100 BİN KİRALIK KONUT YAPACAĞIZ
Tuzla'da 5 bin konutun temelini attık. Bir taraftan bakanlığımız bir taraftan İBB olarak elimizi taşın altına koyacağız. Kimseyi evinden mahallesinden etmeden o dönüşümü gerçekleştireceğiz. Yarısı bizden kampanyasını devam ettirirken bir taraftan 100 bin de kiralık konut yapacağız. Bunları satmayacağız. Bu projeye entegre olacak. Sürekli İstanbul'un dönüşümü için bu konutları kullanacağız. Keşke İBB 5-10 bin konut yapsaydı da kullansaydık.
46 BİN KONUT TESLİM EDİLDİ
365 bin sosyal konuta başladık bitirdik. Sadece İstanbul'da 39 millet bahçesi yaptık. Arıtma tesisleri için projeler yaptık. Sıfır atık anlayışı için 81 ilde çalıştık. Afetlerde hemen oralara gittik, millete verdiğimiz sözü tuttuk. 11 ilde seferberlik ruhuyla çalıştık; 180 bin konutun inşasını başlattık. 46 bin konut teslim oldu. Şimdi de vatandaşımızın mutluluğuna şahit oluyoruz. Köylere kadar bu projeleri tek tek tasarladık. Bunları söyleyince nasıl yapacaksınız, bütçeyi nereden bulacaksınız dediler.
BU İNSANLAR DEPREMİN OLMASINI MI BEKLESİN?
O gün bize inanmayanlar acaba nereden ne söylesek çabasına giriyor. Bu konutların dönüşmesi gerekiyor diyoruz. Mevcut İBB yönetiminin danışman hocaları söylüyor bunu da. Alkışlıyoruz bunu da. Ekrem Bey şimdi "aha bizi alkışladılar" diyecek. Bilim insanları bunu söylerken İBB yönetimi 650 bin konut yapımını doğru bulmuyoruz diyor. İstanbul'da deprem riskini herkes söylüyor. Bilim insanları söylerken buna rağmen yönetim, Ekrem bey çıkıp diyor ki gülerek yapılmaması konusunda net duruş sergiliyor. Sen ne yapacaksın? Bu insanlar depremin olmasını mı beklesin? Biz sahada olmaya alışkınız. Afetlerde hep sahada yan yanayız milletimizle. Projelerimizi açıkladık, insanlarımızın mutluluğu yüzüne yansıyor bizi görünce. Gittiğimiz yerlerde yanımıza gelen insanlarımız "Kastamonu'da seni gördüm diyor. Rize'de selde gördüm; geldin günlerce çalıştın diyor insanımız. Vatandaşlarımız bıkmış. Heyecanla umutla 31 Mart'ı bekliyor.
BİZ KİMİN DİLİ, DİNİ NEDİR DİYE BAKMADIK
Milletin beklediği süslü laflar, kavga, ayrıştırma değil. Bir taraftan cemevi temeli atarken öbür taraftan esnafla buluştuk. Biz kimin dili, dini nedir diye bakmadık. Bizi biz yapan değerler budur. Bizim Alevi komşumuz da var, Kürt komşumuz da vardı, Laz komşumuz da vardı. Sevincimizi de hüznümüzü de beraber yaşadık. Birileri bu değerler üzerinden siyaset yapmayı meslek edinmiş. Şu anki anlayış maalesef İstanbul'u konuşmak yerine polemik siyasetinden medet umuyorlar. Proje yok, hayal yok.