Prof. Dr. Tarhan, yaptığı yazılı açıklamada, ödevler konusunda ebeveynlerin ve öğretmenlerin dikkatli olması gerektiğini vurgulayarak, oyun çağındaki çocukların ödev yapmayı istemediklerini, velilerin de çocukların ödev yapmamasından şikayetçi olduğunu belirtti. Tarhan, çocukların okula ve ödeve ''soğuk'' bakmalarında velilerin ve öğretmenlerin yanlış davranışlarının etkisinin büyük oluğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
''Aileler, çocuklara ödev yapmayı sevdirmek için öncelikle çocuğunun nasıl bir öğrenme modelinin olduğunu bilmeli. Ödevler, korku nesnesi haline getirilmemeli. İlk hata çocuk okuldan gelir gelmez onu dersin başına oturmaya zorlamaktır. Dinlenmesi için hiç fırsat vermeden, hemen ödevini yapmaya zorlamak çocuğun ödeve karşı antipati duymasına, kötü duygular beslemesine neden olur. Bazı anneler sanki çocuğun ödevi olduğunu, ders çalışması gerektiğini düşünemezmiş gibi masanın başına oturana kadar çocuğuna sürekli çalışması gerektiğini hatırlatması, son derece yanlış bir davranıştır. Sürekli ders çalışmasını hatırlatan bir anne varsa, çocuk onu gördüğü zaman sadece ders çalışma zorunluluğunu hatırlar, başka bir şey hatırlamaz. Anneyle çocuğun ilişkisi bozulursa, düzeltmek zor olur. Oysa dersteki zayıflık bir şekilde telafi edilir.''
Tarhan, ödevi bir korku aracı haline getirmeme konusunda veliler kadar öğretmenlerin de duyarlı olmaları gerektiğini vurgulayarak, ödevlerin bütünleştirici, konunun anlamına yardımcı, çocuğu sıkmadan merak uyandıracak içerikte olması gerektiğini belirtti.
Prof. Dr. Tarhan, çocuklara ders dışında hayat becerisinin de öğretilmesi gerektiğini vurgulayarak, ''4 4 4 sisteminin de amaçlarından olan kişisel gelişimin sağlanması önemli. Çocuk ders çalışırken, ödev konusunun yanı sıra hayatı, ders çalışma metodunu, disiplinli olmayı, zorluklara dayanmayı öğrenmelidir. Çocuğa güven duygusunun eşlik ettiği bir sorumluluk duygusu kazandırmak gerekir. Aksi halde sadece itaati öğrenir'' ifadelerini kullandı.
Tarhan, çocukların bireysel yaratıcılık, sorun çözme, insanlarla iletişim kurabilme gibi beceriler kazanmasına da önem verilmesi gerektiğini belirterek, çocukların sadece kurallara uyan, otoriteye itaat eden değil, özgür düşünen, farklı olabilen, sorgulayan, yeteneklerini geliştirebilen bireyler olarak yetiştirilmesinin önemli olduğunu kaydetti.