Bunlar küçük yaştan itibaren önüne nasıl bir sorun gelirse gelsin daima abim, ablam beni arayacak ve ne yapacağımı bana söyleyecek, hiç endişe etmeme gerek yok, diye alıştırılmış kişiler.
İşte; abilerinin, ablalarının ne yapacaklarını söylemedikleri / söyleyemedikleri gün de 15 Temmuz oldu! Saati öne aldıklarında ne yapacaklarını bilemediler. Çaresiz kaldılar.
O gece Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarını Genelkurmay karargâhına davet ettiğimiz anda ABD'deki elebaşı, haini arıyorlar. O gece yapacakları darbenin tespit edildiğini ve ne yapacaklarını soruyorlar. Terör elebaşından darbeyi derhâl başlatın diye talimat geliyor.
Darbe sonrası ortaya çıkan görüntülerde yer alan bir olay bu durumu açıkça ortaya koyuyor.
İstanbul'da darbe akşamı bir grup FETÖ'cü hain eşleri ile birlikte bir lokantada yemek yiyorlar. Darbe saati kendilerine gece 03.00 olarak bildirildiği için çok rahatlar. Birdenbire içlerinden birine bir telefon geliyor. Telefonla konuşan örgüt mensubunun konuştukça gözleri büyüyor, yüzünün şekli değişiyor. Telefonu kapatıp koşarak çıkıp gidiyorlar. İşte bunlara darbenin gece 03.00'te değil, emri aldıkları o anda başlamaları talimatı veriliyor.