Özel Öğretim Derneği (ÖZDER) Başkanı Ahmet Akça, yaptığı açıklamada, Anayasa Mahkemesi'nin kararı sonrası MEB ile çeşitli toplantılarda bir araya geldiklerini ve bu toplantılarda varılan sonuçlardan da memnun olduklarını dile getirdi.
MEB'in yayımladığı yönetmelikte dershane tanımının bulunmadığını hatırlatan Akça, Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nda "kurum"un, "okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim, özel eğitim okulları ile çeşitli kursları, uzaktan öğretim yapan kuruluşları, motorlu taşıt sürücü kursları, hizmet içi eğitim merkezleri, öğrenci etüt eğitim merkezleri, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri ile benzeri özel öğretim kurumları" şeklinde tanımlandığını anımsattı.
Buna göre, mevzuatta dershanelerin faaliyetlerinin düzenlenmediğini dile getiren Akça, "O açıdan kesin olarak bildiğimiz şu, dershaneler kesin olarak şu an eğitim faaliyeti yürütemez" dedi.
Dershanelerin dönüşüm sürecinde sürekli eğitim bağlamında tartışılmasının mücadelesi içinde olduklarını ifade eden Akça, "Dönüşümün mücadelesini veren dernekler, şu anda gelinen durumdan memnunlar. Dershanelerin yerine dönüşüm okulları oluştu. Dönüşemeyenler için de özel öğretim kursları açılabilecek. Hala dershane olarak devam edeceklerinin mücadelesini vermek eğitimci gözüyle bakıldığında doğru bir mücadele değil" diye konuştu.
Dershanelerin özel öğretim kursu olarak faaliyetlerine devam edecekse sadece bir ruhsat değişikliğiyle faaliyetlerini sürdürebileceklerinin altını çizen Akça, dershane ruhsatıyla bütün derslerin kursları verilebilirken özel öğretim ruhsatıyla sadece 3 dersin kursunun verilebileceğini dile getirdi.
"Merdiven altı" kurum uyarısı
Mevzuatın öngördüğü kurumlara dönüşmek istemeyen dershanelerin "merdiven altı" olacağını belirten Akça, "Bu anlamda biz dernek olarak, olası şekilde ders kursları, ders çalıştırma merkezleri, eğitim danışmanlığı merkezleri, büroları gibi ne kadar Bakanlıktan izinsiz ruhsatsız kurum varsa bunların takipçisi olacağız. Çünkü bu konu, istismara çok açık. Çünkü alternatif tıpta olduğu gibi eğitim formasyonu olmayan, üniversiteyi yarım bırakmış ancak ders veren eğitmenlerin olduğu ortamlarda eğitim verilmesini doğru bulmuyoruz" diye konuştu.
Lise mezunu öğrenciler için temel lise, özel öğretim kursu ve halk eğitim merkezi gibi alternatiflerin bulunduğunu aktaran Akça, böylece mezun öğrenciler için bir mağduriyetin söz konusu olmayacağını bildirdi.
Özellikle dershanelerin legal bir zeminde bir kanuni düzenleme olmadan eğitim faaliyeti yürütmelerinin mümkün olmadığına işaret eden Akça, şöyle konuştu:
"Öğrencilerin eğitimlerine destek olabilecek kurumlar şu anda, temel liseler, dönüşüm ortaokulları veya özel öğretim kurslarıdır. Bunların dışındaki herhangi bir kuruma kayıt yaptıranlar, eğitim öğretim faaliyetine başlayamayacak kurumlar olduğundan öğrenciler büyük bir mağduriyet yaşayabilir. Bir de kaçak ders bürolarına kayıt yaptırmamaları lazım. Buralar hakikaten eğitim kalitesi kanıtlanmamış ama çok yüksek rakamlarla ifade edilen umut sömürücülüğü yapılıyor. Bu nedenle velilere, MEB'den onayı almış kurumlar dışındaki kurumlara kayıt yaptırmamalarını tavsiye ediyorum."
Senetlere dikkat
MEB'den onay almamış eğitim kurumlarına kayıt yaptırıp senet imzalayan velilere de uyarılarda bulunan Akça, "Eğitimleri yarıda kalabilir. Örneğin '500 saat ders verilecek' denilir ancak bunun karşılığı verilmeyebilir. Verdikleri senet de resmi bir kurumla mutabakat olmadığı için adi borçlanma üzerinden bu senetler yapılabilir. Sanki borç para alan velilerin, borcuna karşılık gibi bu senetleri ödemeleri gerekebilir. Senette eğitimin karşılığı diye yazılmıyor. O yüzden kurs, burada hizmet veremese bile veliden bu parayı tahsil edebilir. Bu mağduriyet velilere yaşatılabilir. O nedenle Milli Eğitim Bakanlığından ruhsatını almamış, ruhsatını asmamış ve bu anlamda resmiyetini kanıtlamamış kurumlara öğrencilerin gönderilmemesi konusunda velilere duyarlılık öneriyorum" uyarısında bulundu.
"Dönüşümde temel lise ve özel öğretim kursunu tercih ettik"
Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Başkanı İbrahim Taşel de dershane tanımının mevzuatta bulunmaması nedeniyle MEB'in yeni sektör için yeni bir düzenlemeye gittiğini hatırlatarak, bu nedenle TÖDER üyesi kurumlar olarak dershane konusunda ısrar etmediklerini ve dönüşüm sürecinde temel lise ve özel öğretim kursuna dönüşerek eğitim faaliyetlerine devam etme kararı aldıklarını söyledi.
Özel öğretim kuruluşları olarak MEB'e bağlı olduklarının altını çizen Taşel, öğretmenlerin de Bakanlıktan atandığını, programların da Bakanlık tarafından onaylandığını dile getirerek, "TÖDER üyesi kurumlar olarak MEB'in belirlediği çerçeve dışına çıkmamız mümkün değildir. Bu çerçeve dışına çıkmaya çalışacak kurumların yaptıklarını da doğru bulmuyoruz" açıklamasını yaptı.