algılıyorlar. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı seçiminde özellikle." Erdoğan bu örnekle şunu anlatmak istedi: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı halen Yargıtay Genel Kurulu'nun kendi üyeleri arasından gizli oyla belirlediği 5 aday arasından Cumhurbaşkanı tarafından 4 yıl için seçiliyor. Ancak seçimde adaylar tek tek oylanıyor. Böylece tüm adayların belli bir grup üyenin oyuyla belirlenmesi olasılığıyla karşılaşılabiliyor. Anayasa değişikliği paketindeki yeni düzenlemeye göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na aday olanlar tüm tek turlu seçimle ve bir arada oylanacaklar. Ençok oy alan 5 aday Çankaya'ya gönderilecek.
'GÜMBÜR GÜMBÜR DEĞİŞİKLİK GEÇECEK'
Başbakan Tayyip Erdoğan, Anayasa değişikliğini halkoyuna götürmek için kendilerinin 60 güne de 120 güne de hazır olduklarını söyledi. Yunanistan ziyaretini dün tamamlayarak Atina'dan İzmir'e, oradan da Manisa'ya geçen Erdoğan, Organize Sanayi Bölgesi'nde 18 sanayi tesisinin açılış, 9 tesisin de temel atma törenine katıldı. Başbakan, "Bak, işe bak. 12 Eylül 2010'da sandıklara gideceğiz. Bak bu sorumluluğunuz artıyor ha. Gümbür gümbür o sandıklardan bu anayasa değişikliği geçecek"dedi.