Afrika açılım stratejisi çerçevesinde, 140 işadamı ile Kongo ve Kamerun gezisine çıkan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Çankaya'daki üçlü zirve, darbe planı iddiaları, anayasa değişikliği, yargı reformu, Ermenistan'la imzalanan protokollerin geleceği" konusundaki soruları yanıtladı.
OLAĞANÜSTÜLÜK LEHTE DEĞİL
Üçlü Zirve'de hava nasıl esti? Bond çantalar açıldı mı?
- Öyle çok olağanüstü değil bu işler bizim açımızdan. Bir gün önce de toplayabilirdim. Olağanüstülük Türkiye'nin lehine, çıkarına değil... Gayet güzel bir değerlendirme oldu. Herkes nasıl gördüğünü söyledi. Başbakan, Genelkurmay Başkanı... Ben, tavsiyelerimi yaptım. Özellikle olağanüstülük vermek istemedim.
Liderlerin zirveye ilişkin eleştirileri oldu mu?
- Hepsi çok memnundu. "Çok iyi yaptınız" dedi.
Ergenekon, Balyoz gibi davalar var. Hadisenin kendisini olağanüstü buluyor musunuz?
- Bunlara savcılar, mahkemeler, mevcut hukuk bakıyor. Bu mahkemeler, eski DGM'lerdir beyler. DGM'ler benim başbakanlığım döneminde değiştirilirken açın bakın o gün kim, ne demiş? Bunlar, özel yetkili savcılar, mahkemeler. Bu savcıların özel yetkileri var. Bu tip konuları didik didik edecekler. Büyük kurumların içerisinde yanlış yapanlar olabilir. Her kurum yanlış yapanları ayıracak. Alacak kenara koyacak, o kadar. Genelkurmay Başkanı da açık söylemiş. Balyoz ciddi gerçekten. Bir hukuk devletinde olabilecek şeyler değil bunlar.
"Türkiye yeni anayasa şansını kaçırdı" mealinde açıklamanız oldu...
- Öyle bir şey demedim. Farklı yorumlandı. Kimse bu Meclis'i küçültemez, önemsiz göremez.
Yargı reformu ve anayasa değişikliği konusunda liderlerin değerlendirmesi nasıldı?
- Sayın Deniz Baykal bana karşı olduğunu söyledi. Anayasa konusunda da öyle.
REFERANDUM VE TANSİYON
Referandumsuz anayasa değişikliği olabilir mi?
- Bilmiyorum. Parti başkanları bana katılmayacaklarını, kategorik olarak karşı olduklarını söylediler.
Referandum dolayısıyla tansiyonun yükselmesini bekliyor musunuz?
- Hayır, hayır... Uçaktaki heyecanı görün. Türkiye'de herkes işinde gücünde. Standartlar yükselmeye devam edecek. Bunu herkes kabullenmek zorunda.
Kürt, Kıbrıs ve Ermeni... Üç açılımda da kilitlenmeye girildi. Sonu nereye gider?
- Parlamentoların bu işlere karışmaları tarihe saygısızlıktır. Dışişleri Bakanı olarak ABD'ye gitmiştim. Yine böyle tartışmalıydı. Bir bayan kongre üyesi, 'Mr. Gül niye kendini yoruyorsun? Bunu kabul edin gidin. Türkiye'ye dönünce siz de 'Amerikalılar, Kızılderililer'i yok ettiler' diye karar geçirirsiniz, bu iş biter' dedi. Yaklaşımları böyle. Bu tip motivasyonlarla oylandığı için itibarı yok.
Büyükelçileri çekerek ne söylüyoruz?
- Bu işler restleşme değil. Başkan Obama Ankara'ya geldiğinde konuştuk. İddia eden varsa kurulur tarih komisyonları, arşivlerimizi sonuna kadar açarız, başkaları açar, Tarih komisyonu büyük bir meydan okumadır aslında. Bazı ülkeler, kendilerine arkadaş aramak istiyorlar. Türkiye'ye o yüzden yükleniyorlar.
Ermenistan'la yapılan protokollerin Meclis'teki geleceğini nasıl görüyorsunuz?
- Her şeyin bir zamanı var.
Süreci ileriye götürmek için ne yapılabilir?
- Bazı konular biraz sessiz çalışılır, zorluklar nasıl aşılır bunlara bakılır, hiçbir şey ölmüş değil.